Fındık Kurdu
Hepimizin hayatında, “olmasaydı” ya da “yapmasaydım” dediği yığınla olay vardır. Lütfen kendinize “keşkeler” biriktirerek eziyet etmeyin ve kendiniz ile yüzleşin. Kendinizi aşağılamadan, aslında yaptığımızın yanlış olduğunu bilen ve kabul eden sesi susturmak için çabalayan, içeriden gelen çığlıkları susturun.
Değerli dostlar Fındık kurdunu bilir misiniz?
Fındık kurdu, fındığın kabuğunda oluşan çatlaklardan içeri girip fındığı içeriden yemeye başlar. Dolayısıyla da yedikçe şişer yani büyür, büyüdükçe yemesi gereken miktar da o oranda artar. İçeride yiyecek fındık kalmayınca çıkmak ister fakat içeri girdiği o çatlağa sığamaz hale gelmiştir. İçeride yediği fındık onu büyütürken, geri çıkabilmeyi hiç hesaba katmamıştır. Yemekten büyük zevk aldığı fındık da onun sonu olur.
Hayatta böyle değil midir? İnsan mevki, makam ya da mal, mülk sahibi olmak için kendini hırpalar durur. Kendinden feragat ettiği gibi ailesinden, sevdiklerinden herkesten esirger zamanı ve onların ihtiyacı olan gerekli ilgiyi. Sonra gün gelir, o uğruna pek çok değerden vazgeçilmiş olan mevki, makam ya da mal, mülk de elde edilmiştir. Bundan sonra sahip olunan her şeyin tadını çıkarmak kalmıştır geriye. Gelin görün ki sahip olmak için verilen onca çabanın ardından elde edilen şeyler anlamını yitirmiştir. Ulaşılınca mutlu olunabileceğine inanılan her şey elindedir insanın ama yine mutlu değildir.
İnsanın kendi içsel yolculuğunu tamamlamadan sahip olacağı her şey sırtına yüktür ama o farkında değildir. İnsanın kendisini keşfetmesi hayat denen yolculuğun olmazsa olmazıdır bana göre. Öncelikle şunu kabul etmemizde fayda var; Hepimiz insanız ve yanlış yapmaya müsait varlıklarız ki “beşer şaşar” sözü buna en güzel örnektir. Hayat bana göre, yaptığımız yanlışlar ile zayıf yönlerimizi güçlendirmek istiyor ve sonuçları ile de bir sonraki sınav hakkında kopya veriyor sanki. Bir betimleme yapacak olursak hayatı şuna benzetiyorum. Spor salonlarını bilirsiniz, kimisi kol kaslarını güçlendirmek için kimisi bacak kaslarını güçlendirmek için kimisi de bütün kas sistemini geliştirmek için gerekli antrenmanları yapar. Hayatı bir spor salonuna benzetirsek; neye ihtiyacımız var? Hangi yönümüzü güçlendirmemiz gerekiyor? Bunlar için ne tür idmanlar yapmamız gerekli? Hayat denilen bu spor salonun da öğrenip geliştireceğiz ki anlamlı bir yaşam olsun ahir ömrümüz. Bunun için sizlere haddim olmayarak birkaç öneri de bulunmak istiyorum. Hepimizin hayatında, “olmasaydı” ya da “yapmasaydım” dediği yığınla olay vardır. Lütfen kendinize “keşkeler” biriktirerek eziyet etmeyin ve kendiniz ile yüzleşin. Kendinizi aşağılamadan, aslında yaptığımızın yanlış olduğunu bilen ve kabul eden sesi susturmak için çabalayan, içeriden gelen çığlıkları susturun. Hani o içeriden gelen ses var ya; “o gün ben haklıydım. İyi ki yaptım. O da bana öyle söylemeseydi ya da öyle yapmasaydı.” Diye konuşup size meseleyi bambaşka gösteriyor. Diğer taraftan “keşke yapmasaydım” diyen sesin sessiz çığlıklarıyla, yastığa başımızı koyduğumuzda uykularımız kaçıyor. İşte o yanlış seslere kapılarak, içten içe bizi o fındık kurdunun içeriyi yiyip bitirip geri çıkamadığı gibi içeride ölüp, erdemli ve onurlu bir yaşamı elinizden almasına müsaade etmeyin.
Şunu yapabilirsiniz aynanın karşına geçip, “evet o gün ben söylediklerimle yaptıklarımla yanlıştım bunu kabul ediyorum.” Bunu kendi kendinize söyleyin var ise böyle içten içe aklınızda kalan hatalarınız, emin olun ki çok büyük bir yükü atacaksınız üzerinizden ve hayatınız ondan sonra daha anlamlı olmaya başlayacak ve şunu biliyor olacaksınız. Bundan sonra her şeye aklınızın ve gücünüzün yetmeyebileceğini, mutlaka bir konu da birçok kişiden çok daha başarılı olabileceğinizi eksiklerinizle değil mevcutlarınızla başınız dik bir şekilde ilerlemeniz gerektiğini.