DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

Duvarların Ardındaki Mutluluk

Sesli Dinle

Hepimiz bir kaçış halindeyiz, şehirden kaçanlar, güneye yerleşeyimcimciler, köyden kaçanlar, işinden kaçanlar, eşinden kaçanlar, insanlardan kaçanlar, kendisinden kaçanlar…

Duvarların Ardındaki Mutluluk
23.07.2021
5.614
A+
A-

Ömür mutluluk arayışıyla geçiyor. Koca bir insanlık tarihinin ortak mirası bu arayış. Kimisi buldu, kimisi yalnızca aramakla kaldı, kimisi bulduğunu sandı. Ama illa ki hayatının bir döneminde en azından bu arayışa girdi. Bu uğurda içsel keşfine ömrünü veren de oldu, dünyanın dört bir yanını derviş misali dolanıp mutluluğun izini süren de… Kimini doğunun mistik yanı cezbetti soluğu Nepal’de aldı, kimini batının rasyonalizmi cezbetti soluğu Londra’da aldı. Kimisi güneye inip güneşin cömertliğinde aradı mutluluğu, kimisi kuzeyin soğuk enginliğinde…. Kimisi Paris’in sanatında aradı benliğini, kimisi Venedik’in romantizminde…

Kim nerede buldu mutluluğu bilinmez ama en nihayetinde nereye gitsek kafamızın içindekiler de geçmişimiz de, hayal kırıklıklarımız da bizimle geliyor. Biz kafamızın içindeki enkazı onarmadıkça mekânların mutluluk kaynağı olması da zorlaşıyor. Elbette bazı mekânlar bahsettiğim zihinsel onarımları hızlandırıcı etkiye sahip oluyor. Fakat tek başına yeterli olduğu söylenemez. Bandista’nın Özgürlüğe Manuş şarkısında dediği gibi;

“Ne Seattle, Ne Cenova, ne Latin Amerika’da

Ne Hindistan’da bir arayışta

Özgürlük içinde özgürlük kafanda özgürlük

Özgürlük sen neredeysen orada

Ne sokakta, ne meydanda, ne kampüste, ne yolda

Ne mahpusta, ne torna tezgâhında

Özgürlük içinde özgürlük kafanda özgürlük

Özgürlük sen neredeysen orada”

Bu şarkıda özgürlük kelimesi yerine mutluluk kelimesini koyduğunuzda anlam bozulmuyor. Dahası anlatmak istediğim mevzunun özünü de keşfetmiş oluyoruz. Hepimiz bir kaçış halindeyiz, şehirden kaçanlar, güneye yerleşeyimcimciler, köyden kaçanlar, işinden kaçanlar, eşinden kaçanlar, insanlardan kaçanlar, kendisinden kaçanlar…

Atladığımız şey kaçarken bizle gelen kafamız… Ve kafamızın içindeki örülü duvarlar. Bu duvarlar mutluluk önündeki en büyük engelimiz. Bu duvarları her zaman biz örmüyoruz, etrafımız, sevdiklerimiz kısacası toplum örüyor ama nihayetinde örülmesine müsaade ettiğimiz için sorumluluktan tam anlamıyla kaçamıyoruz. O halde yapmamız gereken ilk şey bu duvarları yıkmak, sonrasında yeni duvarlar örülmesine asla müsaade etmemek. Bunu başarmak için öncelikle ne istediğimize, neyin bizi mutlu ettiğine karar vermek, bundan emin olunca da mutluluğumuz kimin hangi değeri ile çakıyorsa çakışsın kararımızın arkasında durmak. Bunu yapmak elbette çok kolay değil. İnsan çevresiyle var olan sosyal bir canlı ve her zaman çevresine uyumsuzluğunu sergileme cesareti gösteremeyebiliyor. Çünkü bu uyumsuzluğun getireceği yalnızlığı her zaman göze alamayabiliyoruz. Tam da bu noktada şunu kendimize hatırlatmakta fayda var,
“Ben çevremi mutlu etmek adına beni mutlu eden şeyden vazgeçtiğimde yine mutsuz olacağım”

Fakat çevreme rağmen mutlu olduğum şeyi devam ettirdiğimde en azından mutlu olma olasılığım var.

O halde yapılması gereken, bizi mutlu eden şeyi keşfettiğimizde onun için mücadele vermek. Mücadelelinin mutlak zafer getirmeyeceğini bilerek mücadelenin kendisinden mutluluk çıkarmayı bilmek.

Doğumumuzdan dokuz ay öncesi meçhul, ölümümüzden bir saniye sonrası da meçhul… İki meçhul arasına sıkıştırdığımız bu ömrü örülü duvarlar arasında heba etmektense keşfettiğimiz mutluluğun peşinde koşmak çok daha anlamlı değil mi? Duvarların ardındaki mutluluk için duvarları yıkmak çok daha akıllıca değil mi?

Bayramınız kutlu olsun, yıktığınız duvarların ardında sizleri hep mutluluk beklesin…

YORUMLAR

  1. Elanur dedi ki:

    “Fakat çevreme rağmen mutlu olduğum şeyi devam ettirdiğimde en azından mutlu olma olasılığım var.”
    Mutluluğu ertelediğimiz sebeplerin en başında gelen o duvarlar değil mi? Mahalle baskısı değil mi? İnsan ömür boyu mutlu olamaz zaten. Bu yüzden olasılıkları çok iyi değerlendirmek lazım. O halde yıkılsın duvarlar..

  2. Rıdvan dedi ki:

    Mutlu bayramlar 🙏