DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

Tabandan Tavana

Sesli Dinle

Siyaset dünyasında yarım yüzyılı aşmış, birbirleriyle sayısız kez yolları kesişmiş, paylaşımları olmuş sözde onca alternatif ismin ne değiştireceğini merak edenlerdenim.

Tabandan Tavana
23.01.2023
2.496
A+
A-

Sevgi ve saygıyla selam ederim siz okurlarıma. Sorumluluğun, suçlanmanın bittiği yerde başladığını bilen güzel insanlara.

Bu hafta temiz insanlarla kesişti yollarım. Tanıdığım bir kimseye ait dükkânda tanımadığım bir kişi vardı. Selam verip bir şeyler almak istediğimi, ancak para vermeyeceğimi söyledim. Karşımdaki beni tanımayan ve dükkâna emaneten bakan kişi bir an duraksadı, şaşırdı ve cevap verdi “Dükkâna emaneten baktığım için veresiye mal veremem” diyerek. Benim ise muzipliğim üzerimdeydi. Dükkânın sahibi değilsin, çalışan değilsin ne karışıyorsun dön arkanı, görmezden gel bir şeyler çalayım dedim. Adamcağız hem şaşkın hem ne diyeceğini ne yapacağını bilmez halde itiraz etti “Ben emanetçiyim, hırsızlık mı yapacaksın, izin vermem, haram” sözleriyle çıkıştı.

Ben ise o an aklıma gelen cevaplarla zorlamaya devam ettim. “Çalmak için emek vereceğim, çaba harcayacağım, ter dökeceğim. Bu şartlarda çalmak haram olur mu?” dediğimde karşımdaki temiz insanın kafası iyice karışmıştı. Son sözü “ben izin veremem” oldu. Dükkân sahibi ile telefonlaşarak istediğim ürünü belirledim. Dükkânın emanetçisi 1 kg ürünü 10 dakikada tartabildi. Neredeyse tane tane koyuyordu alacağım köpek mamasını. Şakayla karışık çıkıştım. “Altın mı tartıyorsun birader, doldur birkaç gram fazla olsun” dedim. Sorumlu, hakkaniyetli kişi “ben emanetçiyim ne eksik ne fazla vermem” diyerek siparişimi hazırlamıştı.

Bir süre sonra dükkân sahibi aradı. Gülerek anlatıyordu yaşananları, dükkâna emaneten bakan kişi uzun uzun anlatmış muhabbetimizi. Kafasını karıştıran emek vererek, terleyerek, çaba sarf ederek yapılan hırsızlığın haramlığının tartışıldığı sözlerimle birlikte. Dükkân sahibi, emanetçi kişi ve ben bir hayli, güldük.

Ertesi gün telefonum çaldı, bir başka güzel insan danışmak istemiş. Merakını cezbeden konu ise yakından takip ettiğimiz bir kurumun ihalesiz alımı olmuş. Bu kurum ihtiyacını sektördeki firmalara ilan eder, gelen teklifler arasında uygun firmaları çağırır, açık usul fiyat tekliflerini alır ve en uygun fiyatı veren firmadan ürün ve hizmeti alır. Yani eskiden böyleydi. Bu yakınlarda ilan edilmiş alım için gelen teklifler sonrası direkt olarak bir firmadan alım yapılmış. Arkadaşım kurumdaki bir kişiyi arayarak usulün neden değiştiğini sormuş. Cevap “Yönetim kurulu böyle uygun gördü, karar aldı” şeklinde olmuş. Konuyu merak ettim, biraz sordum, soruşturdum. Benim kaynağım ise “seçim dönemindeyiz, herkesin başı karışık, gündem yoğun, kim bakacak bizim yaptığımız işe?” şeklinde oldu.

Yakın tarihlerde hayatıma giren köpeğin sorumluluğu yorucu. Gezmek, sosyalleşmek ihtiyacını karşılamak için bir hayvan parkına götürüyorum. Hayvan parkı içerisinde kürek, süpürge, poşet var. Daha önce yemek kabı, mama kabı ve mama da varmış, fakat sürekli çalındığı için kaldırılmış. Hayvanlar dışkıladığı zaman biz sahipleri yanımızdaki poşetlerle dışkıları alıp çöpe atarız. Oradaki kürek, süpürge ve poşet de bu gereklilikler için koyulmuş. Bazı hayvan sahipleri parka geldiğinde yanındaki poşeti çıkarıp gördüğü dışkıları toplarken, bazı hayvan sahipleri ise kendi hayvanının dışkısını dahi almıyor. Uyardığında ise anlamsız cevaplarla geçiştiriyor.

Aracımın lastiklerini değiştirmek için rastgele bir lastikçiye girdim. Dükkân sahibi lastikleri değiştirirken sohbet etmemek olmazdı. Dükkân sahibi dert yanmaya başladı. “Asgari ücrete zam geldi, ertesi gün lastik değiştirme, patlak tamiri gibi tüm hizmetlere zam yapıldı. İnsanlar maaşlarını bir alsalardı, zamlı maaş ceplerine girseydi, ne diye zam yapıyoruz. Ben bir şey alırken fiyatı zoruma gidiyor, insanlar da bizden alım yaparken aynı şekilde zoruna gidecek” diyerek itiraz etmiş semtteki meslektaşlarına. Zam yapmamış. Tabi anında dışlanmış, tepki almış. Adamın ağrına giden şey ise selamın kesilmesi olmuş. “Yıllardır komşu olduğum meslektaşlarım ile karşılaştığımda selam veriyorum, Allah’ın selamını dahi almıyor arkadaşlar. Biz insanoğlu ne kadar açgözlüyüz, ne kadar doyumsuzuz” gibi sözlerle veryansın etti.

Şimdilerde ise sokak mikrofonlarına yorum yapıyoruz, önümüzdeki genel seçimleri avantaj bilerek hükümete yükleniyor, siyasileri eleştiriyor, iktidarından muhalefetine sitemler ediyoruz. Diğer açıdan baktığımızda siyasiler de sanki birbirinden farklıymışçasına benzer şeyler yapıyor. Muhalefet kendi arasında ve ardından iktidara, iktidar muhalefete yükleniyor da yükleniyor.

İktidar değişmeli mi? Bu soru herkesin kendi takdiri. Sayın Erdoğan geçmiş tarihte 23 Nisan sebebiyle koltuğa oturan çocuğa koltuğa otur fakat işgal etme, zamanı geldiğinde kalk yeni birisi otursun, yeni hizmetler yapsın demişti. Burada zamanı geldiğinde tanımı ve takdiri önemli olsa gerek. Ben düşünüyorum şimdi iktidar değişse ne değişecek? Siyaset dünyasında yarım yüzyılı aşmış, birbirleriyle sayısız kez yolları kesişmiş, paylaşımları olmuş sözde onca alternatif ismin ne değiştireceğini merak edenlerdenim.

İktidar değişir mi bilemem fakat iktidar yapısı dahil birçok şeyin değişikliklere gebe olduğunu düşünüyorum. Ancak çözüm iktidarın değişmesiyle mümkün görünmüyor. Yazımın başında örnek olarak belirttiğim yaşanmışlıklar da olgu açık.

Güzel insanlara denk gelişimden bahisle başlamıştım yazıma. Böyle kimselerin denk geldiğim paylaşımlarıyla sonlandıralım.

“Aklınız neredeyse ahlakınız da oradadır” sözünü bir dostun paylaşımında gördüm.

“Denk gelişleriniz doğru zamanlara, rast gelişleriniz güzel insanlara olsun” temennisine de bir güzel insanın paylaşımıyla katıldım.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.