DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

Özgüven Tutkusu

Sesli Dinle

Hayatta her şey kendine ait zaman ve özen ister. Düşünsenize hayatınızda kimse yokken sadece işinize ve günlük rutinlerinize konsantresiniz.

Özgüven Tutkusu
24.11.2021
5.858
A+
A-

Zamanında Amerikalı bir öğretmenden özel İngilizce konuşma dersi alıyordum. 1 saatlik konuşma dersine 3 tane ayrı kâğıda yazdığı 3 tane basit kelime getirirdi. Mesela çikolata, mühendislik, Jennifer Lopez gibi böyle alakasız şeyler. İlk görünce bu kelimeleri çok garibime giderdi ve hep içimden acaba bunlar arasında nasıl geçiş yapacağız, çok saçma derdim fakat ders sonunda farkında olmadan son kelime üzerinden dersi bitirmiş olurduk. Aslında hayatta da böyle galiba.

Bende kendime bir kelime kumbarası mı yapsam acaba diye düşündüm. Haftada bir ya da iki kelime çekip o konularla alakalı yazsam. Tabi ki kumbara yapmadım ama ne yazsam diye düşününce bu haftanın konusu özgüven olsun istedim. Sürekli, kendi ayaklarımız üzerinde durmaya çalışıyoruz etrafımızdakilere bunu öğütlüyoruz ama bazen kendimizi öyle bir durum içinde buluyoruz ki insan kendi kendisini sorgulamaya doyamıyor.

Hayatta hep bir koşuşturma içerisinde bir yerlere sürükleniyoruz. Sürüklendiklerimiz, farkında olmasak da içinde bulunduğumuz durumlar aslında içimizde eksikliğini, boşluğunu hissettiğimiz ne varsa onun arayışı ya da o boşluğunu bir şekilde doldurma isteğiyle sürüklenişlerimizden başka bir şey değil.

Farkında olmadığımız yerine göre ben bununla dalga geçebiliyorum benim için problem değil dediğimiz durumların öyle bir anda içimizde büyüttüğümüz bir yumru olduğunu anlıyoruz ki, kendimize bile anlatamıyor, neden dediğimiz an cevabıyla yüzleşemiyoruz.

Özgüvenli olduğumuza kendimizi inandırıyoruz, dışarıya karşı hep dik ve kendinden emin durmaya çalışıyoruz. Öyle olmak zorundaymışız gibi ya da toplum içinde kendimizi bir yerlere konumlandırmak veya kendimize alan açmak için hep aynı güçlü ve özgüvenli maskelerin arkasında rollere bürünüyoruz. Ama ne kadar büyürsek büyüyelim, içimizdeki o kırılgan minik çocuğun korkularına merhem olamıyoruz. Hep kabullenişler üzerine yazıyoruz konuşuyoruz, şöyle olmalı böyle olmalı diye ahkâmlar kesiyoruz. Hani nerede o arkasında durmaya çalışıp üzerine methiyeler düzdüğümüz kendine güvenişlerimiz.

Aslında olduğumuz gibi olmayı ve kendimizi o şekilde kabullenmeyi hayata geçirebilsek ne mutlu bize. Ama insan kendini hep başkaları üzerinden var edermiş, doğamız bu şekildeymiş. Başarı ve başarısızlıklarımız, mutluluk ya da üzüntülerimiz onların skalasına göre belirlenirmiş. Yani mutlu birini görüp ben mutsuzum veya mutsuz birini görüp ben ona göre mutluyum şeklinde.

Duygularımızı yönetemiyoruz. Tüm bu özgüvensiz duruşlarımız, kıyaslamalarımız, belirsizlerimiz hep bundan kaynaklı belki de. Hala gerçek kimliğimizin arayışında olduğumuzdan. Gerçeği bulmak için çok emek verip, bazen de vazgeçişler yaşamak zorundayızdır. Bir şeylerden vazgeçip elimizde kalanlar üzerinden kendimizi var ettiğimizde enerjimizi daha az değişkene böldüğümüzden sonucunda başarılı olma ihtimalimizi de artırmış oluyoruz.

Hayatta her şey kendine ait zaman ve özen ister. Düşünsenize hayatınızda kimse yokken sadece işinize ve günlük rutinlerinize konsantresiniz. Sonra hayatınıza biri giriyor hatta daha girme aşamasında bile vakit ayırmanız gereken başka bir değişken ortaya çıkıyor, diğer yandan da zihniniz bölünmek durumunda kalıyor. Arar mı mesaj atar mı? Niye mesajıma cevap vermedi, ben mi yazsam ondan mı beklesem? Bir bakmışsın sadece bunları düşünerek bile günün verimli geçirebileceğin zamanlarından çalmışsın.

Hayatımızın kontrolünü elimize alalım. İyimizle kötümüzle, eksiklerimizle kendi içimde kusursuz olmayı başaralım. Biz den bir tane daha yok. Bize biz kadar özen gösterecek biri daha yok. Puzzle da ki eksik parçalarımızın farkında olalım, tamamlanmaya çalışalım ama eksik yerlerimizden de kendimizi hırpalamayalım. Önce biz kendimizi sevme konusunda fazlasıyla cömert olalım ki, bizi sevmesi için bizim eksilerimiz üzerinden kendini var etmeye çalışan insanlara da etrafımızda prim vermeyelim.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.