DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

Köpek ve Kedilerde Beslenme Bölüm 1

Sesli Dinle

İşte bizim hayvan dostlarımız da türlü türlü cilt sorunları ile karşımıza çıkar oldular ilk önce. Bu güzel canlarımızın sorunları o kadar çoğaldı ki onların kurtlu elmalarını keşfetmenin zamanı da geldi…

Köpek ve Kedilerde Beslenme Bölüm 1
25.02.2021
4.992
A+
A-

Pandemi den fırsat bulup da gidebildiğim son pazar alışverişimde ilginç bir pazarcıya denk geldim. O kadar değişik bir söylemi vardı ki dikkatinizi çekmemesi mümkün değildi. “kurtlu elmalar burada” diye bağırıyordu. Düşünebiliyor musunuz? Elmaları kurtluydu, üstelik bunu pazarlama stratejisi olarak kullanıyordu. Kurtlu meyveler çocukluğumun kabusu olsa da aradan geçen yıllar bu negatif durumu pozitife çevirmişti. Kurtlu elma ne demekti? Doğal demekti. Neden kurtlanmıştı? Çünkü kurtlanmasının önüne geçmek için kimyasal ilaçlar kullanılmamıştı. Doğal gübre ile doğru bir akışta meydana gelmiş ve büyütülmüştü. Şekil olarak mükemmel de görünmeyen irili ufaklı elmalar diğer tezgahlardaki kurtsuz elmalardan daha hızlı satılıyordu üstelik.

Aradan geçen onca yıl bize sadece elmanın kurtlusunun değerli olduğunu öğretmedi. Tavuğun doğal besleneninin daha zor piştiğini, doğadan beslenen tavuk yumurtalarının gerçek yumurta olduğunu, her zaman yemeye alıştığımız o pamuk gibi ekmeklerin değil çocukluğumuzdan kalma ata buğdayı ile yapılan ekmeklerin gerçek ekmek olduğunu öğretti. Aslında bu doğala dönüş özlemi sayamadığım birçok üründe hayatımızın parçası oldu. “Organik” kelimesi az bilinen kelimelerden, sık kullanılan kelimeler statüsüne terfi etti kısacası. Ekmeğin ununu sorar, üstüne sinek konan yağın gerçek olduğunu anlar olduk.

Bizleri çocukluğumuzun kabusu olan kurtlu elmaları seçmeye, üstüne sinek konan yağın değerli olduğunu düşünmeye iten neydi hiç düşündünüz mü? Organik olanın, doğal olanın diğerlerinin 4-5 katına satılmasının sebebi neydi? Lezzetli olmaları, uzun yaşama isteği etken olsa da daha güçlü bir sebep olmalıydı bizi kurtlu elmalara iten.

İşte bu doğala özlem duygusu bugünkü kadar değerli yapan asıl konu sağlığımızın bozulması ile başladı sevgili okurlarım. İlk önce sağlığımız bozuldu. Obezite, kollestrol kelimeleri ile tanışırken Kanser hastalığının kalıtsallıktan çıkıp sık rastlanır olduğu yılları gördük ilk önce. Kalp krizleri 50 üzeri yaşlardan 10’lu, 20’li yaşlara kadar indi. Atalarımızda görmeye alışkın olmadığımız bu hastalıklar ile bizlerin de neyi farklı yaptığımıza yönelik araştırmaları başladı.

Köpeklere, kedilere sevgisi olan, evinde beslediği bu güzel canlar için beslenme önerisi bekleyen okurlarımın hayal kırıklıklarını duyar gibiyim. Merak etmeyin sevgili hayvan sever kardeşlerim, ilk önceliğimiz farkındalık olduğundan girizgahımızı uzun tutmak zorunda kaldım. Maalesef son yıllarda hiç olmadığı kadar çok kanser ve cilt problemleri duyar olduk kedi ve köpeklerimizde. Çocukluğumuzda sokaklarda yaşayan canlarda bile görmediğimiz “egzama” lar “mantar” lar peydah oldu. Ortalama ömürler kısaldı, özellikle köpeklerimiz git gide küçülmeye başladı. Doğada yaşayan örneklerinde hiç olmayan diş tartarları, mevsimi olmasa da bitmeyen tüy dökülmeleri başladı.

