DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

Var mısın?

Sesli Dinle

Sevgili satır seyyahları hala, “Bu kitabı neden okumalıyım?” diye bir soru dönüyorsa zihinlerinizde; güçlü bir yaşam için öneriye ihtiyacınız olduğu vakit okuyun; kendinizi tanımak için kimi vakit bir rehber isterseniz, okuyun.

Var mısın?
26.08.2021
9.160
A+
A-

Doğan CÜCELOĞLU

“Biliyor musunuz, kendimi sürekli ihmal etmişim. Elbette bunun nedenleri var. Kendimi bulmamı umursayan bir ortamda büyümedim. Hep bir “sosyal kimlik” olarak yetiştirildim, eğitildim ve dünyaya bırakıldım. Yolculuğun esas anlamını kendi içindeki o “öz” ün, yani kendimin verdiğini keşfetmem uzun zaman aldı. Bu sebeple uzun süre boyunca kendimden öksüz kaldım.”

Arka tarafta bağlamanın tezenesine vuruyor Erkan Oğur ve başlıyor; “Bir derdim var bin dermana değişmem.” Satırlarına bizi buyur eden Doğan Hoca ise “İnsan olarak doğan ve olabileceğimiz en iyi şey insan olmayı istemek…” diyerek derdi “insan olabilmek” olan cümlesine “Var Mısın?” diyor.

“Yazının da bir yaşamı var sanırım; hem kâğıdın üzerinde zuhur etmek için kendi zamanını bekliyor hem de kafamdakilerin kâğıtta nasıl şekilleneceğine kendi karar veriyor,” diyor Doğan Hoca. Ben de tıpkı onun gibi nerden başlayacağımı, beynimin içinde dönüp dolaşan cümleleri nasıl toparlayacağımı bilmez bir halde oturuyorum bilgisayarın başına. Hangi konuya değinsem diğerinin hatırını kıracağım endişesiyle, hepsinden bahsetmek istiyor gönlüm lakin ne mümkün.

Doğan Cüceloğlu’nun Deniz Bayramoğlu ile söyleşi şeklinde kaleme aldığı, “Kendini Keşfetmeye, Zorluklarla Başa Çıkmaya VAR MISIN?” adını taşıyan kitap, kendini keşfetmeye meyli olan cümlesi için yazılmış ve yılların birikiminin aktarılmaya çalışıldığı bir eser. Doğumdan ölüme, bireyden evrene, zerreden küreye, inançtan değerlere… Nelerden bahsetmiyor ki bu kitap…

“Esasında bütün yapmamız gereken; ailede ve eğitim sisteminde çocuğun kendini keşfetmesine, kendisine “merhaba” demesine, kendi tanıklığını önemsemesine yardımcı olmak… Çocuk hayatının anlamını kendi tanıklığıyla bulacak,” diyerek bireyin kendini fark edişinin çocuk yaşta başladığını ve bu fark edişle birlikte, sağlam zemine inşa edilmeye çalışılan bir kişiliğin ilerleyen zamanlarda hem bireyin hem de bireyin içinde yer aldığı toplumun refahı için önemli bir adım olduğunu anlatıyor.

Bireyi ve bireyselliğin kendini keşfetmede önemini vurgularken “biz” kavramını ötelemiyor Doğan Hoca. Aksine, “Bireysel çıkarların sınırları içinde kaldığı sürece insan, hayatında anlam bulamaz. ‘Biz’i keşfeden ve kendi potansiyelini geliştirmeye niyet eden insan ise çıktığı yolculuktan hiçbir zaman pişmanlık duymaz,” sözleriyle “biz” temelli mutluluğun kolay bitmeyeceğini ve insanın çıktığı anlam yolcuğunda, yolu kolaylaştıran en önemli adımlardan biri olduğunu vurguluyor.

