DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

Dostane Tavsiyeler, Naçizane Tespitler

Sesli Dinle

Ülkeleri sağlam bir politika ve idare mekanizmasından uzak olan halk bir gemiye benzer ki, okyanusun ortasında fırtınaya yakalanıp korkunç dalgalar arasında çaresizce kıvranır.

Dostane Tavsiyeler, Naçizane Tespitler
25.11.2021
5.166
A+
A-

Hani bir söz vardır, dinimiz dilimiz rengimiz ve ırkımız farklı olsa da gözyaşlarımızın rengi aynıdır diye, işte bu durum sadece gözyaşlarımız için değil temel insani ihtiyaçlarımız için de aynıdır. Yani beslenme, barınma eğitim, sağlık ve güvenlik ihtiyacı ne olursanız olun insan iseniz aynıdır. Ve insanlık var olduğu sürece bu ihtiyaçlar sürekli var olacak.

Eski bir Mezopotamya sözü olarak okumuştum “Baharatsız yaşayabilirsin ama buğdaysız asla” diyordu, ilkokul da bizlere hayat bilgisi dersinde Türkiye’nin kendi kendine yetebilen sayılı ülkeler arasında olduğu ve Konya ovasının ülkenin tahıl ambarı olduğu öğretildi.

Günümüzde yerli tohumun para ile alınıp satılması yasak, bunu sadece ilçe kasaba veya köy pazarlarında takas yöntemi ile alabilirsiniz. Market raflarında ki kuru baklanın büyük bir kısmı yabancı menşeili ürünlerden oluşuyor. Yerli ve milli doktrinini savunup yerli ve milli olan mercimeğe, nohuta ve fasulye ye dahi bu denli düşman oluşumuz nedendir? Ülkenin en büyük üniversitelerinden mezun olan gençlerimiz ileride ülke yönetimine talip olması gereken yarınlarımız, başta Avrupa olmak üzere farklı ülkelerde garsonluk ve kuryelik yapmak için can atıyor.

İngilizce eğitim veren kurumlarımızdan mezun olan çocuklarımız daha kolay gidiyor yurt dışına, böylelikle gittikleri ülkelerin insan yetiştirme maliyetlerini de bizler karşılamış oluyoruz. Ülkenin son yetmiş yılını incelediğinizde siyasi ve ekonomik sorunların hiç bitmediğini görüyoruz. 98 yıllık bir Cumhuriyet’in 66.hükümeti iktidarda şuan. Dolayısı ile ortalama hesabı yaparsak eğer her 1,4 yılda bir hükümet değişmiş oluyor. Normal şartlarda her beş yılda bir yenilenseydi hükümet şuan 19.hükümet’in görevde olması gerekirdi. Bu kadar istikrarsızlığın olduğu bir ülke dünya da var mıdır? Bilemiyorum.

Sürdürülebilirlik diye bir kavram sanki yeni bulunmuş gibi herkesin ağzında son dönem de, bunun önemini anlamak için bunca şeyin yaşanmasına gerek yoktu bence. Burada kimseyi veya herhangi bir siyasi kuruluşu yermek gibi bir niyetimin olmadığı gibi, yüceltmek gibi de bir niyetim yok.

Son yetmiş yıla bakıldığı zaman insanın aklını başına almasını gerektiren bütün musibetleri görmüşüz ülke olarak, sağ sol davasından tutun askeri darbelerinden, ekonomik krizlerine varana kadar iliklerimize kadar hissetmişiz.

Bu süreci doğru okuyabildiğimizde neyin neden yapılabildiğini de görüyoruz, dolayısıyla aynı okuma yöntemi ile de yapılanın neden yapıldığını da görebiliriz.

“Aklı gözünde olmak” tabiri vardır ve bu tabir sadece gördüğüne inanarak olayların arka planda nasıl yürüdüğünü düşünmeden yorum yapmak ve bir karara varmak, siyaset, devlet yönetimi ve istihbaratta fiyasko ile sonuçlanır, hasılı aklımızı sadece gözümüzün gördüğünden bir an önce kurtarmamız lazım millet olarak.

Şehabettin Sühreverdi der ki;

Ülkeleri sağlam bir politika ve idare mekanizmasından uzak olan halk bir gemiye benzer ki, okyanusun ortasında fırtınaya yakalanıp korkunç dalgalar arasında çaresizce kıvranır.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.