DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

Gündemin Hamısı

Sesli Dinle

Sözün sahibi “Konuşmalara bakıyorum Peygamber ahlakı, eylemlere bakıyorum Ebu Cehil karşımda” diyerek özetlemişti günümüz gerçekliğini.

Gündemin Hamısı
13.06.2022
4.522
A+
A-

Satırlarıma göz atan, düşüncelerini, görüşlerini türlü yollarla ileten, kendi sosyal ağlarında paylaşımlarıyla mutlu eden, geri dönüşleriyle onur veren yazılarıma ilham kaynağım olan siz özel, güzel dostlara selam olsun.

Bol ziyaretli, sohbetli bir haftayı sonlandırdım. Farklı işlerle meşgul, farklı mevkilerde, farklı eğitim, kültür ve yaşam şekillerine sahip dostlara konuk oldum, konuğum oldular. Var olsunlar, Mevla özü, sözü ve eylemleri bir güzel insanların sayısını arttırsın.

Bir olayın değerlendirilmesinde dikkat edilmesi gereken ayrıntı; birçok farklı açıdan bakabilmek ve görebilmektir. Ben olaylarda hata ve suç, dolayısıyla hatalı ve suçlu aramayı çok makul bulmuyorum. İnsanoğlu doğruları hatalara, yanlışlara borçludur. Neticede insanlık bir hata, yanlış veya yasağın çiğnenmesi hali ile yani suç ile başlamıştır. Hatalar kabul edilebilir, ancak önemli olan hainlik halinin ve eyleminin olmamasıdır.

Haftanın sohbet konuları sayısız başlıklara sahipken, ben fıtratım gereği olsa gerek kendimi olguya takılmaktan alı koyamadım.

Kapıya dayanan genel seçim sohbetleri, siyaset dünyası, iktidarın veya muhalefetin eleştirilmesi yada desteklenmesi, ekonomi, işsizlik, sağlık, kriz, zam, toplumsal ahlaki değişim, inanç, dejenerasyon, bürokrasi derken heybemiz birçok konunun yüküyle taşınması zor bir ağırlığa sahip oldu.

Genel hali ise birkaç dostumun kelamlarında yer alan betimlemeler özetledi.

MECZUP

Bir dostum sohbetimiz sırasında toplumun genel halini bir meczup mutluluğuyla özetledi. Yarınların endişesinden ari olan, ailevi sorumluluklardan ırak, gelecek kaygısından yoksun, mevcut halin muhakemesinden aciz bir meczup huzuru…

Ayağındaki çorabın kirli veya yırtık olduğunu bilemeyen hatta ayağında çorap olup olmamasını dahi fark edememiş, huzursuzluğunun nedeninin açlık olduğunu idrak edemeyen, yediğinin küflü yavan ekmek mi yoksa leziz bir biftek mi olduğunun ayırımını yapamayan bir meczup rahatlığı…

Kendisine söylenen sözlerin belki vaatlerin doğru olup olmadığını, mümkün olup olmadığını, gerçek veya gerçekleştirilebilecek olup olmadığını bilemeyen, tebessümlere tebessümle karşılık veren bir meczup mahzuniyeti…

PARA

Malum ekonomi hepimizin gündemi. Ay sonunu getirebilmeyi, aybaşını gözlemeyi bıraktığımız, faturalara bakmaktan korktuğumuz bir dönemdeyiz. Kriz ülkemize özgü bir hal değil elbet, dünyanın birçok ülkesinde yaşanan ekonomik buhran halkların gündemi oldu.

Biz kendi standartlarımızda değerlendirelim konuyu. Neticede Afrika’nın yaşadığı kriz ile İsviçre’nin yaşadığı kriz standartları arasında çok fark var.

