DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

Çırasını Bekleyen Fikirler

Sesli Dinle

Bedenleri hapse ya da toprağın altına göndererek fikirleri öldürmek isteyenlerin, fikirlerin ölümsüzlük ateşine bir çıra daha attıklarını fark etmeyişlerini anlamayacağım.

Çırasını Bekleyen Fikirler
20.08.2021
5.196
A+
A-

“En tehlikeli şey nedir? Bir bakteri mi? Virüs mü?

En tehlikeli şey bir fikirdir… Bir kere yerleşti mi bir daha çıkmaz… Her şeyi değiştirebilecek bir fikir…”

Bu şahane replik “İnception” filminden alıntı. Repliğin muktedirler açısından haklılığı dünya tarihinin her bir döneminde ispatlanmıştır. Bir fikir bazen bir imparatoru, bir devleti, bir sistemi değiştirmiştir. Bundan olsa gerek, yeni fikirleri çoğu zaman muktedirler korkuyla,  mazlumlar merakla karşılar. Yine tarih göstermiştir ki, merak korkudan daha baskın bir duygudur. Korkulandan ve merak edilenden kaçış zordur. Değişime direnmek de nafile bir çabadır. O virüs mutlaka yayılacak ve kendiliğinden sönümlenene dek varlığını koruyacak. Müdahale edilmeye çalışıldıkça sönümlenmesi ertelenen, belki de imkânsızlaşan bir hal alacak. Yine tarih, beceriksiz muktedirlerin anlamsız kibirlerinin ve baskılarının sonucu olarak gereğinden fazla değerlenmiş fikirler çöplüğüdür. Bir şeyi yok etmeye çalıştıkça varlığını kuvvetlendiriyorsanız, o halde o şeyin varlığını kabullenerek sönümlenmesini beklemek zorundasınız. Hayatın (bana kalırsa) böyle tuhaf bir cilvesi var. İşte bu tehlikeli virüs, ilk olarak bu cilveyi anlamayanları yer bitirir.

Yaşanmışlıklarımızın, birikimlerimizin süzgecinden geçtikten sonra mevcut gerçekliğimize en uygun fikri benimser ve kolay kolay ondan vazgeçemeyiz. Fikir yaş, zaman ve mekâna göre çeşitli evrimsel süreçlere uğruyor fakat tam anlamıyla beynimizden sökülüp gitmiyor. Sönmek bilmez bir köz gibi beynimizin kuytu bir köşesinde alevlenmek için çırasını bekliyor. Bu gerçekliği kabul edemeyenler fikirlerinden ötürü insanları yargılamaktan, aforoz etmekten hatta öldürmekten çekinmiyorlar.  Korktukları insanların kendisi değil, insanların taşıdığı fikirler. Fakat “fikir virüsü” bu ya beden ölse de kendi varlığını bir şekilde sürdürüyor. Yüzlerce, hatta binlerce yıldır süre gelen fikirlerin yaratıcıları şuan çoktan toprağın altına petrol oldular. Fakat fikirleri taze zihinlere çıra olmayı sürdürüyor. İnsanlığın varoluşundan bu yana arzuladığı “ölümsüzlük” hissinin tek yolu hala “fikirler”. Bize ölümsüzlüğün anahtarını ne verebilir ki fikirlerden başka? Bizi hatırlayan son kişi de öldüğünde, bu hayattan tam anlamıyla silineceğimiz gerçeğini “fikirlerden” başka ne değiştirebilir ki? Böyle düşününce fikirlerden korkanların korkusunu anlamam kolaylaşıyor. Ama yine de fikirleri cezalandırmaya çalışan muktedirlerin kendilerini düşürdükleri komik durumu asla anlayamayacağım…  Yel değirmenleri ile savaşan Don Kişot’u anlayacağım, fakat onları asla anlamayacağım.

Roman yazdığı için, gazetecilik yaptığı için, şiir yazdığı için, oyun yazdığı için, şarkı bestelediği için, kısacası fikirlerini ve hislerini dışa vurduğu için insanlara bedel ödetenleri asla anlamayacağım. Bedenleri hapse ya da toprağın altına göndererek fikirleri öldürmek isteyenlerin, fikirlerin ölümsüzlük ateşine bir çıra daha attıklarını fark etmeyişlerini anlamayacağım.

Bu konuyla alakalı, birçoğumuzun bildiği, “Galileo” örneğini vermek çok yerinde olur sanırım;

Dünyanın döndüğü fikrini ortaya atan Galileo, bu fikri kilise ile ters düşünce mahkemeye savunma yapmaya ve tezini inkâr etmeye zorlanmış. Galileo ise ölümden kurtulmak için önce tezini inkâr etmiş, sonrasında yine dayanamayarak “ama yine de dönüyor” demiş… Tarih Galileo’nun fikirlerini cezalandırmaya çalışanların ismini değil de Galileo’nun kendisini yazdı. Galileo’nun fikirlerini öldürmek isteyenlerin, Galileo’nun ölümsüzlüğüne katkı sunuşunu da buraya not düşelim…

Bugünün gerçekliğinde yetişen taze beyinlerde hangi fikirler çırasını bekliyor bilinmez, ama elbet bu çağın da Galileo’su çıkacak ve virüsünü yayacak. Bu çağın Engizisyonu da yine O’nu yargılayarak ölümsüzlük ateşine bir çıra atacak…

“En tehlikeli şey nedir? Bir bakteri mi? Virüs mü?

En tehlikeli şey bir fikirdir…”

Virüsünüz bol ola…

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.