DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

İZM

Sesli Dinle

Yapılan araştırmaya göre dünyanın her yerinde sadece yedi yıl boyunca savaş olmadığı bilgisine ulaşmaktayız. Ne yazık ki insanoğlu tamahkârdır ve birbirleri ile aynı dili konuşmadığı için savaştılar.

İZM
14.07.2021
7.162
A+
A-

Haydi, biraz “izm”lerden bahsedelim.

Önce insan yoktu, her şey Hz. Âdem’den sonra başladı. Yıllar geçti neden olduğunu bilemediğim en kaotik soruyu sordum kendime. Nasıl oldu da ilk insandan bu zamana bu kadar dil, lehçe, lisan oluştu? Nasıl oldu da bu kadar çoğaldı? Binlerce yıl geçti ve insan nüfusu arttı, farklı kültürler oluştu, farklı milletler meydana geldi. İbn-i Haldun bu algoritmik çoğalmaya çok özet bir tanım yaptı; “Bütün insanların üç ortak noktası var; doğarlar, yaşarlar ve ölürler.” Bunun dışında her şeyi değişti ya da değiştirildi insanoğlunun. Yemek yeme, eğlenme, dinlenme hatta sevme şekilleri bile değişti. İnsanın bir şeyleri değiştikçe çıkarları çatıştı, çatıştıkça da birbirlerini ötekileştirdiler. Ötekileştikçe de düşmanlaştılar.

Aslında düşmanlık, ötekileştirme, çatışma, kıskanma sonradan ortaya çıkmadı insanın duyguları arasından. Kendi tazecik tezime, antitez üretmek istemem ama bu duygular insanda zaten vardı. Binlerce yıl boyunca bu duygular evrildi belki de genetik miras ile değişti, sağlamlaştı, olgunlaştı. Sonrasında ise gözü döndü insanoğlunun ve savaşmaya başladı. Yapılan araştırmaya göre dünyanın her yerinde sadece yedi yıl boyunca savaş olmadığı bilgisine ulaşmaktayız. Ne yazık ki insanoğlu tamahkârdır ve birbirleri ile aynı dili konuşmadığı için savaştılar. Birbirlerini sevmedikleri için ya da aynı şeyi sevip paylaşamadıkları için aynı dine mensup olmadıkları için aynı şeyi istedikleri için ya da aynı şeyleri istemedikleri için savaşıp durdular. Bazı savaşlar yıllarca sürdü, bazı savaşlar da bütün dünyada oldu.

Yıllarca savaşan ülkeler nefretlerini gelecek nesillere miras bıraktılar. Böylece neredeyse dünyanın feleğini şaşırtacak “-izm” olan faşizm böylece lügate girmiş oldu. Faşizm, nasyonalizmi doğurdu, nasyonalizm de nazizmi doğurdu. Birçok -izm birçok -izme ana babalık yaptı. Sözlüğü karıştırdığımızda 236 tane -izm ile biten kelime bulabilecek duruma geldik. Faşizm kelimesi gibi birçok örnek var şüphesiz ama biz Faşizmin etrafında dolanacağız bu hafta.

1946 yılında dünyanın en fazla insan kaybına neden olan II. Dünya savaşı bittiğinde, savaşın ülkelere verdiği zararın boyutunun hesaplamaları ne yazık ki tam olarak hesaplanamadı. Bilinen tahmini rakamlara göre yirmi milyon askeri, kırk milyon sivil olmak üzere altmış milyon insanın ölmüş olduğuydu. Bütün bu ölümlerin nedeni ise Musollini’nin dünya Literatürüne kazandırdığı “Faşizmin”, Hitler tarafından Nasyonalist Sosyalizm yani “Nazizim” olarak güncelleyerek benimsenmesi oldu.

“Fordizm” kelimesini lügate kazandıran Henry Ford açık açık Hitlere destek verirken, Hitlerin doğum gününde bağış yaparak desteğini eksik etmemiştir. Hatta Ford’un Almanya’daki gelirlerinin Nazi partisine aktarıldığı birçok kişi tarafından bilinmektedir. Coca Cola Almanya’da gamalı haç damgalı kolalar sattı. Bayer ilaç firması, gaz odalarında kullanılan gazları üretirken, BMW binlerce savaş tutuklusunu ve Yahudi’yi fabrikasında çalıştırırdı. Volkswagen Nazi ordusuna lojistik destek sağlıyordu. Ferdinand Hugo Boss isimli müteşebbis kendi adını markalaştırarak Nazi SS subaylarının üniformalarını tasarlayıp, kendisi dahi giyerek fotoğraf çektirdi. Bu markaların hepsi geçmişte savaş suçu işleyen rejimi destekledikleri belgelerle ispatlanmışken, Hitler kadar suçlanmadılar. İkea’nın kurucusunun İsveç’te Faşist gençlik hareketinin üyesi olduğu bilinmekteydi ve İkea, “Geçmişte yaşananların İkea’nın faaliyeti ile ilgisi yoktur.” Diyerek işin içinden sıyrılmıştı. Evet, faaliyetleri ile ilgileri yoktur ama geçmişte organik ya da inorganik bağlantıları olduğu ispatlanmıştır. Peki bu üslup, bu iktidarları destekleyen ya da muktedir yapıp yeri geldiğinde derdest eden “–izm’e” ne diyoruz? Tabi ki kapitalizm.

Neyse faşizm konusundan kopmayalım. İkinci dünya savaşının bitmesine yakın zamanlarda doğu cephesinden zarar gören Alman ordusu geri çekilmeye başlar. Savaşı daha kaybetmemiştir müttefik devletler Birleşik Krallık ve ABD, Nazi ordusuna hem öldürücü darbeyi indirmek hem de Sovyet ordusunun işini kolaylaştırmak ister. Hedef olarak da savaş ekipmanlarının ve ağır sanayi üretiminin yapıldığı Dresden şehrini bombalamayı seçerler. Şehrin sanayi kenti olması dışında savaştan hiç yara almamış olması asıl nedendir ve binlerce sivil halk o şehri güvenli bularak oraya göçmüştür. İki gün boyunca şehir bombalanır ve Hiroşima – Nagazaki de 144.000 sivil öldürülmüşken, Dresden de 200.000 e yakın sivilin öldürüldüğü iddia edilmektedir. Tamamına yakını fosfor bombaları ile yanarak hem de. Bombalardan kaçanlar ise fosfor bombasının patlaması esnasında, ortamdaki havayı çekmesi ile açık havada havasızlıktan boğularak ölmüşlerdir. Hatta bombalama bittikten sonra bile günlerce alev fırtınalarının devam ettiğinin görgü tanıkları olmuştur. Faşizan bir düşünceye faşizan bir cevap ancak bu kadar olurdu. Almanlar, Yahudi soykırımına neden oldukları için Dresden Bombardımanını hiçbir zaman uluslararası gündeme, savaş suçlarına taşıyamamışlardır. Üstelik de zararın boyutu Hiroşima ve Nagazaki’den fazla olduğu halde.

Yani sayın okuyucu buradan ufak bir çıkarım yapabilirim. Bazı “–izmlerin” dini imanı yok.

YORUMLAR

  1. Ramissözeri dedi ki:

    Harika