DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

Kendi Dünyamız ve Yanılgılar

“Herkesin yaşadığı yer kendi dünyasıdır. Gerçekte ne kadar anlamsız olursa olsun dünyasındaki sorun, yaşayan için hayatın durmasıdır…”

Kendi Dünyamız ve Yanılgılar
22.05.2023
4.296
A+
A-

Milyon liralar kazanılan, yüzbinler harcanan anketler yanıldı. Ben yanılmadım. Ne kadar da iddia bir cümle değil mi satır dostlarım? Ancak bu cümle bana ait değil. Bu cümle “ilk yazından itibaren seni takip ediyorum, anlamaya çalışıyorum.” diyerek beni onore eden bir büyüğümün sözü. Ortada seçim söylemi yokken seçim sürecini anlatmışım geçmiş zaman kimi yazılarımda. Bugün ise söylediklerimin büyük çoğunluğu hayat bulmuş, okurumun ifadesine göre.

Yaşadığım bir olayı arz ederek örneklendireyim düşüncemi. Ziyaretinde bulunduğum bir dostumun eniştesinin dükkânında, babasının eşliğinde oturmaktaydım. Birlikte mesai yapan damat ve kayınbaba takasta olan bir çeklerinin karşılığı olmadığından gerginlerdi. Telaşla para arıyorlardı eşlerinden, dostlarından.

Derken enişte beyin telefonu çaldı, arayan eşiydi: “Akşam eve gelirken salonun perdelerinin kurdelesini getirmezsen boşa gelme.” dedi. Esti gürledi, telefonu kapattı. Ticari itibarını ve geleceğini etkileyeceğini benim gibi ticaretten anlamayan birisinin dahi idrak ettiği dert, ablanın ne umurundaydı ne de derdiydi.

Bu çağrının ardından kısa bir süre sonra kayınbabanın telefonu çaldı, onu da arayan eşiydi: “Buzdolabının tekerleği oynuyor. Hacı ya tamirciyi al gel, ya da gel tamir et, yetti canıma.” diyerek telefonu kapatmıştı teyzemiz.

Arkadaşımla dükkândan çıktık ve arkadaşım bir cümle ile olgunun temellerini atmış, beni aydınlatmıştı: “Herkesin yaşadığı yer kendi dünyasıdır. Gerçekte ne kadar anlamsız olursa olsun dünyasındaki sorun, yaşayan için hayatın durmasıdır. Ablamın dünyası evi, dolayısıyla fiyonkları olmadığından sallanan, desenini göstermeyen perdeler dünyanın sonu, aynı şekilde annem için kapısını her açtığında sallanan buzdolabı onun dünyasındaki büyük kriz. Eniştemin ve babamın dünyasındaki kriz ve gerçeklik onları ilgilendirmiyor.” diyerek tanımlamıştı yaşanılan durumu.

Arkadaşımın; “Her üç kriz için bizim yapabileceğimiz bir şey yok, açlıktan bayılacağım haydi yemeğe gidelim.” sözleriyle kendi krizimize odaklanmıştık.

İşte aynen bu misal gibi, tahminlerin gerçekliklerden uzak olduğu bir süreç geçirdik, hatta geçirmeye devam ediyoruz. Anket firmalarının büyük çoğunluğu şaşkın. Siyaset dünyasındaki birçok isim de benzer durumda. Hangi siyasi partiye veya ittifaka yakınsanız o tarafın söylemleriyle gerçeklikten koparsınız.

Ben son günlerde yaşanan güvenlik ve beka içerikli milli söylemlerin yanı sıra biraz da Ak Parti desteğinin etkisiyle MHP oylarındaki oransal artışı ön göremedim. Ancak buna rağmen MHP’nin geçen dönem birkaç milletvekili çıkardığı bölgelerde tek vekil almış olması ile seçim öngörümün tutarlı olduğuna inanıyorum.

Bence Ak Parti seçimi % 50+1 değil 51- 52 bandında alabilecekken bundan kaçındı. İkinci tur hesabı yapan birçok isim aslında yapılan büyük planın küçük figüranları olmaktan öteye gidemedi. Ak Parti uluslararası alanda güçlü oranla seçilmiş Cumhurbaşkanı olma avantajının önemini bilen tek siyasi parti oldu.

Meclisteki çoğunluk tahminim doğru çıkan öngörülerimden. Hatta Cumhur İttifakı üyeleri dışında kalan, ancak milliyetçi ve muhafazakâr olarak anılan diğer vekilleri düşündüğümüzde meclisteki çoğunluk tanımımın karşılığı daha net anlaşılır.

Meclise sıfır mesai ile giren taraflar hepimizin malumu. Ak Parti’nin yollarını ayırdığı, siyaset dünyasının tozlu raflarına itilen bu isimler, “meclise nasıl girdi?” sorusunun da cevabını oluşturuyor. Böylece, bu durumu öngöremeyen isimlerin devlet yönetemeyecekleri düşüncesinin ve güvensizliğin fitili ateşlendi.

Dr. Fatih Erbakan dikkatleri üzerine çeken isim oldu. Sakin bir şekilde sadece kendi isimleriyle Mecliste temsil edilme imkânını kazanan Yeniden Refah Partisi ilerleyen günlerde daha etkin hale gelecektir.

Çok önemli gündemi, çok amatörce yöneterek konunun ciddiyetinin kaybolmasında etkin olan Zafer Partisi aldığı oy ile kaçak göçmen sorununa net tepkili vatandaş oranının hesaplanmasına katkıda bulunur mu?, bilemem.

Ben demiştim deme hakkına sahip olan, ancak farklı birçok sebeple oy oranlarında ciddi düşüş olan İyi Parti ise çok da iyi durumda olmayanlar arasında. Teşkilat içindeki birçok ismin sosyal paylaşım ağlarındaki serzenişleri şu an fark edilmese de yakında kendisini gösterir.

Sadece tepki oyları ve alternatifsizlik sebebiyle kendi ifadesiyle ikinci tura kalınma sebebi olunacağını ve bu aşamada pazarlık sonunda en çok teklifi vereni destekleyeceğini söyleyen Sinan Oğan ise kendisine inanları 3 kez hüsrana uğrattı. Gelecek adına bir yatırım olarak değerlendirilse de Sinan Oğan ismi her gün artan kibri ve pazarlık tutkusuyla siyaset dünyasından silinmiştir diye düşünüyorum. Siyasi liderlerin kendi memleketlerinden aldıkları oy oranının önemi ise malum. Kendi hemşerilerinin, yakınlarının desteklemediği bir siyasi ismin hele ki liderlik iddiasındaki bir ismin yurt genelinde karşılık görmesi pek de mümkün değil.

Millet ittifakı misyonunu tamamlamıştır. Milli ve manevi hassasiyetteki seçmen Kemal Kılıçdaroğlu isminden ziyade CHP’ye oy vermeyecektir. Demirtaş’a özgürlük, terör ile mücadelede Avrupa kriterleri söylemleri üzerine bir de depremzedelere karşı yapılan insanlık dışı söylemler yankılanarak genişledi. İttifak içindeki siyasi partiler sahada değil.

Erdoğan’ın son dönemi olarak adlandırılan seçimin 2. tur sonucu ortada. Siyasi partiler adına sayısız değişikliklerin yaşanacağı bir döneme giriyoruz.

Ankara ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanları ise kendilerini derin bir sorunun içine hapsettiler. Ankara için bir dönem daha kesin gözüyle bakılırken bu süreç her iki başkan adına da önümüzdeki dönem seçimleri kaybetme alarmlarının çalmasına sebep oldu.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.