DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

Sadece Kral mı Çıplak?

Sesli Dinle

Davet edildiğim ziyaretimdeki gündem, siyaset, sıra dışı temaslar, erken seçim, sürpriz gelişmeler üzerineydi fakat masa üzerindeki onaylanmış bir dosya yazımın istikameti oldu. Haftaya hareketli siyasi gündemi yazabilir miyim bilemem fakat bir soru aklımdan çıkmıyor. Acaba Çıplak olan sadece Kral mı?

15.02.2021
11.386
A+
A-

İngiliz kültüründe popüler olan çay ikramına karşın, geleneklerimizde yapılışı, sunumu birçok inceliklerle dolu kahve içmeyi tercih ediyorum.  Konuk olduğum yerlerde “kahvenizi nasıl alırsınız?” diye sorulduğunda içten içe haz duyuyorum. Yakın tarihlerde sabahın erken saatlerinde bir davet aldım.

Ben alışıktım sabahın 08:00’ inde ya da gecenin 02:00’ de davet edilmelere. İlgili bakanlığın görevlileri şaşırmıştı, aracımla içeri girmekte zorlandım, sebep ise davet eden kişinin makamında olduğuna ikna olmamalarıydı, hatta henüz hiçbir personel giriş yapmadı diyerek ısrar edilmesiydi. Hasılı ikna ettim ve içeri girdim, bu sefer bina girişinde aynı diyaloglar başladı. Makamdan teyit gelmesini beklerken ilgili personel, HES kodu, kimlik kaydı vb. işlemlerimi yapmaya başlamıştı. HES kodumu bir türlü doğrulayamayan personel, şahsi cihazıyla doğrulama yapacağını söyledi ve ekledi “Son zamanlarda her şey arızalı geliyor”. Mevzu Haber yazarlarından isabetli analizleri ve yorumlarıyla şaşırtan, Nur Pera, yazısında; “elektronik cihazların arıza vereceği bir dönemdeyiz.” Demişti. Şakayla karışık bunu söyledim ve muhabbet başladı.

Vaktiyle hükümeti eleştirmek veya Parti genel başkanlarını, hele ki iktidarı eleştirmek mümkün değildi. Şimdilerde ise çanlar çalıyor. Günün konusu ay yolculuğuna dem vurdu oradakiler. “Her şey arızalı, sorunlu ama Ay’a çıkıyormuşuz” Dedi bir kişi. Diğer kişi ekledi “Dörtlüleri yakıp çıkarız” Diye. Ben bu kısa sohbetten birçok sonuç çıkararak, gelen teyitle makama çıktım.

İşte o soru “Kahveni nasıl istersin?”. Doğal ve şatafattan uzak insanları seviyorum. Dostum elleriyle kahvemi yaparken, bende meslek hastalığımın kollarına bıraktım kendimi. Masadaki evrakları okumaya çalışmak muhabirlik yıllarımdan kalan bir alışkanlık oldu sanırım. Pandemi kurallarından mıdır yoksa yaşım sandığımdan fazla mı ilerledi bilemiyorum fakat yazıları görmekte zorlandım. Mesafe uzaktı, ancak boyut olarak oldukça kalın bir dosya masada hükümdarlığını ilan etmiş gibiydi. İlgimi çekti. Okuyamadığım o dosyayı sohbetle irdelemeye çalıştım, durumu anlayan dostumun tebessümleri ile

Dosya yurtdışından alınan borçlar ile ilgiliymiş. Ekonomi, şahsi hayatımda dahi hiç anlamadığım konudur. Aklımda kalan kadarını konunun uzmanlarıyla konuştum.

“Yurt dışı merkezli bankalardan borç almak uzun vadeli en büyük hatalardandır.” Dedi, konunun uzmanları. Tüm dünya genelinde olduğu gibi bizde de ekonomik kriz mevcut. “Hükümet nakit döngüsünü hem iç dengeleri ve ihtiyaçları hem de dış dengeleri gözeterek çözüm sağlamaya çalışıyor.” Diyerek anlattılar.

Banka borçlanması yerine uluslararası kurumlara borçlanmak ya da farklı çözümler üretmek daha doğru olurmuş. Sanırım bunu ve çok daha fazlasını ilgili makamlarda bulunan kimseler daha iyi biliyor ve karar mercilerine arz ediyordur.

Bu karmaşa beni farklı bir karmaşaya sürükledi. Piyasalardaki nakit krizini, iş, imalat vb. krizleri çözmek amacıyla KGF isimli bir kredi uygulanmaya başlanmış.

Bu kredi devlet garantiliymiş. Devlet, bankalara teminatı olmayan müşterilere bir nevi kefil, teminat olmuş. Müşteriler kredilerini ödeyemediğinde de kefil olduğu tutar kadarını devlet ödeyecekmiş. Yani kredi toplam bütçesinin %10’unun tahsis edildiği bir bankanın, verdiği kredilerin dönüşü olmaması halinde kredi tutarının %80’nini devlet ödeyecekmiş.