Dostum aracını kullanmaktan korktuğunu, eşini ve çocuğunu alıp farklı bir ülkeye tatile gitmeyi, bu sayede farklı kültür ve yaşayışlar hakkında bilgi sahibi olmayı, farklı coğrafyaları görebilmeyi hayal etmekten vazgeçtiğini; hatta bir adım öteye geçerek farklı bir şehre tatile çıkabilme imkânının olmadığını, koca bir yılın stresini atmak, eşini ve çocuğunu mutlu etmek için köyüne dahi gitme programını yapamadığını dertli dertli anlattı. Son sözü ise yaşadığı şehirde bir hafta sonu pikniğe gitmenin dahi belli bir birikime bağlı olduğunu belirtmek oldu.

Yoğun trafiği, lokantalardaki, kafelerdeki, eğlence mekânlarındaki yoğunluğu ise birkaç olasılıkla tanımladı. Birinci ihtimal; orta sınıf tanımının son bulduğu yani yaşam standartlarının altındaki ekonomik gelire sahip insanlardan ve yaşam standartlarının çok üzerinde gelire sahip insanlardan oluşan bir toplum olduğumuz seçeneğiydi.

İkinci ihtimal; farkındalık yoksunluğuna sahip esasen ekonomik krizde olan ancak kredi limitinin kendi geliri olduğunu sanan insanların sayısal çoğunluğunun artmış olması ihtimaliydi.

Son seçenek ise kendisinin ev ekonomisi ve ekonomi idaresini bilmediği olasılığı oldu.

İktidar tarafından maaşlara yapılan büyük oranlı zamları ise genel seçim gösterisi olarak tanımladı. Maaşlara yapılan zamların karşılığının çoktan alındığını tüketim ürünlerine yapılan zamların ortada olduğunu ifade ederek paranın alım değerinin önemini belirtti. Yani orta sınıf normal ev kirasının 10 bin TL olmasının, normal bir apartman dairesi fiyatının 10 milyonlara dayanmış olmasının vahametinin altını çizdi sohbetinde.

Bu konuda ilginç bir benzetme de bir başka dostun sohbetinde yer aldı. “Harcaması en kolay, en zevk veren para kendine ait olmayan paradır” sözü düşündürücü olmuştu benim için. Bu örnek sadece maaşlara yapılan zamları kapsamıyordu elbet, tüm resmi, yarı resmi, özel kurumların israf edilen imkânlarını da kapsıyordu.

ALİM MİYİZ, ZALİM Mİ?

Bence önemli olan sohbet konularından biriydi, olgu anlamında tüm konularla bağlantılıydı, söylemler ve eylemler konusu.

Sohbet sadece siyasilerin söylemlerini, vaatlerini kapsamıyordu yine. Sosyal paylaşım ağlarındaki aile, özel, mahrem, inanç, ahlak gibi sayısız değerlerimizin dejenerasyonunu ve bu paylaşım aktörlerinin ikili sohbetlerdeki söylemlerini de içeriyordu.

Dürüstlük, ahlak (Ahlak tanımı sadece fiziki sınırlarda hapsedilmiyor), sorumluluk, vebal gibi toplumu ilgilendiren, etkileyen bireysel karakteristik özelliklerin esnetildiği, hızla yitirildiği gerçekliğinin acı sonuçları dile getirilen tespitlerden oldu.

Seçilmiş isimlerin, seçicilerin karakterlerinin ifadesi olduğunun altı da çizilmişti tüm sohbetler içerisinde.

Sözün sahibi “Konuşmalara bakıyorum Peygamber ahlakı, eylemlere bakıyorum Ebu Cehil karşımda” diyerek özetlemişti günümüz gerçekliğini.

Tüm haftanın sonunda arkama yaslanarak MevzuHaber emektarları değerli kalemlerin, kıymetli yazarların yazılarını okuyarak, hafta boyunca hemhal olduğum insanları düşünerek “İyi insanlar var oldukça her şey bir gün iyi olacaktır” diyerek, huzurla yudumluyorum kahvemi.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.