DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

Hem Gavur Hem Komedyen

Sesli Dinle

Bir dostum bizdeki gündemi özetlemiş, “Bir mağaradan 25 yıl sonra çıkan insanlar olsak değişen bir şey göremeyiz. Siyaset Tansu Çiller, komedi İbrahim Tatlıses, ekonomi zam, enflasyon, kuyruk”

Hem Gavur Hem Komedyen
07.03.2022
7.182
A+
A-

Gördüklerini, duyduklarını, yaşananları anlamakta zorlanan, benim yalnız olduğum hissine kapılmama engel olan tüm satır dostlarıma selam olsun.

Ekonomik kriz söylemlerini anlamaya çalışarak izliyorum. Madem her şey bu denli zamlandı, neden tepki verilmiyor diye soruyorum kendi kendime. Örneğin siyasi kimlik sahibi tüm taraflara edilen sitemleri mesafe koyarak gösteremez miyiz? Tüm siyasilerin programlarına bakıldığında; sayısız etkinliklere onur konuğu, konuşmacı gibi unvanlarla katılım sağlandığını, onlarla resim çektirme telaş ve heyecanlarını tebessümle izliyorum.

Bu hafta bir sohbet sırasında söze giren dostum “Düzen bozuk” diyerek kendince gündemi değerlendirdi. Konuşma sırası bana geldiğinde “Düzen bozuk değil” diyerek cümleye girdim.

Hayatın her alanında işimizi icra etmek, ihtiyacımızı temin etmek gibi sayısız yaşam gerekliliklerinde referansa ihtiyaç duyuyoruz. Tüm kamu kurumlarında, hatta özel sektörde dahi tanış bulabilirsek işlerimiz yürüyor. Aksi halde genel itibariyle hiçbir konuda mesafe alamıyoruz. Yani toplumca dejenere olmuş, sözlerimizden, hal ve hareketlerimizden, yapmamız gereken işlerin sorumluluğundan bihaber olmuş durumdayız. “En önde kim var ise ona yanaşma, en güçlü görünen kim ise ona sokulma, anlık çıkarlarımız doğrultusunda alkış tutma” karakterimiz oldu. Tabii bu durum istisnaları kapsamayan, fakat çoğunluğu himayesine almış bir hal.

Çok şükür inandığımızı söylediğimiz, tercihimiz olan din ve öğretiler hakkında bilgimiz yok. Hatta aynı kaynaktan gönderilmiş, vakti zamanın hak dinleri olan diğer inançların, son ve hak din olduğuna inandığımız din ile ortak olan söylemlerinden de habersiziz.

Tabii benzer durum; övündüğümüz kimliğimizin örf, adet ve terbiyelerine de veya insanlık diye tanımladığımız hale de uymayan sayısız yaşam gerçekliğiyle somut olarak ortada.

Gerek siyasi gerek bürokrat kimliğiyle devletin yönetiminde olan kimi isimlerin veya işlerin ahlaksızlığına dem vururken, bizler tabanda daha küçük kalibreler ile benzer şeyler yapıyoruz.

Yıllardır süre gelen kılık kıyafet tutkusundan öte geçmeyen inanç söylemlerimiz çok şükür sosyal hesaplarda yapılan paylaşımlarda kendini gösteriyor. Sakallı veya tesettürlü eşlerin videolarını, çocukların yanında veya katılımıyla yapılan çekimleri izlerken içi acıyanın sadece ben olmadığımı bu hafta teyit edebildim.

Bu küçük gerçeklikler büyük resmin parçaları. Muhafazakâr diye tanımlanan devlet büyüklerimizin, sayın bazı bakanlarımızın, siyasilerin ve bürokratlarımızın, gitmedikleri okullarda, almadıkları eğitimler için kamu kurumlarından alınan dudak uçuklatan rakamlar bilvesile gündemde yayılan bilgiler arasına girdi. Şehit aile ziyaretleri, İslami kuruluşların etkinlikleri, tarihin tozlu sayfalarına gömülmüş post modern darbe söylemleri, milli hassasiyet konusundaki çıkışları ile müstesna bu kişilerin etrafında pervane olan insanları gördükçe, aldıkları ve katıldıkları davetleri izledikçe onlara veya onları yetkilendirenlere söz söylemekten ar ediyorum.

