DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

Bir Değil Birçok Gören Duyan Oluyor

Sesli Dinle

Hal böyle olunca çok daha fazla önem taşıyan konuların, ziyaretlerin, işleri izleme olan kimselerce takip edilebilir olması milli ve manevi hassasiyetleri olan her bireyin, güvenliği önemli her makamın derdi, tasasıdır elbet.

Bir Değil Birçok Gören Duyan Oluyor
16.05.2022
7.188
A+
A-

Selam olsun siz satır dostlarıma. Uzunca zaman süren pandemi ve kısıtlamalar yaşam şeklimizi birebir etkilemişti. Ardından ürkek adımlarla başladığımız normal yaşam şekline dönme çabalarımız kış mevsimiyle birlikte kısıtlı kalan sosyal etkinliklere bağlı olarak daha yavaş bir gelişim süreci geçirmişti. Özetle uzunca bir zaman duvarlar arasında sıkıştık denilebilir.

Şu sıralar havaların ısınması, normalleşme sürecinin hız kazanmasına bağlı olarak sosyal etkinlikleri arttırdı. Tatil planlarımız ve etkinliklerimiz ise içimizde farklı bir heyecan yaratıyordur muhakkak.

Havaların ısınması ve tatil hayalleri sadece bizlerin heyecanı değil elbet, birçok tarafça, birçok nedenle yolları gözlenen yabancı turist akınına uğrama hayali de çok kişinin umudu.

Gel gelelim ki bu yıl ülke olarak imaj kaybına uğrayacağımız, çok sayıda adli vakanın kayıtlara geçeceği ve tazminat taleplerinin sıralanacağı bir döneme girmekten korkan insanlar da yok değil.

Kültür olarak farklılıklarımızın aleni olduğu, baskı altındaki rejim ve sistemlerden çıkmış, herhangi bir sorumluluğu veya aidiyet hissi olmayan, adı veya tanımı ne olursa olsun çok sayıdaki sığınmacının, yaşam ve giyim tarzı rahat olan yabancı menşeili turistlerimize veya vatandaşlarımıza karşı verebileceği tepkiler kimi ilgililerin canını sıkıyor.

Bu endişeler içerisinde ucuz işçi olarak görülen ve çalıştırılan sığınmacıların ötesinde tamamen işsiz ve başıboş halde olan kişiler kaygıları ve boyutları daha büyük hale getiriyor.

Sığınmacılar gündeme neden taşındı, neden şu an manşetlerdeki yerini koruyor sorusu tabii ki ayrı bir değerlendirme konusu. Fakat önümüzdeki süreçte sorunların çok daha derinden, çok daha geniş etki alanıyla yaşanacağını düşünen kişi sayısı gittikçe artmakta.

Zaman zaman duyduğumuz gasp, hırsızlık, taciz, tecavüz olayları ve ölümle sonuçlanan vakalar, ülkemizde huzur ve güvenlik sorununun artması, beraberinde doğan sorunlar kamu görevlilerinin de iş yükünü arttırıyor.

Bu önemli ayrıntıyı çok kez yazılarımda ifade etmeye gayret etmiştim. Eski Başbakanlardan Tansu Çiller hanımefendinin evinde gerçekleşen hırsızlık olayından, Sayın Cumhurbaşkanımızın yakını ve koruması Ali Erdoğan’ın yakınlarının mağduru olduğu gasp olayından bahsettiğim yazılarım yıllar önce satırlarda yerini almıştı.

Yine yurt dışında bulunduğum sırada, aynı ortamda bulunan yabancı menşeli kişilere gelen telefon ile Sayın Cumhurbaşkanının İstanbul’a geçtiği ve evine girdiği bilgisini duymamla beraber hissettiğim rahatsızlık, haberi kendi imkanlarımla teyit etmemle milli ve manevi hassasiyetlerle duyduğum kızgınlık hissi de uzun zaman önce köşemde mevcut yazılarım satırlarında nakşedilmiş haldedir.

Sığınmacı akının ilk başladığı yıllarda toplama merkezlerinde yaşanan yağmalamalar, askerimize, polisimize karşı yapılan saldırılar birçok sorunun habercisiydi. Kılık kıyafetleri, konuşma şekilleri kamufle olan, ülkenin dört bir yanına kontrolsüz ve kayıtsız olarak dağılan bu kişileri aradan geçen süre sebebiyle tanımamız, teşhis etmemiz çok daha zorlaştı.

