DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

Birkaç Bardak Çay Eşliğinde

Sesli Dinle

Bu haftanın tavsiyesi yazarlarımızdan Sedanur Kül’ ün “Kendimizi Şaşırtabilmek” başlığıyla kaleme aldığı yazısı olsun. Sanırım misafiri olduğumuz bilge ev sahibinin anlatımlarına uyan ve tamamlayan bir tespit Sedanur hanımın kaleminden satırlarda ki yerini almış.

Birkaç Bardak Çay Eşliğinde
30.05.2022
5.606
A+
A-

Selam olsun siz satır dostlarıma. Uzun zamandır ihmal ettiğimi düşündüğüm değerli büyüğümü ziyaret etmek bu hafta nasip oldu. Çayın demi sohbetin derinliğini arttırdı.

Ömrünün bir kısmını asker bir kısmını hakim bir kısmını siyasetçi olarak geçiren değerli büyüğüm yaşadığı veya tanık olduğu olaylardan edindiği tecrübeleriyle harmanladığı düşüncelerini paylaştı, gündemi değerlendirdi.

“Bir siyasi iktidarın öncelikli sorunu doğru kadroları oluşturabilmektir” sözleriyle girildi konuya. Doğrudan kastın, ilk fırsatta rakip olmayacak, talimatlara uyacak kişi ve karakterler olduğunu vurguladı. Örnek olarak Sayın Erdoğan’ın sağlık sorunları yaşadığı dönemde bir Ak Parti vekilinin “Biz Erbakan Hocaya biat etmedik, Erdoğan’a mı biat edeceğiz?” sözlerini hatırlattı.

Diğer örnek; DSP- ANAP koalisyonunda yer alan MHP’ nin bu koalisyonun ardından yapılan ilk genel kurulda ortaya çıkan genel başkan adayları oldu.

Hasılı siyasi liderlerin öncelikli sorununun kadroları kontrol altında tutabilmek olduğu düşüncesinde hem fikir olduk, siyasi hareketin iktidar olmasının ise bu sorunu daha büyük hale getirdiğine hak vermiştik.

Diğer sorun ise iktidarda bulunmanın bir takım gereklilikleri olduğundan bahisle girilmişti konuya. Kanunlarla birebir uyuşmayan inisiyatifler ile hayata geçirilen bu işlerin ayrı bir sorun yumağı olduğuna vurgu yaptı yılların tecrübe sahibi.

Rakip veya muhaliflerce aleyhte kullanılabilen bu durumların doğru kadrolarla yapılmasının son derece önemli olduğunun altı çizilmişti sohbet içerisinde.

Bu iki sorunun çözümü başka sorunların kaynağını oluşturuyordu.

Birinci sorunun çözümü kadrolarda yer alması için belirlenen isimlerin yetersizlikleri ve zayıflığı, liyakat vasfının yoksunluğu, başarı oranı düşük iş ve çalışmaların ortaya çıkmasına yol açabiliyor. Bu durum ise haneye eksi olarak yansıyabiliyordu.

İkinci sorunun çözümü için; inisiyatif kullanıcıların bir süre sonra bu tarz işlemleri genişletmesi sebebiyle ilişkilerin suç ortaklığına dönüşmesi gerçek yeni sorun olarak yerini alabiliyor.

Siyasi liderler, etraflarında oluşan bu kadroların verdiği bilgiler ile konuları değerlendiriyor, dolayısıyla bir süre sonra gerçeklerden uzaklaşabiliyorlar. Bu durum ise siyasi hareketin iktidardan uzaklaşmasına neden oluyor.

Bugünün ekonomik verilerine, enflasyon oranlarına bakıldığında liderlerin gerçeklerden bir hayli uzaklaşmış olduğunu söylemek yanlış olmaz.

Son bir yıl içerisinde tüm ürünlerin en az iki; takriben üç kat zamlanmış olması gerçekliği doğal olarak toplumda serzenişlere neden oluyor. Süleyman Demirel’in söylediği gibi “Mutfakta ocak yanmaz, tencere kaynamaz ise iktidar kaybedilir”.

Ancak ilginç bir psikolojik yapı kendini göstermekte.

Birincisi toplumda unutkanlıklar arttı, alışkanlıklar hız kazandı. Hal böyle olunca yaşam koşulları veya zamlar anlık sohbetlerle anılıp unutulur oldu.

İkincisi ise siyasi iktidar sebebiyle var olan kitle. Bu kitle siyasette ve bürokraside yer alan vasıfsız isimlerden, iş ve ihale yoluyla var olan şirket ve kadrolardan oluşuyor. Bu çıkar grupları ise toplumun yüzde onunu veya takriben on beşini oluşturuyor. Bu yüzdenin etkilediği kesimler ile oran yüzde yirmileri buluyor.

Yani eski tabirle davanın, teşkilatın kemik kadrosu olarak tanımlanan inanmış kişilerden oluşan oran, günümüzde iktidarların varlığıyla var olan kitle ve oran olarak adlandırılabilir, tanımlanabilir.

Çağımızın sorunları çözülmeden yönetim sorunları çözülemez tespitiyle sohbetimiz son buldu. Çağımızın sorunlarını ise 6 ana başlıkta özetledi sözün sahibi. “Aşırı ego”, “gizli cehalet”, “doyumsuzluk ve tatminsizlik”, “muhakeme eksikliği”, “empati yoksunluğu” ve “vicdan sorunlarımızın çözümü için toplum olarak çözmemiz gereken sorunlarımız”.

Bu haftanın tavsiyesi yazarlarımızdan Sedanur Kül’ ün “Kendimizi Şaşırtabilmek” başlığıyla kaleme aldığı yazısı olsun. Sanırım misafiri olduğumuz bilge ev sahibinin anlatımlarına uyan ve tamamlayan bir tespit Sedanur hanımın kaleminden satırlarda ki yerini almış.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.