Kendi hayatlarımız söz konusu olduğunda en doğalını seçen bizler yani yeni hayvan dostlarımızın beslenmesinde de doğal arayışlar içerisine girer olduk. Peki kedi ve köpekler için neydi doğal beslenme?

Bu konuyu net olarak anlayabilmemiz için öncelikle bu canların sindirim sistemini, ardından doğada yaşamakta olan türdeşlerinin beslenme şekillerini araştırmak gerekir.  İlk olarak kedi ve köpeklerin mide ve bağırsak sisteminin çiğ besinleri tüketmek üzerine yaratıldığını belirtmek isterim. Kurtlu elma gibi değil mi? Fikri ilk duyduğunuzda sizi rahatsız etse de mantığını anladıkça seviyorsunuz. Bu canlıların pişirme yetileri olmadığından tüm besinleri çiğ olarak yerler. Her türlü gıdayı pişirdiğinizde içerisindeki sıvıyı kaybederiz. Haşlasak dahi içerisindeki doğal vitamin ve mineraller suya geçer. Geriye ise daha çok posa daha az vitamin ve mineral kalır. Hani annelerimizin “vitamini suyunda” dediği gibi. Et örneğin, ne kadar çok pişirirseniz o kadar sertleşir. Sertleşen eti ise sindirmesi daha zordur. Daha çok ve daha güçlü mide asitleri gerekir. Bu durumda pişirme yetileri olmayan bu canlıların sindirimde zorlanmaları oldukça doğaldır. Üstelik bu durumda gıdanın içerisinde yer alan sıvıyı ısıtarak yok ettiğimizden geriye kalan yoğun posa dışkılamayı da arttıracaktır.

Bilinenin aksine doğada yaşayan türdeşleri meyve, hatta birtakım otları ve sebzeleri de yerler oysa. Evcil dostlarımızı da otları yerken ya da elma, havuç gibi sebzeleri yerken de görebiliyoruz. Doğada sıklıkla yaptıkları bu beslenmeleri bizler için “karnı ağrıyordur” hurafesine dönüşmüştür. Özetle doğal beslenmelerinde sebze, meyve ve otlar da bulunmaktadır.

Dostlarımızın sindirim sistemi ve beslenme alışkanlıklarının yanı sıra zararlı olduğunu bildiğimiz ancak bir türlü değiştirmediğimiz beslenme tipini bir de onlara uyguluyoruz. Her türlü işlenmiş gıda bizler için zararlıdır. Bu konuda hemen hemen her gün bir uzman açıklaması duyuyoruz. Kendimiz için bir farkındalığımız olsa da konu can dostlarımız olunca onlara verdiğimiz gıdaların da işlenmiş olduklarını anlamıyoruz. Yanı sıra doğada yaşayan herhangi bir canlı için sadece kuru beslenme yapılırsa sonucun ne olacağını bilirken o güzel canlarımıza her gün bir kap kuru gıdayı vermekten çekinmiyoruz. İşte bu kuru besinler vücuda alınan sıvı ile şişmekte, doğal besinlere göre daha az sindirilmekte ve canlıda yapay bir tokluk hissi uyandırmaktadır. Paketlerin uzun ömürlü olmalarını sağlayan onlarca kimyasal da cabası. Dikkat ederseniz artık büyük çoğunluğunda et dahi olmadığını görebilirsiniz. “Kanatlı Proteini”, “Et Unu” gibi ifadeler kullanılmaktadır.

Canlıların aldığı tüm gıdaların etkileri ilk önce ciltlerinde görülür. Fazla çekirdek yediğinizde hemen sivilceleriniz çıkar örneğin. Alerjiniz olan bir ürün yediğinizde ilk önce cildiniz kızarmaya başlar mesela. İşte bizim hayvan dostlarımız da türlü türlü cilt sorunları ile karşımıza çıkar oldular ilk önce. Bu güzel canlarımızın sorunları o kadar çoğaldı ki onların kurtlu elmalarını keşfetmenin zamanı da geldi…

Farkındalık sağladığımız bu haftanın aksine önümüzdeki hafta can dostlarımız için beslenme yöntemlerini sizler için kaleme alacağım.

Gölgeleriniz hiç kaybolmasın,

Sevgiler,

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.