DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

Ruhumuzda Yangınlar

Sesli Dinle

Şu an kurmaya utanacağımız o kadar çok cümle var ki aslına bakarsak. Her gün, herkese imtihan bakıldığında.

Ruhumuzda Yangınlar
04.08.2021
2.860
A+
A-

Normalde yazılarımı erken yazıp göndermeye özen gösteriyordum. Fakat birkaç haftadır o kadar çok üzüntülü ve sarsıcı olaylar üst üste geldi ki yazamıyorum. Ekranda boş sayfayı açıp bekliyorum. Önceleri içim kıpır kıpır olurdu yazarken yazmadan önce hazırlıklar okumalar yapardım. Şimdi ise sadece sorumluluğum olduğu için yazıyorum. Çünkü çok üzgünüm olanlara, ölenlere. İnsan üzülmekten yorulur mu? Gerçekten yoruldum. Artık kime neye üzüleceğimi şaşırmış durumdayım. 1 haftadır devam eden yangınlar çok canımı yakıyor.  Öyle böyle değil hissettiklerim. Yeşilin yanmasına mı üzüleyim? Vatan toprağının yanmasına mı? Spekülasyonlara mı? Bu daha böyle uzar gider. Manavgat yok olmuş, gerçekten tüm şehir yanmış daha da yanmaya devam ediyor. Marmaris, Bodrum, Milas desek yine aynı. Milas örende teyzemler var termik santrale yakın mesafede, yüreğimiz hop oturup hop kalkıyor korkuyla. İnsan sevinmeye utanıyor böyle durumlarda belki ama teyzemlere oraya yaklaşırken rüzgâr yön değiştirip diğer tarafa gitmeye başlayınca içimiz ferahlar gibi oluyor ama bu tabi ki bizimkilere bir şey olmadı kime ne olursa olsun gibi bir sevinme değil. Ama ateş düştüğü yeri yakıyor. Kelimeler gerçekten kifayetsiz kalıyor. Olanları anlatmaya, dillendirmeye insanın içi el vermiyor ama konuşmayınca da gerçek değişmiyor. Sosyal medyayı takip etsek bir dert etmesek ayrı. Böyle zamanlarda gerçekten çok güzel organize olunup, yardımlar, bağışlar toplanıyor ama diğer taraftan da o kadar çok bilgi kirliliği oluyor ki insan dinledikçe izledikçe tahammül sınırlarını aşıyor. Yangınların ilk 2 gününden sonra herkes hurra ağaç dikelim fidan bağışlayalım demeye başladı. Ama ben bu olaya 2 açıdan bakıyorum. Yine olanı kaçırıyoruz. Belki vicdanımızı, doğayı hor kullanmamızı, vatanımızın kıymetini bilmememizin, gerçekleri görmek istemeyişimizin sebebidir bunlar. Orada yanan kül olan o kadar uzun yıllık ağaçlar meşeler zeytinler yok oldu ki önce bunları konuşmalıyız bunların acısını yaşamalı ve olayı kontrol altına almalıyız. Doğayı biraz rahat bırakmalıyız. Sonrasında ağaçlandırmayı, temizlemeyi, yeniden yapmayı konuşmaya yüzümüz olsun. Televizyonda herkes siyaset yapma derdinde o yüzden izlemeyi de bıraktım. Çünkü ben artık çözüm istiyorum, sonuç istiyorum, beraberlik görmek istiyorum. Partizanlık yapan insanları, hala farklı olayların yorumunu yapmaya devam eden insanları duymak istemiyorum. Ben gürültü kirliliği istemiyorum. Tertemiz bir hava, bol oksijenli ormanlar, birlik beraberlikle el ele verip her şeyin üzerinden gelebildiğimiz vatan toprağımızda yaşamak istiyorum. Üzüntüden boğazımız düğümlensin değil de gülmekten karnımıza ağrılar girsin istiyorum. Bunların da çok bir şey olmadığını biliyorum. Kötü insanlar gölge etmesinler mümkünse.

Olimpiyat başarılarımızı yaşayıp, ay yıldızlı bayraklarımızın Tokyo semalarında dalgalanma sevincini yaşayamamak bile o kadar acı ki.

Diğer yandan gelen kadın cinayeti haberleri. Dedim ya üzülen yerlerimiz ağrıyor artık. Hepsi birbirinden kötü daha kötü.

İyi ya da kötü tek dileğim Allah bunlara sebep olan insanların hesabını ahirete bırakmasın. Sebep oldukları şeylerle acı çeke çeke canları çıksın. Böyle konuşunca bazen kendimi sorguluyorum. “Ya ben kötü bir insan mıyım? İçimdeki iyiliği mi öldürüyorum?” Diye ama başka türlü bir caydırıcılık ve korku yok. Artık insanlar kötü, olaylar fena. Ben kendim için duyarlı, hassas bir insanım derim ama bazen benim içimdeki insan sevgisini de yok ediyorlar.

Daha güzel günlere uyanmak dileğiyle. Yangın bölgesinde dışarda yatakta yatan teyze resmini gördükten sonra insan böyle cümleler kurmaya utanıyor. Şu an kurmaya utanacağımız o kadar çok cümle var ki aslına bakarsak. Her gün, herkese imtihan bakıldığında.

Kendimizi kaybetmememiz dileğiyle. Umutlu bir haftaya niyet ediyorum…

YORUMLAR

  1. Şeyma dedi ki:

    👏🏻👏🏻👏🏻