Görüştüğüm uzmanlar; “hükümet uzun vadede, ciddi sorumluluk alarak, risk altına girerek hızlı ve kısa vadeli çözüm üreterek, piyasaları rahatlatmaya çalışıyor.” Diyerek özetledi bu durumu.

Fakat asıl sorun böyle başlamış sanırım. Müfit Saçıntı’ nın “Mandıra Filozofu” filminde mizahını yaptığı olaylar gerçek hayatta yerini almış. Kota, hedef çıkmazıyla ezilen banka personelleri dört bir koldan dalmışlar piyasaya. Tabi bizler akıllı insanlarız, kredi oranını ve devlet garantisini duyan kimi firmalar ise hemen talip olmaya başlamışlar.

Bankalardan alınan bu düşük faizli, devlet garantili krediler çekilerek, tekrar bankalara yüksek oranlı faizlerle yatırılmaya başlanmış. “Bunu yapanlar iyi insanlar, geri ödeme yapma niyetindeler belli ki”, birde krediyi alıp hayallerini yaşayanlar varmış, parayı eğlence dünyasında tüketenler yani. “Bunlara nasıl yorum yapmalı bilemiyorum?” diyor uzmanlar.

Geri ödemelerde ise hükümet ötelemeleri emretmiş, yani ilgili banka krediyi geri alabilmek için bilmem ne kadar süre beklemeli, bilmem kaç kez yapılandırmalı, sonrasında tahsil yollarına başvurmalıymış. Yani takribi 3 yıllık bir öteleme süreci deniliyor.

Burada sorun amaç ve hedef sapmasında. Bu programı hayata geçiren yetkililer suiistimallerin nasıl cezalandırılacağını ya da buna nasıl engel olunacağını, verilen kredilerin nasıl kullanıldığının takibi gibi konuları netleştirmemiş olsa gerek.

Lise yıllarımda bir hocamın söylediği sözü yılLar sonra Ankara İl Emniyet Müdürlüğü binasında görmüştüm. “Herkesin Polisi Kendi Vicdanıdır.”

Evet, hükümetin uzun vadeli riske girerek, ekonomik krize karşın vatandaşının, piyasaların rahatlaması amacıyla hayata geçirdiği proje uygulamada risklerin ve krizin derinleşmesine mi neden olmaktaydı?

Devlet tarafından yaptırılan işler, ihaleler, ekonomik hamlelerin kaynağı beytül mal diye tabir ettiğimiz, tüm halkın hakkı olan kaynak olduğuna göre, o zaman burada konu çok daha farklı olsa gerek.

Bankaların yaşadığı krizlerin faturası da çalışanlara kesilecek gibi, küçülme stratejisini benimseyen bankalar hızla şube azaltacak dolayısıyla çok sayıda personellerini işten çıkaracaklardır. Özel bankalar kredi vermekte çıkmazlara girmişken, kamu bankaları batık krediler sebebiyle TMSF’ ye devir olursa şaşırmamak gerekir.

Sizlerle geçtiğimiz hafta, kendisini ‘ben sürüden ayrıldım’ diyerek tanımlayan dostumun anlattığı tebessüm ettiren bir hikâyeyi paylaşmak istiyorum.  Anadolu’nun bir kasabasında Zübeyde isimli bir hanımın evinin çatısı akıtmaktaymış. Kadın oğluna durumu anlatmış ve oğlu işi yapması için bir ustayla anlaşmış. İş süresince ustaların yemesi içmesi ikramları eksik edilmemiş. Çalışmaları gören komşu kendi evinde ki tadilat ihtiyacı için ustalara gelmiş. Ustaların verdiği fiyatı fazla bulan kişi serzenişte bulununca usta, ekonomik sıkıntısını, paranın yokluğunu kastederek ‘bana kızma Zübeyde’ nin oğlan zorlu ben ne yapayım’ Demiş’. Sohbeti yarım kulak duyan yapılan işin sahibi Zübeyde hanımın oğlu gelmiş ve başlamış ustaya kızmaya ‘Yemeğinde mi, çayında mı hangi ikramında eksiğim oldu ki bana zorlu diyorsun’ Demiş.

Hasılı gündemden düşmeyen söylemler malum. Makamlardaki, kurumlarda ki, bütçelerdeki israflardan dert yanılıyor. Bunca hoyratlık halkın sırtına ekstra yük getiriyor. Peki halkın içindeki kimi kişilerin yaptığı işlere ne demeli?

Geçtiğimiz hafta Cumhurbaşkanının gözüne ilişen bir reklam sebebiyle, maliye bakanına ‘bunlara bir bakın, devletin sırtına yük olmasın’ talimatı gündeme gelmişti ya hani liyakatlı atamaların önemini teyit edercesine.

Davet edildiğim ziyaretimdeki gündem, siyaset, sıra dışı temaslar, erken seçim, sürpriz gelişmeler üzerineydi fakat masa üzerindeki onaylanmış bir dosya yazımın istikameti oldu. Haftaya hareketli siyasi gündemi yazabilir miyim bilemem fakat bir soru aklımdan çıkmıyor. Acaba Çıplak olan sadece Kral mı?

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.