DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

Tam Anlamıyla Bir Kaçış Noktası: Çat Köyü

Sesli Dinle

Kamp yapmanın bir başka en iyi yanı da geceleri yıldızları izlemek…

Tam Anlamıyla Bir Kaçış Noktası: Çat Köyü
03.09.2020
7.272
A+
A-

Bir keresinde bir arkadaşım, Karadeniz için “Taşından bile yeşil fışkırıyor.” demişti. Bu söz o andan itibaren aklıma kazındı. Ne zaman Karadeniz’e gitsem bu söz geliyor aklıma ve “Daha güzel anlatılamazdı.” diyorum.

Ben ve arkadaşlarım tatil tercihimizi, deniz kenarında bir plajda uzanmak yerine Karadeniz’in uçsuz bucaksız, yemyeşil doğasında kaybolmaktan yana kullanıyoruz. Şehirden kaçmaksa amaç, tercihimizin bu amaca oldukça uygun olduğunu düşünüyoruz. Hem insanların yaz tatilinde çoğunlukla deniz, kum ve güneş üçlüsünü tercih ettiklerini düşünürsek, nispeten daha az insanla karşılaşacağımız, daha huzurlu bir tatil tercihi olduğunu söylemek de mümkün.

5 yıldır düzenli olarak, Sinop’tan Artvin’e kadar, çoğunlukla kamp yaparak geziyoruz Karadeniz’i. Bazen senede bir defa, bazen de iki. Gezimizin ikinci yarısı, yani Rize ve Artvin kısmı en sevdiğimiz kısım. Özellikle Rize’de çok sevdiğimiz bir yer var: Çat Köyü… Rize’nin Çamlıhemşin ilçesine bağlı bir köy Çat Köyü. Çamlıhemşin ilçe merkezine yaklaşık 15 km. mesafede, uçurumun kenarına kurulmuş olan Zilkale’ye ulaştıktan sonra, yarım saat kadar ilerlemek gerekiyor Çat Köyü’ndeki kamp yerine ulaşmak için.

Yarım saatlik araba yolculuğunun ardından, Fırtına Deresi’nin üzerine kurulmuş taş köprüyü görünce anlıyoruz kamp yerine ulaştığımızı.

Burası çok içerilerde kalan bir yer olduğu için turistlerin pek uğramadığı bir yer, o yüzden de oldukça sakin. Gündüzleri bazen, çevrede yaşayan insanları görmek mümkün burada ama özellikle geceleri kuş uçmaz, kervan geçmez bir yere dönüşüyor.

Taş köprüden karşıya geçip hemen Fırtına Deresi’nin kenarına, muhteşem orman ve Kaçkarlar manzarasını görecek bir yere kurarız çadırlarımızı genelde.

Çadırları kurduktan sonra yapılması gereken ilk şey ateş yakmak. Zira Karadeniz’i bilenler bilir havası nemli olduğu için soğuğu insanın içine işler. Sıcak havalar da bile, hava kararmaya yüz tuttuğunda insanı alır bir üşüme. Ateşin diğer önemli bir yanı da haşereleri uzaklaştırması tabi. Eğer haşerelerden çok rahatsız oluyorsanız ateş yakmak ve ateşe yakın oturmak bir çözüm olabilir. Ateş sonrası yemek faslını hızlı bir şekilde geçtikten sonra odun ateşinde çay keyfine gelir sıra. Eğer şehirden uzakta, bir ormanlık alanda kamp yapıyorsanız yediğiniz şeylerin atıklarını çadıra yakın bir yerde tutmamanız çok önemli. Yatmadan önce çadırlardan uzaklaştırmanızı tavsiye ederim. Zira kokusu vahşi hayvanları çekebilir. Tabi kamp yerini terk ederken koyduğunuz atıklar hala yerinde duruyorsa onları alıp çöp kutusuna atmayı unutmayın. Kampçılıkta bir söz vardır: “Şehirden gelen, şehire döner.”

Çay demlendikten sonra artık sıra gelir, geriye yaslanıp dinlenmeye ve sohbet etmeye. Çay eşliğinde ateş başı sohbetleri bence kampın en iyi yanlarından biri. Telefon da pek çekmediği için Çat Köyü’nde, sohbetin bölünmesi gibi bir durum söz konusu olmaz genelde. Ayrıca bir süreliğine de olsa sosyal medyadan ve internetten uzak olmak paha biçilemez bir şey. İşte bu benim için tam bir soyutlanma anı.

Kamp yapmanın bir başka en iyi yanı da geceleri yıldızları izlemek. Gece çöktüğünde kafayı kaldırıp gökyüzündeki büyüleyici yıldız manzarasını görünce, şehir ışıklarının bizi bu manzaradan mahrum bıraktığını düşünmek gerçekten üzücü. Manzarayı doyasıya izlemenin yanı sıra, özellike Samanyolu’nun fotoğrafını çekmek benim yaklaşık dört senedir en sevdiğim kamp aktivitelerinden biri. En iyi kareyi yakalamak için sabırlı olmak ve doğru açıyı bulmak gerekiyor. “O” kareyi yakaladıktan sonra da artık çadırlara çekilip dinlenmenin ve bir sonraki kamp yerinin hayalini kurmanın geliyor sırası…

Yazımı, sizlerle Çat Köyü’nde çektiğim bir Samanyolu fotoğrafını paylaşarak tamamlıyorum. Bir sonraki yazımda, yine muhteşem yıldız manzaraları gördüğüm, bulutların üzerindeki, bu dünyaya ait değilmiş gibi görünen bir yerden bahsedeceğim, yani Avusor Yaylası’ndan…

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.