DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

Özlem’ce; Para Enerjisi1

Bilinçli bir enerji ile seçim yaparak olmak istediğiniz iş sektöründesiniz. Sabahları müthiş yoğun bir mutluluk ile kalkıyorsunuz ve neredeyse koşar adımlarla işinize gidiyorsunuz. Belki herkesten önce varıyorsunuz iş yerinize.

Özlem’ce;  Para Enerjisi1
21.05.2021
3.801
A+
A-

Birçok insana göre amaç, birçoğuna göre ise sadece yaşamak için gereken bir araçtır para. Tüm okul hayatımız boyunca bize öğretilen bilgilerden biri ve en önemlisi para kazanacağımız bir iş seçmek oldu. Kimse o işte mutlu olup olmayacağımızla, sabahları kalktığımızda ayaklarımızın ileri mi yoksa geri mi gideceği ile ilgilenmedi.

Peki neden bu kadar önemliydi para? Zaman zaman mutluluğumuzun bile önüne geçen bu kağıt parçası hayatımızı bu kadar yönlendirecek güce neden sahipti? Kafamızda deli sorular. Günlük rutin koşuşturmalarımızı bir düşünelim. Sabah alarmı ile uyandırıldık, sanki bizi yataktan kazırlar gibi zar zor kalktık. Mutsuz, umutsuz, geri geri giden ayaklarımızla yola koyulduk. Geç kalmamak için verilen mücadele de çabası. Tüm gün yapmak zorunda olduğumuz görevlerimizi yerine getirmek için didindik durduk. Üst-alt hiyerarşisine dikkat ederek yapmak istemediklerimizi yaptık, söylemek istemediklerimizi söyledik, gitmek istemediğimiz yerlere gittik, yolda görsek selam vermeyeceğimiz birçok insan ile temasta bulunup işimizi yürütmeye çalıştık. Sonra ne oldu? Tüm bu olumsuz hissedilen enerji akışından sonra nasıl hissettirildik? Kendimizi sürekli yiyip dururken bulduk. İşimizle olan ilişkimizi sorguladık hep. Neden burada çalışıyorum? Neden bu insanlara katlanmak zorundayım? Neden mutsuzum? Peki ne sonuca vardık? Mecburiyet enerjisi; “Para kazanmak zorundayım. Kendime iş diye seçtiğim dal bu. Bunu yapmak zorundayım. Başka bir seçeneğim yok.” Bir ay boyunca çalıştık, didindik ve maaş günü geldi çattı. Oh mis.  Aldığımız gün veya en kötü ertesi gün dağıtılıp biten maaşımız ile daha ikinci gün tekrar aynı döngüye başladık bir sonraki maaş gününü görebilmek için.

Haydi bir de diğer taraftan bakalım. Bilinçli bir enerji ile seçim yaparak olmak istediğiniz iş sektöründesiniz. Sabahları müthiş yoğun bir mutluluk ile kalkıyorsunuz ve neredeyse koşar adımlarla işinize gidiyorsunuz. Belki herkesten önce varıyorsunuz iş yerinize. Tüm planlamalar, yenilikçi düşünceler, organizasyonlar çoktan yapıldı kafanızda ve o gün eyleme geçmeye son derece hazır bir enerji ile kimlere katkı olabileceğinizi, kimlerden katkı alabileceğinizi soruyorsunuz kendinize. Keyifli koşuşturma diye bir tabir var bende. Her adımınız katkı doludur. Bunun sonucunda gelen bereketi bir düşünün. Siz keyifli oldukça yaptığınız her şey bereketlenir. Bereketlendikçe keyfiniz artar. Sürekli artan bir motivasyona sahip olursunuz ve bu böyle devam eder.

Bu iki durum arasındaki fark ne sizce? ilkinde bulunan oldurtma enerjisine bir bakın. Bir de diğerindeki bitmeyen bolluk enerjisine. Hangisi hafif? Peki bunu değiştirebilir miyiz? Yoksa yine kurban psikolojisine girip, “Böyle gelmiş böyle gider. Yapabileceğim bir şey yok.” Diyerek kendinizi mi kandıracaksınız? Daha önceki yazılarımda da bahsettiğim gibi her şey sadece bir seçimdir. Siz hayatınızın gidişatını değiştirmek istiyor ve herhangi bir adım atmıyorsanız burada seçim nerede?

Para ile ilgili vereceğim ipuçlarından ilki onun sadece bir enerji olduğudur. Evet para sadece bir enerjidir ve onu alıp kabul edecek kişilere gelir. Alıp kabul etmek ne demektir? Bununla ilgili şu an alakasız gibi göreceğiniz ama bu yazının devamı olacak haftalarda kesinlikle fark edebileceğiniz bir örnek vererek açıklamaya çalışayım. Bir arkadaşınız o günkü kıyafetiniz, saçınız, makyajınız ile ilgili bir yorum yaptı. Farz edelim ki güzel bir yorum olsun bu. Ne yaparsınız? “Sana ne be adam veya kadın benim kıyafetimden, saçımdan, makyajımdan. Bu ne cüret?” Diye düşünüp hatta “Acaba bir şey mi isteyecek? Ne çıkarı var acaba?” şeklinde düşüncelere mi dalarsınız? Yoksa sadece teşekkür edip, her ne ise gelen iltifatı kabul mü edersiniz? Yalnız burada rol yapmamak gerçekten şükran enerjisinde olmak önemlidir. Bize öğretilenler arasında bu da var değil mi Can’lar? Ağır ol, herkese tebessüm etme, iltifatları görmezden duymazdan gel. Çünkü hafif derler. Çünkü belki senden bir beklentileri vardır. İşte işin en can alıcı kısmı burada. Alıp kabul etmenin temeli burada. Bolluğun bereketin şifresi burada. Bu haftalık buraya virgül koyuyorum ve haftaya devam etmek üzere sağlıklar, esenlikler, bol alıp kabul etmeli, bolluk bereket dolu günler seçiyorum hepimiz için. Takipte kalın, hoşça kalın.

ETİKETLER: , , , , ,
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.