DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

Sevginin Ayrıcalığı

Sesli Dinle

“Kim ki hayat sofrasında yalnız kendini görür ve doymayı düşünürse o aç kalacaktır. Ve kim kardeşini düşünür de doyurursa o da kardeşi tarafından doyurulacaktır şüphesiz.”

Sevginin Ayrıcalığı
06.04.2022
4.388
A+
A-

Tuzla buz gibi gibiyim doğru
Hem üzgün hem de ummana doğru
Yerli yersiz dağların ardında
Seni orada bulduğum doğru

Bu bir yağmur mu?
Göğsüme doğru
Zehir mi yoksa?
Suya mı yordum?

Şimdi bahçemde, çocuklar koşar
Fırlayıp içimden, beni de aşar… Cihan Mürtezaoğlu

 

Hayatta neyi gerçekten sevip ne istediğimizi gerçekten biliyor muyuz acaba? Sevgi karşındakini değiştirmeye çalışmadan, olduğu gibi tüm defolarıyla sevmektir denmiş.

Bir çiçeği böceği severken bile rengini, cinsini, güzelliğini, çirkinliğini düşünerek değil de sadece o sevdiğin bir çiçek ya da böcek diye seversin. Bunun yaprakları biraz daha mor olsa daha güzel olurdu dersek orda içimizdeki dönüştürücü taraf ağır basıyordur. Ama dönüştürdüğümüz şey bizim en başta sevdiğimiz şey olmaktan çıkar orijinalliğini o kendine has dokusunu ve güzelliğini kaybeder. Bu insanlar içinde böyledir. Karşındakini olduğu gibi sevebilir misin? Bunu hayatı kendine de karşındakine de zindan etmeden başarabilir misin?

Daha önce önyargılı olduğun konularla yüzleştiğinde aslında o konudaki değişiminde gerçekten samimi misin yoksa öyle bir durumla karşılaşmadığından mı ben artık değiştim diyebiliyorsun.

Hayat sürprizlerle dolu, doğru zaman diye bir gerçek kesinlikle var, biz fark etsek de etmesekte. Hayatı gelişine yaşamak demek ben böyleyim ya demek olmuyor tabi ki. Burada şöyle bir şey paylaşmam lazım. “Neyi seversen o olursun der Oysho ve ekler sevgi simyadır. Asla yanlış şeyi sevme çünkü seni dönüştürecektir. Hiçbir şey sevgi kadar dönüştürücü değildir. Seni daha yükseklere doruklara çıkabilecek bir şeyi sev.”

Sevgi insanı besleyen ve olgunlaştıran bir duygu. Tabi hayatta gerçek sevginin ne olduğunun ayrımına varmak gerek. Sevgi bazen insanın hayatındaki siyah beyazları grilere evirebilir belki de. İçi ısınan insanın yapamayacağı şey yoktur. İçimizde o gücü buluruz. Sevgi tutkuyu da besleyen bir his. Sevgi insanı tamamlar, tam hisseden insan da artık kendini başka olgular üzerinden var etmeye çalışmaz, tüm enerjisini ve potansiyelini doğru ve istediği yerlere kanalize edebilir.

İçinde şefkat barındıran bir sevgi hayal edin, ailenizden gördüğünüz gibi olabilir bu. Çok güvenli bir konfor alanı değil mi insan için şefkat gördüğü alan. Bu bize kendi gerçek kimliğimizi yaşama konforu sağlar. Epiktetos Kendisinin Efendisi Olmayan Hiç Kimse Özgür Değildir kitabında şöyle diyor; “Eğer sahip olduğunuzdan daha güçlü bir karakteri oynarsanız aslında hem zayıf düşmüş hem de gerçekten güçlü olanı ihmal etmiş olursunuz

Bize ait olmayan her şey bize zararlıdır gibi düşünebiliriz. Bir gün sormuşlar ermişlerden birine: “Sevginin sadece sözünü edenlerle, onu yaşayanlar arasında ne fark vardır?” diye. “Bakın göstereyim” demiş ermiş.

Önce sevgiyi dilden gönüle indirememiş olanları çağırarak onlara bir sofra hazırlamış. Hepsi oturmuşlar yerlerine. Derken tabaklar içinde sıcak çorbalar gelmiş ve arkasından da “derviş kaşıkları” denilen bir metre boyunda kaşıklar. Ermiş “Bu kaşıkların ucundan tutup öyle yiyeceksiniz” diye bir de şart koymuş. “Peki” demişler ve içmeye teşebbüs etmişler. Fakat o da ne? Kaşıklar uzun geldiğinden bir türlü döküp saçmadan götüremiyorlar ağızlarına. En sonunda bakmışlar beceremiyorlar, öylece aç kalkmışlar sofradan.

Bunun üzerine “Şimdi…” demiş ermiş. “Sevgiyi gerçekten bilenleri çağıralım yemeğe.” Yüzleri aydınlık, gözleri sevgi ile gülümseyen ışıklı insanlar gelmiş oturmuş sofraya bu defa. “Buyurun” deyince her biri uzun boylu kaşığını çorbaya daldırıp, karşısındaki kardeşine uzatarak içmişler çorbalarını. Böylece her biri diğerini doyurmuş ve şükrederek kalkmışlar sofradan.

“İşte” demiş ermiş. “Kim ki hayat sofrasında yalnız kendini görür ve doymayı düşünürse o aç kalacaktır. Ve kim kardeşini düşünür de doyurursa o da kardeşi tarafından doyurulacaktır şüphesiz.”

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.