Kimyasal Deterjanlar ve Dünyamız

Merhaba değerli okurlar. Bugün ki yazımda sizlere deterjanların hayatımızdaki yeri nedir? Önemi nedir? Bunlardan bahsedeceğim.

İnsanoğlu varoluşundan itibaren hep yeni şeyler öğrenerek, icatlar yaparak kendini geliştirdi. Hayatın bir evresinde artık temizliği keşfettiler. Bunun için de su ile tanıştı. Uzun zaman su ile temizlik yapıldı. Belirli bir zaman sonra su temizlikte yetersiz geldiğinde, insanoğlu tekrar arayış içine girdi. Farklı bir şeylerle temizlik yapılması gerekiyordu. İşte bu dönemde kil ve külün temizlikte kullanılabileceğini fark ederek asırlarca kil ve külle temizlik yapmaya çalıştılar.

Daha önceki yazımda da bahsettiğim gibi kil ve külde doğanın bir mucizesidir. Doğadan gelen, insan sağlığına ve çevre sağlığına zarar vermeyen bir üründür. Bunlar temizlikte o dönem yeterliydi. Uzun zaman kille, külle temizlik yapıldı ve belirli bir zaman sonra bu da yetersiz geldi. İnsanoğlu yine arayış içine girdi ve bu dönemde şu an hayatımızda olan kimyasal deterjanların giriş dönemiydi.

1940’lı yıllar da ikinci Dünya Savaşı’nda petrol türevi kimyasallarla silahların temizliğini yapıyorlardı. Silahları güzel temizlediğini anlayan Amerika, “bunu deterjan olarak üretebilir miyiz?”, “Temizlik ürünü haline dönüştürebilir miyiz?” çabasına düştü. 1945’li yıllarda da üretimini kendi ülkesinde yaptı ve 1-2 yıl Amerika sadece kendi ülkesine kimyasal deterjan üretti. Bu süre içerisinde Amerika’da bir hastalık meydana geldi. Sonuçları ölüm olabilen, hiç duyulmamış bir hastalık. Araştırıldığında da bu hastalığın son yıllarda ülkelerine giren kimyasal deterjanlar ile alakası olduğu tespit edildi. O dönem üretilen kimyasal deterjanların içeriğinde %25- 35 civarlarında fosfat kullanılıyordu. Fosfatı tanımlayacak olursak bir tür kimyasaldır. Toprakta ki ve sudaki oksijeni bitirir. Yani kısacası toprağı çöl eden kimyasal bir maddedir. Beyazlaşma ve köpürme özelliğinden dolayı temizlik ürünlerinde kullanılıyordu.

Öte yandan insan vücudunda kanserli hücrenin üremesine sebep oluyordu. Ülke olarak karar alındı ve yasalarına deterjanların içeriğine %6’dan fazla fosfat kullanılmaması şartı eklenerek üretime devam edildi. Çünkü %6’dan fazlası kanser riski taşıyordu. Kendi ülkesine %6 fosfat derecesinden fazla üretmezken, günümüze baktığımızda kimyasal deterjanların içeriğindeki fosfat derecesi şu an %30 lardan başlıyor ve %75 lere kadar çıkıyor.

Peki neden bu kadar fazla kullanılıyor? Onlar istediği için mi? biz istediğimiz için mi?

Tabii ki de bizler istediğimiz için çünkü biz beyaza düşkün insanlarız. Beyaz olsun, hatta bembeyaz olsun isteriz. Onlar da bizim isteklerimizle fosfat derecesini daha da arttırdılar.

Bugün ülkemize baktığımızda kimyasal deterjanların üretimi Avrupa ülkelerinin adı altında ama kendi ülkemizde üretiliyor. Fabrikaları bizim ülkemizde, kimyasal atıklar bizim havamızda, toprağımızda ve suyumuz da. Kazanç ise onların ekonomisini destekliyor. Tabi bu arada ürünleri kullanan yine benim ülkem, maddi ve manevi zararını çekiyor olan da.

Şimdi olaya şuradan bakalım; fosfat sudaki ve topraktaki oksijeni yok ettiği için, toprağı çöl haline getiriyor. Peki düşündüğümüzde o yüksek derece fosfat bizim vücudumuza giriş yaptığında ne gibi sonuçlara yol açar? Şu an günümüzün veba hastalığı olan kanser, cilt rahatsızlıkları, astım ve bronşit gibi birçok rahatsızlıklara yol açıyor. Şu anki durumumuzda covid-19 da temizliğin önemini bir kez daha anlamış bulunuyoruz. Peki temizliği yaparken nasıl bir temizlik ürünü ile yapıyoruz? Bu çok önemli, bilindiği gibi kimyasal deterjanlar insan sağlığı için faydalı ve zararlı bütün bakterileri öldürür. Vücudu savunmasız hale getirir. Bu nedenle de virüslerin vücudumuza girişi daha kolay olur. Yine covid-19 da doğanın mucizeleri bitkilerin hayatımızdaki yerinin ne kadar büyük ve önemli olduğunu fark etmiş olduk. Doğanın mucizeleri bitkileri araştırdığımızda temizlik özelliği olan bir bitki olabilir miydi? Dilerseniz bu konuya da başka bir yazımızda devam edelim.

Diğer yazımda buluşana kadar hoşça ve sağlıkla kalın dileklerimle…