Bu sorun; bundan 10 yıl sonra “emekli” veya “eski” titri kazanacak olan siyasetçilerimizin veya kamu personellerimizin de yaşam gerçekliği içerisinde payını alacağı daha büyük kalibreli sorunlarla hayat bulacak.

Somutlaştırmak adına örnekler verelim isterim.

Konuk bir devlet başkanının Cumhurbaşkanımızı ziyareti sonrası radyoculuk yıllarından tanıdığımız, bildiğimiz, eski meslektaşımız saydığımız İlahiyat Fakültesi sonrası Hukuk Fakültesini bitirerek Doçent unvanını alacak kadar yoğun akademik çalışmalara imza atan Sayın Hasan Doğan, Sayın Süleyman Soylu ile uzun süreli uzun metrajlı bir yürüyüş yapar. Cumhurbaşkanlığı makam tarafından başlayan yürüyüş, külliye sınırlarını aşar ve dışarıda da devam eder. Yani 2 nolu kapı ile Kütüphane kapısı denilen alan arasındaki mesafe içerden ayrı dışardan ayrı olarak hesaplandığında ciddi bir adım sayısı edecektir. Benim geçmiş mesaimden aklımda kaldığı kadarıyla aynı bölgede bir günde 35 bin adım attığımı mesai arkadaşlarım söylemişti.

Bu gezi boyunca söz sahibi eski meslek büyüğümüz, seslendirme, sunum ve programlarla beğenilerin kaynağı olan Sayın Doğan, Sayın Soylu ile ne konuştu bilemeyiz. Fakat Sayın Soylu’nun o gezideki fiziki durumuna bakarak mide sorunu olduğu düşünülebilir. Sürekli göğüs ve karın bölgesini ovalamak, tatsız yüz ifadesi bu şekilde yorumlanabilir mi, bilinmez.

Aile dostumuz, her şeyini merhum Babama borçlu olduğunu çok kez ve çok yerde ifade eden vefalı insan merhum Kani Beyin Sayın Soylu için “gelecek vaat eden genç” dediği dönem Sayın Soylu’yu Doğruyol Partisi Genel Başkanlığı adaylığında desteklediği dönemdi. İsminden milli ve manevi hassasiyetlerle bahsedilen Sayın Süleyman Soylu’nun yakın tarihlerdeki Hacı Bayramı Veli Hazretlerinin türbe ziyareti ve oradaki dostlarıyla uzun sohbeti de etkinlik saatine rağmen fark edilen, memnuniyet duyulan bir ziyaretti.

Merkezinin Ulus Semtinde olduğu dönemden başlayarak,  uzun yıllardır kurumunun her kademesinde görev yaptığı bilinen Yozgat eski vekili Sayın TESKOMB başkanı Abdulkadir Akgül Ramazan Bayramı öncesi anjiyo yaptırmaya karar verir. Bayram sonrası geçirdiği operasyonla sağlık durumunun iyi olduğu bilgisi sevenleri olan çok kişiyi mutlu etmiştir.

Şanlıurfa Belediye Başkanı yani Ak Parti eski İl Başkanı ve Noterler Birliği eski Başkan Yardımcısı Sayın Beyazgül ise yakın tarihlerde Ankara’da bir dizi ziyaretlerde bulunur. Ziyaret listesi içerisinde Türkiye Noterler Birliği eski Başkanı da vardır. Ziyaretten kısa süre sonra Şanlıurfa’nın 5 yıldır kesintisiz Valisi Başmüfettiş olarak Ankara’ya atanır.

Her biri birbirinden değerli, her birinin kamu hizmetleri olan bu özel isimlerin bahsedilen mesaileri herhangi bir mahremiyet taşımasa da, görüşme içeriklerinin oldukça önemli olduğuna şüphe yoktur. Hal böyle olunca çok daha fazla önem taşıyan konuların, ziyaretlerin, işleri izleme olan kimselerce takip edilebilir olması milli ve manevi hassasiyetleri olan her bireyin, güvenliği önemli her makamın derdi, tasasıdır elbet.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.