Köpek ve Kedilerde Beslenme Bölüm 2

İlk bölümde doğala dönüşün bizler için olduğu kadar patili dostlarımız için de önemli olduğunu dilim döndüğünce anlatmaya çalıştım. Bu hafta doğru beslenme yöntemlerini irdeleyelim istiyorum.

Dilerseniz bu konuda doğru bilinen yanlışlar üzerinden ilerleyelim. Birinci örneğim; “Köpek ve kediler çiğ beslenmez” . Maalesef bu durum patili dostlarımızı kendi yaşam tarzımıza uygun hale getirme çabamızdan kaynaklanmaktadır. Bizler tüm gıdaları çok pişmiş olarak tüketmeye o kadar alışkınız ki, diğer ülkelerde yenilen et ve diğer gıdalar bize sağlıksız geliyor. Nedeni az pişmiş olması. Bir eti ne kadar çok pişirirseniz o kadar vitamin ve mineral kaybeder. Hani büyüklerimiz der ya “vitamini suyunda” diye. İşte bunun da sebebi aynıdır. Çok pişen bir etten geriye daha az vitamin ve mineral, daha çok da posa kalır aslında. Giderek sertleşir üstelik. Hazmetmesi de daha çok piştikçe giderek zorlaşır. Günümüzde yemek programlarında etin suyunu kaybetmemesi için birçok pişirme tekniği kullanılmaktadır. Ayrıca birçok sebzenin de çiğ tüketilebildiğini de bu programlar sayesinde öğrendik. Ispanağın çiğ olarak salatada kullanılabileceği benim bile aklımın ucuna geçmezdi.

Geçmişten gelen bu pişirme hırslarımız evde ya da bahçemizde baktığımız dostlarımıza da aynı şekilde sirayet etti yıllarca. Bu konuda işin doğalına ve de doğasına inecek olursak, kedi ve köpekler aslen çiğ beslenirler. Onların pişirme yetileri bulunmamaktadır. Mide enzimleri ve sindirim sistemleri de çiğ besinleri tüketmek üzere yaratılmıştır. Bir sebze ya da eti ne kadar az pişirirseniz o kadar kolay sindirilir. Bunun ana sebebi içinde bulunan doğal suyu kaybetmemesidir. Bu durumda pişirme yetisi de olmayan bu canlıların tamamen kuru olan mamaları yemeye zorlanması onların doğasına aykırı olmaktadır.

Çiğ besinlerin nasıl sağlıklı tüketilebileceğine gelmeden önce ikinci doğru bilinen yanlışı ele almak istiyorum. “çiğ beslenen hayvanlar saldırgan olur” .  Çiğ olarak beslenen doğadaki türdeşleri avlanma güdüleri ile hareket etmeleri, doğada sağ kalma korkusu ile kendi sürüleri dışında her canlıyı tehlike olarak görmelerinden kaynaklanmaktadır. Vereceğiniz hiçbir çiğ gıda evcilleşmiş dostlarımızın yüzyıllar önce sahip oldukları avlanma ve korunma güdülerini yeniden canlandırmaz.

Üçünü doğru bilinen yanlışımız da “Çiğ etler kurt ve parazit yapar.” Şeklindedir. Bu konuda ilk olarak anlatmak istediğim kedi ve köpeklerimizin iç parazit uygulamalarını aksatmadan yapmamız gerektiği. Kedi ve köpekler parazitleri büyük oranda doğadan alırlar. Çimler, çiçekler ve özellikle de paraziti olan diğer canlıların dışkıları en çok parazit kapma nedenidir. Kedi ve köpeklerimizin çiğ olan gıdaları nasıl sağlıklı tüketebilecekleri konusuna gelirsek oldukça basit bir cevabım var, dondurarak. Gıdaları -18 derece ve altında bir ısıda 24 saat dondurmanız sıvı kaybetmeden bakteri ve parazitlerden büyük ölçüde arınmalarını sağlar. Bu konuda özellikle etlerin dondurmadan önceki durumları önemli. Balık ve tavuk gibi ürünlerin size gelmeden önce donup çözülmediğinden emin olmalı, ikinci kez dondurmamalıyız. Kırmızı etlerinse taze olduklarından emin olmalıyız.

Dördüncü ve son mitimiz “Köpek ve kediler meyve, sebze ve otları yemez.” Bilinenin aksine doğada kedi, köpek ve türevleri birçok otu ve meyveyi afiyetle yerler sevgili okurlarım. Sizler de sıkça çimenlik alanda otları yemeye çalışan dostlarınız ile karşılaşmışsınızdır mutlaka. Üstelik her otu da değil, sadece bazılarını yemeye çalışırlar. Bu duruma bizler tesadüf gibi baksak da onların da çeşitli mineral ve vitaminlere ihtiyaçları vardır. Dışkı yiyen kedi ve köpeklere bolca potasyum içeren muz ya da ıspanaktan vereceğiniz bir parça ile bu kötü alışkanlığı bıraktırabildiğinizi görebilirsiniz mesela.

Tüm bu bilgiler doğrultusunda kedi ve köpeklerde beslenmede Avrupa ve Amerika da ki uygulamaları incelediğimizde BARF sistemi ile karşılaşıyoruz. BARF : Bone And Raw Food . Kemik ve Çiğ Beslenme. Girdiğiniz tüm mama satan yerlerde bu çiğ beslenme örneklerini kuru mamalar kadar yoğun görebilirsiniz. Ördekli, Tavşanlı, Av Hayvanlı, Bal kabaklı… daha sayamadığım yüzlerce örneği var. Ülkemizde ise bu konuda bilinçlenme henüz yeni başlamış durumda. Şimdiden onlarca firma üretime geçmiş durumda. Yakın gelecekte bizler de farklı çeşitlerde bir çok barf örneğini marketlerimizde bile bulabilir olacağız.

Evde sizlerin de kendi çiğ beslenme sistemlerinizde kullanmanız için tiyolar da vererek bu haftayı kapatmak istiyorum. Karbonhidrat, Yağ ve protein dengenizi iyi ayarlamalısınız. Biri olmadan diğeri de olmaz maalesef. Mutlaka doğal ürünler tercih etmelisiniz. Örneğin ben inceltilmiş doğal esmer bulgur kullanıyorum karbonhidrat için. Koruyucu olarak elma sirkesi, zeytinyağı, balık yağı kullanabilirsiniz. Doğal yeşilliklere ve etkilerine bakarak onlarca ekleme yapabilirsiniz. Mesela dereotu tiroid dengeleyicidir, fesleğen ise ağrı kesici. Köpeğinizin ihtiyacına göre bunlar gibi kullanılabilecek alternatifler de çok fazla. Et ile birlikte sakatatlar kullanılabilir. Sakatat avlanan hayvanların da ilk tercihidir her zaman. Ete oranla daha çok protein ve vitamin içerir.

Tüm patili dostlarınız ile sağlıklı günler dilerim.

Gölgeleriniz hiç kaybolmasın.