DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

Sevmek

Sesli Dinle

Bir insanı sevmekle başlayan hikâyeler, bir insanı sevmekle bitiyor…

Sevmek
01.06.2022
3.922
A+
A-

Bugün bütün iyi kalpliliğim üzerimde

Cümle düşmanlarımı affettim

Yediğim meyvelerden

Kokladığım çiçeklerden af diliyorum

 

Yerde yürürken gördüğüm

Sebepsiz kanına girdiğim

Zevk için öldürdüğüm

Böceklerden af diliyorum

 

Dağdan, topraktan, taştan

Evlattan, akrabadan, arkadaştan

Yağan yağmurdan, doğan güneşten

Denizlerden, göklerden af diliyorum

 

Yıllardır kahrımı çeken kadından

Ondaki yaşamak ümidinden

Baba evinden, ana sütünden

Yediğim ekmeklerden af diliyorum

 

Kadrini, kıymetini bilmediğim

Hayali ile bahtiyar olmadığım

Otuz yıl arayıp bulmadığım

Geleceklerden af diliyorum. Ümit Yaşar Oğuzcan

 

Üstesinden gelinmeye çalışılan süreçler, hayatımızdan yolcu etmeye niyet ettiğimiz misafirlerimiz vardır. Kendi içimizde verdiğimiz sessiz savaşlarımız var. Dibe vurduğumuz bir daha eskisi gibi olur mu diye kendimizi düşünmekten alıkoyamadığımız zamanlar. Sadece devam etmeliyiz çünkü olacağımız yer her haliyle geçmişte olduğumuz yerden daha iyidir. Ömer Hayyam’ın dediği gibi “Aldığın her nefesi fırsat bil ot değilsin, yeniden bitmezsin.” Tek bir tane hayatımız var bize bahşedilen ve onu nasıl yaşayacağımızda ne kadar becerebilsek de beceremesek de bize bağlı. Hayatımızda her gün her dakika yeni olaylarla ve kişilerle karşılaşıyoruz yerine ve durumuna göre, kendimizi ne kadar izole etmeye çalışırsak çalışalım.

Hayatımıza girip çıkan milyonlarca otostopçumuz var bize yol arkadaşlığı yapan ve zamanı gelince beraber gidilen yolların sonuna gelinip ayrılmamız gereken. Hepsi bir teşekkürü hakkediyor bence. O noktada el sallayıp gitmelerine izin vermeliyiz. Hep affetmekten bağışlamaktan konuşuyoruz, insanları hayatımıza yük etmemekten her defasında yola devam etmekten. Dr. Henry Cloud şöyle diyor “biriniz bağışlamayı reddettiğinizde hala o kişiden bir şey istemektesinizdir ve eğer istediğiniz intikam dahi olsa bu sizi ona sonsuza dek bağlı kılar.”  Bundan dolayıdır ki Schiller “affetmek ve unutmak iyi insanların intikamıdır.” Demiştir. Şu an bunu yapabilmek için insanlar arınma seanslarına, psikologlara, meditasyonlara başvuruyor. İnsanlar bağlarını koparamadıkça hayatlarında yaşadıkları döngüleri kıramıyorlar, hep ezberden gidiyorlar. Bu ezberler iyi bile olsa bir noktadan sonra sıradanlaşması ve hayat rutinine dönüşmesi insanın gelişimini geriye atan bir durum.

Modern zamanlarda çözümlerin çeşitlendiği gibi, aşklar sevgilerde değişti. Aşkı bulmak ve yaşamak bir dolu seçeneğe bağlandı. Çünkü insanlar artık uygulamalara girdikleri filtrelerle aşkı bulmaya çalışır oldu. Boyu, işi kendince oraya yazdığı popüler ilgi alanları ve hobileriyle eşleşir oldular. Fotoğrafları sağa kaydırıp listeye koyup, sola kaydırıp bir daha karşısına çıkmasını oynuyorlar. Sonra başlıyor sohbetler muhabbetler buluşmalar. Ellerinin altında seçeneklerin olması karşılarına olan tahammülü azaltırken, kendilerine olan özgüveni de bir o kadar artırıyor. Ama bir noktayı kaçırıyorlar; onlarda karşılarında kişinin listeye attığı herhangi birinden sadece bir tanesi. Bu durumlar insanların yerine göre her güne bir ilişki modunda yaşamasını kolay ve sıradan hale getiriyor.

Tabi tüm bunlar “Seni Seviyorum” demenin modern şekillerini de beraberinde getiriyor. Seni seviyorum yerine, senden hoşlanıyorum, senden etkilendim ama şu an ciddi bir ilişki istemiyorum hayatımda gibi ve bunların farklı versiyonları kullanılıyor. Psolog Shauna H. Springer seni seviyorum kelimesinin bağlılık içerdiğini o yüzden insanların bunu söylemek yerine diğer ifadelere yöneldiğini belirtiyor. Ve diyor ki “belki de nefessiz bir beklentiyle duymayı beklediğimiz şey, birinin bize sağlam bir şekilde bağlı olması değil, birisinin büyümüz altında olmasıdır.” Yani bunu modern zamanlara şu şekilde uyarlamak mümkün; insanlar için artık bağ kurmak değil de karşısındaki kişiyi etkileyebileceğini görmek daha önemli. İlk okuyunca ne kadar egoistçe gelse de, hayatımıza giren filtrelerin ve güzellik algılarının bizi getirdiği noktanın burası olması çok da şaşırtıcı değil açıkçası.

Bir insanı sevmekle başlayan hikâyeler, bir insanı sevmekle bitiyor…

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.