DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

Yaşlı Adam Ve Deniz

Sesli Dinle

“Her gün, yeni bir gün.” Diyerek denizde geçirdiği zorlu yolculuğunda onu ayakta ve yaşamda tutan şeyin, insanoğlunun yenilgi için yaratılmadığını, insanın yok edilebilir ancak yenilemez bir varlık olduğunu bilme hali olduğunu da görüyoruz.

Yaşlı Adam Ve Deniz
19.08.2021
4.558
A+
A-

Ernest HEMİNGWAY

Dalgalar kovalıyor birbirini, dalgalar daima harekette. Bir yunus yuvasından çıkıp berrak gözlerle yol alırken, bir kılıç balığı onu izlemekte. Orkinoslar geçiyor sürüleriyle ve deniz kaplumbağaları takılmış mavi bir balinanın peşine.

Uzakta bir Ege yahut Akdeniz kasabasında geçmiyor Yaşlı Adam’ın hikâyesi. Bir denizi, okyanusa bağlayan bir iklimde, hayatını denize vakfetmiş bir ihtiyarın öyküsünü anlatıyor sevgili yazar.

Yaşlı Adam ve Deniz, Hemingway’e Nobel ödülü getiren en önemli eserlerinden bir tanesi. Bir zamanlar gücü ve kuvveti herkes ve özellikle deniz tarafından kabul gören, fakat zamanın acımasızlığıyla geçimini sağlayamaz duruma gelen ihtiyar balıkçı, uzun süre denizden umduğunu bulamıyor. Hayatını zoraki kazandığı zaman diliminde ise sığınağı, kendine yarenlik eden küçük çocuk ve eski gazetelerdeki beyzbol sayfaları oluyor.

Kitabın en ilginç yerlerinden bir tanesi, ihtiyar balıkçı ve çocuk arasındaki diyaloglardı bana göre. Aynı kasabada yaşamak ve deniz dışında ortak bir paydaları olmayan çocuk ve ihtiyar arasındaki bağ, kendi ailesinde o bağı kuramamış çocuk için ve ailesi olmayan balıkçı için bir nimet olarak addediliyor.

Biri yolun başında, cevval ve sağduyulu. Herkese ve her şeye rağmen hayatın farkında, ancak bu farkındalık, belki de tecrübesizlikten, onu karamsarlığa itmiyor. Tam tersi onu daima ihtiyar balıkçının tökezlediği yerlerde, kısacık boyuna ve küçücük yaşına bakmadan güvenli bir omuz kılıyor. İhtiyar balıkçı ise yorgun bir beden, yorulmuş bir ruh. Tecrübelerinin ve ellerindeki nasırların yegâne öğretisi denizden başka bir yol sunmuyor ona.

Küçük teknesinde, büyük umutlarla ve tek başına çıktığı balık avı, kitabın asıl vurguladığı yer. Hayatında ve belki de onun memleketindeki denizcilerin bile daha önce karşılaşmadığı kadar büyük bir kılıç balığı ihtiyar balıkçının misinasına takılıyor.

Yorgun adaleler ve nasırlı eller, balığı tek başına öldürüp, tekneye çıkarmaya müsaade etmiyor. Bu yüzden balığın onu okyanusta günlerce ve gecelerce sürüklemesine izin veriyor ihtiyar. Yaşlı Adam ve Deniz kitabında sevgili yazar, ihtiyar balıkçının balıkla, okyanusla, kendiyle olan ve günlerce süren mücadelesini anlatıyor.

Kurumuş bir sedir ağacından ne malzeme oluşturulacağını en iyi marangoz bilir. Sınıfında suskun oturan bir öğrencinin halini en iyi öğretmeni anlar. Gerçek bir müzisyen notaları gördüğünde melodinin titreşimlerini zihninde hissedebilir. Bir denizi ise teknelerini yıldızlara ve aya göre rotalandıran balıkçılardan daha iyi kim bilebilir? Denizin dalgalanışından, gelen rüzgârı tayin ediyor, balığın salınışından yönünü. Denizin üstünde havalanan bir kuşun varlığı, ona denizden boş dönmeyeceğini de öğretiyor. Hâsılı kişi ne ile uğraşıyorsa bir yerden sonra uğraştığı şeyin kimliğine bürünüveriyor.

Denizde geçen bir ömürden sonra ihtiyar balıkçının denizleşmesini okuyoruz biz bu satırlarda. Balığın peşine takılıp okyanusa gittiği esnada, günlerce kendine verdiği düşün payını okuyoruz. Olanla olmayan şeyleri ayırt etmekte zorlanan bir zihin bunalımına düştüğünde gerçeği bulmaktaki zorluğunu, hayatını kazandıran denize ve geçimini sağlayan, yaşam döngüsünü gerçekleştiren balıkların envayi çeşidine duyduğu saygıyı da okuyoruz. Güzel ve eşsiz bir balığı avlarken ki mahcubiyetini okurken; bir aslanın, bir ceylanı güzel diye avlamaktan vazgeçmeyeceğinin bilinciyle hareket edişindeki sorgulayışa da şahit tutuluyoruz.

“Her gün, yeni bir gün.” Diyerek denizde geçirdiği zorlu yolculuğunda onu ayakta ve yaşamda tutan şeyin, insanoğlunun yenilgi için yaratılmadığını, insanın yok edilebilir ancak yenilemez bir varlık olduğunu bilme hali olduğunu da görüyoruz.

Ancak insanın kimi durumlarda acziyetinin farkında olup, kabullenişin de bir erdem olduğunu; her şeye güç yetirmesinin mümkün olmadığını bilmek gerektiği kanaatindeyim. Çünkü kimi zaman “El âlem ne der?” diye vazgeçemediğimiz yahut dönemediğimiz, acziyetimizi ve yorgunluğumuzu kabul etmediğimiz durumların, elden âlem olmadığı ve kişinin âleminin kendisinin olduğunu anladığı durumlarda, belki gün içinde önemli bir anı, belki de anılar içinde bir ömrü nasıl kaybettirdiğini de okuyoruz bizler bu satırlarda.

Hâsılı Yaşlı Adam ve Deniz, ruhu ve bedeni yorulan ihtiyar bir balıkçının; hayatta kalma ve elinde kalanı koruma uğruna verdiği çabayı anlatıyor

Peki! Ya bu çaba boşunaysa?

Âlemi kendi olan tüm satır seyyahlarına tavsiye olsun.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.