Biz olmaya çalışan bireyin çıktığı yolda, yol kadar yoldaşında ne denli kıymetli olduğunu, “Manzara değişecek, bindiğiniz otobüsler, uçaklar değişecek; gittiğiniz yerler ve tanıştığınız insanlar değişecek ama yoldaşlık baki kalacak. Kişinin ilişkisinde yolculuk ve yoldaşlık önemli olursa hayatı hiçbir zaman tekdüze olmaz. Bu yüzden ilişkilerde “ne alırım ne veririm” den ziyade, birbirimize iyi bir ekip arkadaşı, iyi bir yoldaş olabilir misiniz gözüyle bakmak gerek,” sözleriyle; eşin, dostun, arkadaşın, ailenin kısacası yolumuza eşlik eden cümlesinin ne kadar önemli olduğunu vurguluyor.

 “Hata yapmaktan çekinme. Yanlış cümleler kur, alakasız şeyleri araya sok, korkma! Çalışman bir taslak halindeyken, hatta bittiği vakit bile senin elinden mükemmel çıkmak zorundan değil.” sözleriyle ise kendini keşfetmeye çıkan bireyin yaptığı her işin mükemmel olmak zorunda olmadığını, asıl olanın o iş için uğraş verdiği süreç içerisinde aldığı keyif olduğunu anlatıyor. Hatalarımızın bizi öğrenmeye daha çok yaklaştırdığını; düşmeden kalkmanın kıymetini tam olarak idrak edemeyeceğimizi aktarıyor.

“İnsan elli bin yıl önce elinde mızrakla geyik, bizon, mamut avlıyordu. Bugün iyi bir eğitim ve elinde bir cv ile iş ve ekmek avlamaya devam ediyor,” diyerek bireyin tarih içerisindeki toplumsal boyutuna da değiniyor. Bu kadarla yetinmeyip toplumu değiştirecek temelleri de, “Bir toplumu değiştirmek açısından yasalar, kanunlar önemli… Ama toplumun yasa ve yönetmelik çıkararak değişeceğini beklemek saflıktır. Değişim için her bir anne babanın, her bir öğretmenin, her bir üniversite öğrencisinin, yani her bir vatandaşın önce kendisiyle sohbet edebilecek bir gelişmişliğe ulaşması lazım,” sözleriyle açıklıyor merhum Hoca.

Kitabı elime aldığım ilk andan itibaren o söyleşinin bir parçasıydım. Anlatılanları bize aktaran Deniz Bayramoğlu ve Doğan Hocanın yanına bir bardak çay ve bir minder alıp oturmuşum gibi hissettiğim bir misafirlikti. Kimi vakit alabora oldu düşüncelerim, kimi vakit hayranlıkla atladım her bir satırını. Ancak çokça sorguladım kendimi. Doğan Hocanın seksen üç yıllık tecrübesini rehber alarak çokça batırdım iğneyi kendime. Kendimi keşfetmedim elbet ama kendimi keşfetmeye yahut kendimi tanımaya attığım küçük bir adımdı, “Var mısın?”.

Sevgili satır seyyahları hala, “Bu kitabı neden okumalıyım?” diye bir soru dönüyorsa zihinlerinizde; güçlü bir yaşam için öneriye ihtiyacınız olduğu vakit okuyun; kendinizi tanımak için kimi vakit bir rehber isterseniz, okuyun. İnsan insanın aynasıdır bazen, yansıtılmaya ihtiyaç duyduğunuz bir aynaya ihtiyaç hâsıl olursa da muhakkak okuyun bu satırları. Bunlardan hiçbiri sizi kitabın kapağını açmaya ikna etmediyse eğer, kitabın son sayfalarında listelenmiş ve Doğan Hocanın süzgecinden geçmiş film, kitap, müzik önerileri için bile olsa muhakkak uğrayın bu satırlara.

Kendini Keşfetmeye, Zorluklarla Başa Çıkmaya Var Mısın? Sorusuna, “VARIM!” diyebilen tüm satır seyyahlarına tavsiye olsun.

“- Bir sürü kitap okuyoruz ama okuduklarımız aklımızda kalmıyor, o halde niye okuyoruz?

– Çünkü bir kitap, bir roman, bir hikâye, bir şiir, bir roman okuduktan sonra okuduklarımız aklımızda kalmasa bile asla aynı insan olmayız.”

YORUMLAR

  1. Songül dedi ki:

    Özlemle bekleyeceğiz yazılarını sevgili yazarım. Yüreğinle nakış nakış işlediğin satırları tekrar görmek dileğiyle. 🦋🌸