DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

Doktor Kantincileri Üzdü

Sesli Dinle

Okumuş insana yakışmayan sözlerle çocuklarımızın sağlıklı beslenmesine özen göstermeliyiz mesajı ne yazık ki maksadı aşan ifadelerin altında kalmış.

Doktor Kantincileri Üzdü
26.02.2024
5.384
A+
A-

Selam olsun siz değerli okurlarıma. Hepimizin anılarında kantinlerde yaşadığımız eğlenceli anlar yer alıyordur. Eğlencenin dozunu kaçırarak yüksek sesle konuşup kahkahalar attığımız, ortalığı dağıttığımız yerdir okul kantinleri. Paramız olmadığında veresiye için şirinlik yaptığımız insanlar ise tabii ki kantinci abi ve ablalarımızdı.

Kantin dediğimiz bu meslek dalı hayatın birçok alanında karşımıza çıkıyor. İlkokul, ortaokul, lise, üniversitelerde, yurtlarda, haricen hastanelerde, kurumlarda, sosyal etkinlik alanlarında, yani birçok yerde karşımızdadır o küçük işletmeler.

Geçtiğimiz günlerde sosyal paylaşım ağlarında yer alan bir söylem gündem oldu. Dr. Muhammed Keskin, @kardiyobey isimli X hesabında maksadı aşan şekilde genelleme yaparak düşüncelerini ifade etti ve özür dilemek yerine konuyu tartışmaya dönüştürdü.

Doktor bey kamuya açık sosyal paylaşım hesabından kantincilere yönelik olarak “şarlatan, rüşvetçi” gibi nahoş ifadelerle, torbacılardan daha zararlı olduklarını söylemiş. Okumuş insana yakışmayan sözlerle çocuklarımızın sağlıklı beslenmesine özen göstermeliyiz mesajı ne yazık ki maksadı aşan ifadelerin altında kalmış.

Bu sebeple sektör üyelerini temsil eden, etmesi gereken Ankara Kantinciler Odası yetkililerine ulaşmak istedim, mamafih başaramadım. Bir meslek odası yetkilileri neden ulaşılmaz olur anlamak zor. Sektörün temsilcilerinden Tüm Kantin İşletmecileri İşverenleri Sendikası Genel Başkanı Okan Fırat’a ulaşarak görüşmek istediğimi belirttim. Okan Bey tanınmış iş insanı olmasının yanı sıra sosyal alandaki hizmetleriyle, Sendika çalışmalarıyla hem kurumlar yetkililerince hem sektör üyelerince bilinen, sayılan bir isimdir. Ben de kendisini bu anlamda yakinen tanırım. Ankara Kantinciler Odası tarihçesinde ise (http://www.akeo.org.tr/Hakkimizda.aspx?AltSayfaId=8) Sayın Fırat’ ın kurucu ve başkan vekili olarak yer aldığı belirtilmekte. Sayın Genel Başkanın kabulüyle gündem içerikli olarak görüştük. Bahsedilen ifadeler sebebiyle kantin işletmecilerinin ülke genelindeki rahatsızlığını, tüm şube başkanlarından ve üyelerinden gelen şikâyetleri anlattı. Sayın Fırat; “tüm kantin işletmecilerinin, çalışanlarının ve meslek üyelerinin de bir anne bir baba olduğunun altını çizerek, bizlerin evlatları da okullarında, yurtlarında, birçok yerde kantinlerden hizmet alıyor. Bizler de mesai yaptığımız kantinlerden satışını yaptığımız ürünlerden yiyor, içiyoruz, aynı ürünleri okul memurları, öğretmenler, müdürler de yiyor. Kantinciler gıda üreticisi değil, izin verilmiş gıdaların satıcısıdır. Kantinlerimizde Tarım, Milli Eğitim, Sağlık Bakanlığı müfettişleri, bulunulan yerin yetkililerinin refakatinde habersiz teftişlerle denetim yapıyor. Uygunsuzluk tespitleri ise ağır cezalara tabidir. Sektörde faaliyet gösteren herkesi kusursuz ilan edemeyeceğimiz gibi yine herkesi kusurlu suçlu da ilan edemeyiz” sözleriyle konuyu özetledi.

Uzun yıllar sektörde çalışmış, ardından işletmecilik yapmış ve şimdilerde emekli olan bir büyüğümle de sohbet etme imkânım oldu. Kendisi hem okul hem kurum kantini tecrübesi olan bir kimse. Ben düşüncesini sormak isterken o bana sorular yöneltti.

Hayatın bütünündeki zamlar, yaşam giderleri, SGK primleri, vergi ve diğer maliyetlerin artması satış rakamlarına yansır mı? Öngörülemeyen, sayılamayan bir yığın değişkene bağlı maliyetler satış rakamlarına yansır mı?” gibi sorular sordu ve son sorusunda “bu ekstra maliyetleri karşılayabilmek için verilen mücadele aldığın ürünlerin fiyatlarını gözetmene, ucuz ürün alma gayretine dolayısıyla ürün kalitesinin düşmesine dönüşür mü?” diyerek, “Ürünlerin sağlıklı olması, hizmetin hijyen kurallarına uygun olması tabii ki şart, ancak kantinciler üretici değil, satılacak ürünleri belirlemek onların elinde ve yetkisinde değil. Ayrıca zaten her kantinin yakınında büfeler, marketler, bakkallar, kafeler var. İsteyen istediği ürünü alabiliyor” diye ekledi.

Müsaade istediğim sırada yine bir soru sorarak beni uğurladı. “Kantinlerin kapandığını hayal et, gece yarısı hastanede refakatçısın ve su alacak yer yok, okulda çocuğunun tost alacağı, kurumda çay alacağın, yurtta kahve alacağın yer yok, bir hayal et” dedi.

Bu ağabeyimle işletmecisi arkadaşı olan kantinin açık alanında buluşmuştuk. Dikkatimi çeken şey ise hem kantin çalışanlarının hem de işletmecinin kantine ve çevresine gelen gidenleri gözlemlemeleri öğrenci, öğretmen veya ilgili bir kimse değilse o kimseye nazikçe yaklaşarak bulunma nedenini öğrenme hassasiyetleri oldu.

Sonra aklıma sosyal paylaşım ağlarında sansasyonel gündem yaratacak söylemlerle popülaritesini arttırma, ardından hakaret davalarıyla para kazanma gayretindeki kimseler geldi, ama yok artık dedim kendi kendime.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.