DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

Fosforlu Cevriye ve Kıtipiyoz

Sesli Dinle

NFT, şu an dijital sanat olarak, kripto sanat olarak da tanımlanabiliyor. Yani demem o ki teknoloji şu an “kullanım” olmanın üstünde dijital sanat seviyesine çıkmış durumda. Teknoloji treni o kadar hızlı gidiyor ki trende bilet alma konusu mevzu bahis değil vagona bir şekilde ayak atmak lazım.

Fosforlu Cevriye ve Kıtipiyoz
21.04.2021
11.348
A+
A-

Geçen hafta iş çıkışı trafikte takılmış birinci viteste gidiyorum. Gitmek denirse gidiyorum Allaha şükür İstanbul trafiği yok. Haftanın son günü mü diyelim? Mesai çıkışı mı diyelim? Üstüne trafik bir de orucun son anları derken kafa o kadar da analitik çalışmıyor. Şimdi nasıl oturup nasıl konuşursak konuşalım kafa bunlardan sonra değil analitik yeri geliyor neredeyse çalışmıyor. Yanımdan tıngır mıngır geçen arabalara bakıyorum. Fransız, İtalyan, Alman, Japon yer yer Güney Kore menşeili arabalar. Ulen diyorum kendi kendime; “En ufak bir fırsatta dünya siyasetinde önümüze ket vuran Avrupa ülkelerinin arabaları her yerimizde.” Tam böyle kafa yoracağım kendi kendime vatan millet Sakarya diyeceğim derken radyodaki bir ses dikkatimi çekiyor.

“Sosyal paylaşım platformu falan filan istatistiklerini paylaştı.” Diye devam eden bir haber yayın akışına girmişti. Şimdi bir itirafta bulunayım falan filan mı? Diye yazılıyor yoksa filan falan mı? Bilemedim.  Uygulamanın simgesini görünce hatırladım, kurmamla kaldırmam iki dakikamı almıştı. Yani demem o ki o kadar useless gelmişti program bana. Şimdi fark ettim milyarın üstünde indirilmiş. Bu zamana kadar da 700 milyonun üzerinde kullanıcı kullanmış uygulamayı. Hatta kullananlar günde en az 40 dakika kullanıyorlarmış. Kurup kaldırarak biz de bu istatistiğe dahil olmuşuz yapacak bir şey yok. O kadar kişi kullandığına göre demek ki useless değilmiş. Ah yeni jenerasyon. Neyse. Uygulamanın reklama ihtiyacı yok zaten hali hazırda MevzuHaber platformu da kâr amacı güden bir platform değil bundan dolayı isim zikretmemekte de bir beis görmedim.  Zaten mesele kâr zarar değil mesele istatistik, konu kullanım, veri.

Şimdi o uygulamaya gelene kadar milyarın üstünde indirme sayısına ulaşan onlarca program ve neredeyse milyara yakın indirme sayısına ulaşmış oyunlar var. Ve bunların hepsi herkese hitap ediyor. Biz üniversitedeyken internet kafede Counter Strike oynardık ve bu oyun silahlı çatışmalı bir oyun olduğu için sadece erkekler oynardı. Cinsiyet ayrımı filan olduğundan değil oyun kızlara hitap etmiyordu. Geçen gün ortaokul yaşlarında bir kız çocuğu gördüm telefonu yan tutmuş, oyunda almış eline silahı kasıp kavuruyor. Yani demem o ki bu uygulamalar artık herkese hitap ediyor. Bu oyunların en az biri, uygulamaların en az ikisi telefonumuzda olsa, her uygulamaya ara ara girip çıksak ve yukarıdaki falan filan örneğindeki gibi her uygulamada kırk dakika harcasak günde üç saate denk geliyor sadece bu uygulamalarda harcanan zaman. Tabi bu bahsettiğim zaman en az olan kullanım süresine göre üç saat. Tekrar edeyim de etkileyici olsun en az kullanımda günde üç saat. Bu “günde üç saat” bile bir kullanıcı için çok fazla bir zaman.

