DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

Farklı Açıdan Bakabilme Çabası…

Sesli Dinle

Zaman içerisinde geriye dönüp baktığımızda an içerisinde büyük sorun olarak algıladığımız, bizleri üzen yoran yıpratan kimi yaşanmışlıkların alaycı bir tebessümle savuşturulması hissini yaşamıyor muyuz?

Farklı Açıdan Bakabilme Çabası…
28.11.2022
3.188
A+
A-

Selam olsun satırlarımın takipçisi siz değerli okurlarıma. Gelecek günler güzel olacak sözümü uzunca yıllardır zikrettiğime, yakın dostlarım tanıktır. Şimdilerde ise düşünüyorum da aslında her günün kendine özgü bir özelliği, bir güzelliği vardır belki de… Fakat doğru açıdan doğru şekilde bakamadığımız için göremiyoruzdur, kim bilir?

Zaman içerisinde geriye dönüp baktığımızda an içerisinde büyük sorun olarak algıladığımız, bizleri üzen yoran yıpratan kimi yaşanmışlıkların alaycı bir tebessümle savuşturulması hissini yaşamıyor muyuz?

Ya da o gün için önemsediğimiz, büyük edinim, büyük kazanç olarak gördüğümüz şeylerin ne kadar basit ne kadar geçici şeyler olduğunu elimizden yitirdiğimizde veya elimizde fakat anlamsız olduğunda anlıyor, aslında harcadığımız emeğe, zamana, çabaya gerek yokmuş demiyor muyuz?

Yakın tarihlerde hayata gözlerini yuman İngiltere Kraliçesinin mal varlığını özetleyen bir paylaşım bu hafta gözüme çarpanlardan oldu. Birleşik Krallıktaki tüm yunus balıkları Kraliçe’ninmiş mesela. Bir dostum çok sever, keşke benim de olsa da ona hediye etsem. Gerçi şehrin merkezinde ki 1+1 dairede nasıl bakar bilemem, sorun onun sorunu olsun.

Londra Kalesi ve içerisindeki her şey, Londra merkezinde bulunan afilli bir meydan, bilmem kaç adet elmasla donatılı taç, bilmem kaç bin paha biçilemez sanat eseri, bilmem kaç bin dönüm orman, rüzgar santralleri, altın madenleri daha neler neler sayılmış; doğruluğunu merak etmediğim paylaşımda. Neticede vakit zaman dolduğunda geldiğimiz gibi eli boş, cebi boş şekilde tüm dünyalıktan ari şekilde göçüyoruz bu diyardan.

Bizim eşsiz Türk insanı örneğin “hevesim geçtikten sonra kabul olan dualarım” gibi mizahi paylaşımlarla Kralın koltuğuna oturuşunu ifade etmişti.

Yani demem o ki aslında çok da şeyetmemek lazım şeklindeki bir replik, kaynaksız olarak aklıma geldi ya da hırsları hadlerini aşan insanlara acıyarak gülenlerden olmak hazzını alan kimseler ayrıcalığını yaşayabilmek…

Bu doğrultuda geçtiğimiz hafta yaklaşan genel seçim telaşlarına anlam veremeden izleyici oldum. Ak Parti, İyi Parti aracılığıyla Pensilvanya ya savaşı sonlandıralım, barış yapalım teklifinde bulunmuş, muhatap el konulan tüm varlıklarımızı ve kayıplarımızı geri isteriz demiş imiş.

Bu haberi yapanlar acaba Ak Parti’yi mi, İyi Parti’yi mi bir zan altında bırakmak istiyor, yoksa bir teklif beklentisini mi ifade ediyor soruları akıllarda yer almış olsa gerek. Ya da bazı olasılıkların önüne geçilmek engellenmek mi istendi sorusu da akla gelen alternatiflerden. Belki de taraflara kayıplarınız için mücadele ediyoruz hissi uyandırılmak istenmiştir veya bu olasılıklardan rahatsız olacak kitleye ulaşılmak amaçlanmıştır şeklinde düşüncelere sahip olanların yorumları da aşikar.

