DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

Otuz İki

Sesli Dinle

Bütün ömrünü tek bir doğrultuda, değişmeden geçiren ve bununla övünen insanlara da acıyorum. Bir insanın on beş yaşı ile kırk beş yaşının aynı olması bir başarı değil bir çürümedir.

Otuz İki
24.12.2021
9.352
A+
A-

Başlıkta gördüğünüz sayı benim yeni yaşım.

Yazılarımı Çarşamba günleri Mevzuhaber’e teslim ettiğim için doğum günüm de yazı günüme denk geldi. Gün boyu bir çok güzel temenni ve tebrik aldım. Herkese buradan bir kez daha teşekkür ediyorum. Tüm güzel enerjileri keyifli bir tazelenme hissi yarattı bende.

Günün sonunda ise kendimle baş başa kaldığımda Otuz İki yılın Z raporunu çıkardım zihnimin tam orta yerine. Gördüm ki yolun neredeyse yarısına yaklaşmışken, ömrümün çoğunluğu “aramakla” geçmiş. Aradığım şeyler her dönemde farklılık gösterse de arayış hali hep içimde yer bulmuş. Bundan asla şikayetçi değilim. Aramak benim için bulmaktan daha keyifli. Bulmak bir nevi kaybediş, heyecansızlık, son gibi geliyor bana. Kaldı ki doğum ve ölüm denen iki meçhul arasına sıkışmış bir ömürde kim neyi “buldum” diyebilir? Nasıl emin olabilir? Emin olamayışlarımı seviyorum, emin olanların gözlerindeki donukluğu gördükçe.

Dünyayı her şeyden emin donuk bakışlı yetişkinler yönetiyor. İnanın bana hepsi hasta.  Çocuksu meraklarımızı ve de heyecanımızı öldüren, alaya alan, başarısızlık kabul eden bir grup hastaya teslim olmamak gerek ki benim teslim olmaya hiç niyetim yok. Ben yetişkin olduğum gün bakışlarım donuklaşır,  yazamam, üretemem. Üretemezsem çürür, yaşlanırım. Yaşım kaç olursa olsun.

O yüzden hayatın sırrını bulmuş gibi davranan ve bununla övünen insanlara acıyorum.

Bütün ömrünü tek bir doğrultuda, değişmeden geçiren ve bununla övünen insanlara da acıyorum. Bir insanın on beş yaşı ile kırk beş yaşının aynı olması bir başarı değil bir çürümedir. Ben yirmi yaşımdaki ben olsam inanın başımı iki elim arasına koyar pişmanlığın dibini yaşardım.

Şükürler olsun ki değiştim. Şükürler olsun ki değişmekten korkmuyorum. Tanışacak yeni insanların, okunacak yeni kitapların, izlenecek yeni filmlerin aşılacak yeni tepelerin hayalini başka türlü nasıl kurabilirdim? Ben ilerledikçe ufuk çizgisi de ilerleyecek farkındayım. Ama ufuk çizgisine ulaşmak isteyen de kim? Ben o çizgiye doğru giderken geçtiğim vadileri, dereleri, tepeleri seviyorum.

Şuana kadar yaşadığım tüm yaşlarımı sevdim. Diliyorum ki bundan sonra da seveceğim yaş’larım olsun. Diliyorum ki değişimim, dönüşümüm var olduğum sürece devam etsin. Diliyorum ki beşikle mezar arasına anlamlı bir hayat ve anlamlı bir iz bırakmış olayım.

Son olarak, varlığıma vesile kılınmış anneme ve babama bitmeyecek bir minnetle teşekkür ediyorum. Bir vesile ancak bu kadar güzel olabilirdi.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.