Ülkemiz siyaset dünyasından bir kimsenin sosyal hesaplarından yaptığı paylaşım gözüme çarpmıştı. Uzun yıllardır var olduğu siyaset dünyasında hiçbir faydalı eylemine tanık olmadığım, klasik söylemler dışında bir icraatı olmayan, ülkemizin darbe geçmişinde emeği olan bir kimsenin oğlunun genel başkan sıfatı taşıdığı partisinde Ukrayna Başkanı için “Komedyenden lider seçilirse sonuç bu olur” gibi sözlerle yaptığı eleştiri aklımdan farklı düşünceler geçmesine sebep oldu,  keşke biz de …. Neyse.

Vaktiyle bir karikatürist çizim kompozisyonunu tamamlayarak, diyalog balonlarını açmış ve içlerini boş bırakmıştı. Yayının altında lütfen siz doldurunuz şeklinde bir uyarı vardı.

Karşıma aldığım bu yayına bir hayli uzun süre baktım fakat düşünmeme, gülmeme, stres atmama sebep olan sayısız karikatürlerden en sadesine dahi yaklaşabilen bir uyarlama yapamadım. Ve anladım ki mizah, zeka/akıl işi. Ülkemizde bu işi hakkıyla yapan cidden zeki insanlar olduğu gibi arz talep dengesiyle doğru orantılı olarak dekolte, çıplaklık, küfür, argo, hakaret şekliyle sanattan uzak şekilde yapan isimler de var.

Ukrayna Devlet Başkanı’nın göreve geldiğinde söylediği bir söz sosyal ağlarda uzun zamandır gezmekte. Ne demiş o vizyonsuz gayrimüslim;

Odalarınızda benim fotoğrafımın olmasını istemiyorum. Devlet başkanı ikona değildir, idol değildir. Oraya benimki yerine çocuklarınızın fotoğraflarını asın ve ne zaman bir karar alacak olsanız onların gözlerine bakın. Yaptığınız işlerden dolayı sizinle gurur mu duyacak, yoksa utanacak mı?”

Eğitimli bir aileden, yani babası ekonomi profesörü, annesi mühendis olan bu kişi hukuk alanında eğitim almış. Başarılı olduğu yarışmalarla ilerleyerek komedi alanında sayısız etkinliğe katılmış.

Tabii ülkemizde suç ve suçlu ilişkilerine bakıldığında veya çokça eleştirilen iktidar ya da muhalefet kanadındaki hukukçu kişi ortalaması baz alındığında ortaya çıkan “HUKUK veya HUKUKÇU” tanımı ile Ukrayna’daki durum aynı mıdır, bilemem.

Profesör, eğitimci unvanları Ukrayna’da da bizdeki gibi mi ediniliyor, yorum yapamam.

Vakti zamanın hak dini olan Yahudi inancına mensup bu devlet başkanının söylediği söze ve kadınlar başta olmak üzere vatanına sahip çıkmak için silah kuşanarak cepheye koşan vatandaşlarına da yorum yapamam.

Ukrayna – Rusya Savaşı hakkındaki düşüncelerimi bir önceki yazımda dile getirmiştim. Yerli ve milli gururumuz “BAYRAKTAR” ’a ait İHA ve SİHA’ların bel kemiğini oluşturan teknolojinin kaynağı Ukrayna ile pek bağım olmadı. Ancak bir tarafta komedyen bir devlet başkanı, gayrimüslim, Hristiyan veya Yahudi bir toplum, diğer tarafta uçak kanadında sallanan, geride değerlerini ve sevdiklerini bırakarak parmak arası terlikle ülkesini terk eden, ülkesindeki yönetimle siyasi veya silahlı mücadele etmek yerine hainlikle kaçan bir kitle.

Gittikleri yerde tamamen diyemesek de çoğunlukla taciz, tecavüz, gasp, hırsızlık, istila, uyuşturucu gibi sayısız eylemin içinde yer alan bir anlayış.

Bir dostum bizdeki gündemi özetlemiş, “Bir mağaradan 25 yıl sonra çıkan insanlar olsak değişen bir şey göremeyiz. Siyaset Tansu Çiller, komedi İbrahim Tatlıses, ekonomi zam, enflasyon, kuyruk”

Ben bu zihniyete karşıyım, her akşam benzinlik önündeki kuyruklar ucuz yakıt kuyruğu değil mi?

Ezcümle; bozuk olan kurulu mevcut düzen değildir. Bilakis mevcut düzen, bizatihi bu sistemin uygulayıcısı olan toplum ve yetkilendirdikleri kimselere uymazsa sorunludur. Sanki bozuk olan şey, aşınan değer yargılarımız ve hep övündüğümüz toplum ahlakımız mıdır? Ahlak derken bel altını kast etmediğimi belirtmeme gerek yoktur sanırım.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.