Ben bilmem ne koçu değilim. Ben motivasyon konuşmacısı değilim, “Carpe Diem”ci değilim ama günde boşa harcanan üç saat, boşa giden çok fena bir zaman. Bu üç saat kafama epey takıldı biraz araştırma yapayım dedim karşıma enteresan bilgiler çıktı. Dünyanın bilinen ilk sosyal platformu tabi ki Facebook. We are social internet verilerine göre dünyada en fazla Facebook kullanan on ülkeyi aktif kullanım sayısı çoktan aza doğru paylaşayım; 1) Hindistan 2) Amerika 3) Endonezya 4) Brezilya 5) Meksika 6) Filipinler 7) Vietnam 8) Tayland 9) Mısır 10) Türkiye. Bu on ülke arasında Amerika (bir zahmet olsun zaten ihraç eden ülke) dışında gelişmiş ülke olmadığı dikkatinizi çekmiştir. Bu on ülkenin içinde illaki teknoloji şirketleri yatırımları kendi klasmanlarına göre gelişmişlikleri var. Bu ülkeler tabi ki bilim adamları yetiştiriyor ama Meksika, Brezilya, Filipinler, Vietnam deyince aklımıza silikon vadileri, teknoloji üsleri, Parçacık çarpıştırma laboratuvarları gelmiyor dürüst olalım. Aklımıza gelen ilk şeyler hemen hemen aynı. Meksika deyince uyuşturucu kartelleri, Brezilya deyince futbol. Vietnam, Tayland hak getire. Ülkemizin bu ülkeler arasında anılıyor olması hatta ve hatta nasıl anılıyor olması büyük bir muallak olmakla birlikte maalesef can sıkıcı oluyor.

Sadece Facebook’a bakarak karamsarlık yapmayalım dediğimizde diğer platformlarda da yine maalesef aynı verilerle karşılaşıyoruz. Millet Ay’a Uzay’a çıktı diye klasik kahve muhabbeti yapmayacağım ama üçüncü yine maalesef ki konu bu tarzda devam ediyor. Çünkü teknoloji inanılmaz bir duruma geldi takip etmekte geç kalıyor olduk. Blokchainler, Cloudlar, Coinler ne olduğunu anlamakta zorlanmayı geçtim telaffuzlarını yapmakta dahi yetersiz kalıyoruz. Dünyanın teknoloji orijini öyle bir kayıyor ki “A yeni bir şey çıkmış bakalım.” Demeye fırsat kalmadan başka bir şeye maruz kalıyoruz. Varlığından yeni haberdar olduğum NFT diye bir şey var çevremde kaç kişi duymuştur diye kendi çapımda bir araştırma yaptım daha duyan yok. Maksadım kimseyi konu hakkında yadırgamak değil ama yenilikteki hıza dikkat çekmeye çalışıyorum. Dedim ya ne olduğunu anlamaya çalışmayı geçtim telaffuz dahi edemiyoruz. Buyurun NFT’nin tanımını şuraya bırakayım;

“NFT(ing. non-fungible token), benzersiz bir dijital öğeyi temsil edebilen, blok zincirinde (dijital defter) depolanan bir veri birimidir. NFT’ler kriptografik bir belirteçtir ve karşılıklı olarak değiştirilemez.

Bu tanımdan ne anlaşıldı abi? Blok zinciri ne? Kriptografik Belirteç ne? Benzersiz dijital öğe ile ne anlatılmak isteniyor? Dürüst olalım “Yetişemiyoruz.” Yeniliklere, hıza yetişemiyoruz. “Lokmacı işi tuttu abi.” Diye lokmacı açmıştık her yere, bu NFT pazarı Milyar Dolarlık Pazar olmuş durumda. Gel abi hadi girelim NFT işine. Nereye giriyorsun abi? Nasıl giriyorsun? Nasıl alıyorsun? Nasıl satıyorsun.

NFT örneğini özellikle verdim. NFT, şu an dijital sanat olarak, kripto sanat olarak da tanımlanabiliyor. Yani demem o ki teknoloji şu an “kullanım” olmanın üstünde dijital sanat seviyesine çıkmış durumda. Teknoloji treni o kadar hızlı gidiyor ki trende bilet alma konusu mevzu bahis değil vagona bir şekilde ayak atmak lazım. Yoksa ilerleyen zamanlarda günde üç saat sosyal medyada harcadığımız zaman arttırılmış gerçekliklerle sanal dünyada yaşamaya evrilecek. Bu evrilmiş yaşamın da eli kulağında.

Ya da bu trenin kaçtığını düşünüyorsanız o üç saate bir dört dakika daha ekleyelim sizi Fosforlu Cevriye ve Kıtipiyoz’un sahnesi ile baş başa bırakayım. Niye böyle bir örnek neden böyle bir bitiş diyecek olursanız cevabım şu olur; o harcanan üç saatte Schrödinger’in Kedisini mi araştırıyoruz? Laplace’ın Şeytanı’nı mı düşünüyoruz? Bir de Fosforlu Cevriye ile Kıtıpiyoz izleyelim ne olacak.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.