Hal ne olursa olsun netice itibariyle hızla akıp giden zaman bir yığın günlük kazanımlar ya da kar-zarar kardeştir misali kayıplar yaşanmasına sebep olacaktır. Bir dolu müspet temennili dilek ve dualar veya bir dolu veballer ile zaman doluncaya kadar var olunacaktır.

Bu haftanın yürek dağlayan gündemleri arasında yer aldı hayvan barınakları sorunları. Olaylara ve konulara tek taraftan bakmak, şahsi düşüncenin mutlak doğru olduğunu sanmak, galeyana gelmek gibi özellikler toplumumuzun karekteristik yapısında mevcut.

Evet hiçbir canlıya karşı yapılan şiddeti hoş görmüyor, kabul etmiyoruz. İnsanlık değerlerimizin yanı sıra İslam inancımız gereği de hassasiyetle belirtilen konulardandır bu hal. İnancımız gereği kestiğimiz kurbanlarımızda hayvanın bıçağı görmemesi, toplu kesim alanlarında hayvanın kendinden önceki kesimi görmemesi, bıçağın kör olmaması, hayvanın gözlerinin bağlanması, şefkatle davranılması gibi sayısız şartlar kurban kesim kurallarındandır.

Ancak hayvan sevgisi 5 dakika ile ya da yavru sevimliliğiyle sadece keyfiyetiyle sınırlı bir hal değildir. Hayallerimizi süsleyen gelişmiş ülkelerde sokak hayvanı kavramı var mıdır, nasıldır incelemek gerek diye düşünüyorum.

Birçok farklı alanda dillerden düşmeyen mahalle baskısı hali ne yazık ki her bir telefon sahibi sayesinde yanlış ve eksik yorumlarla sayısız alternatifli sosyal paylaşım ağlarında türlü baskı şeklinde yerini alıyor.

Sokak hayvanlarının farklı sebeplerle gösterdiği agresif saldırılar kaç çocuğun, kaç insanın canına mal oldu sorusunun cevabını merak eden var mı? Kaç insan sokak hayvanlarının saldırıları sonucu yaralandı ve hatta organ kaybı yaşadı biliyor ve düşünebiliyor muyuz?

Uzun yıllardır sayısız hayvan besledim. Kedilerim, kuşlarım, kaplumbağalarım, hatta Allah sizi inandırsın evimin bahçesinde kuzularım dahi oldu. Şu an tavuklarım, horozlarım ve köpeğim evimin üyesi, komşularımın gözdesi.

Bu canlıların her birinin ihtiyacı, isteği farklı, her birinin üzerimde sorumluluğu var. Yavru iken sevdiğim o küçük sevimli canlılar şu an en az yarım insan kadar sorunlu ve ihtiyaç sahibiler. Suları, yemleri, dışkıları, gezme ihtiyaçları, kendi cinsleri ile temas kurma ihtiyaçları, barınma, barınaklarının temizliği, sıcaklığı gibi sayısız ayrıntı sorumluluğumuz kapsamında.

Sokakta gezerken gördüğüm canlılar ise evet insani olarak sorumluluğumuz kapsamında, ancak toplumsal yaşam gerçekliğinde büyük bir sorun. Hayvanları toplayarak komşu ilçe sınırlarına bırakmak ya da yerleşkelerden uzak alanlara bırakmak veya barınaklara tıkmak bir çözüm mü sizce?

Hayvanlara duyarlı olmalı, sevgimizi göstermeli, vebalini bilmeliyiz, ancak “başıboş insandan hayır gelmez” atasözünü söyleyebilmiş ve sözün haklılığına katılabilmişsek başı boş hayvanların da sorun olduğunu kabul edebilmeliyiz.

Ölen, yaralanan, organ kaybı yaşayan onca insanımızı, evladımızı onların yakınlarını görmezden gelmek sorumsuz sevgi ile açıklanamamalı…

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.