DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

Kaybolan Gölgeler Son Bölüm

Sesli Dinle

O gün gölgem kaybolmadı sadece, uğruna sildiğim kariyerim, Tv Programımız, Kamplarımız, hayallerimiz de kayboldu birlikte. O gün fark ettim ki tüm planlarımda varmış Gölge. Öyle ya, gölgesiz insan olur mu? Ben oldum mesela, işte o gün bugündür gölgesizim.

Kaybolan Gölgeler Son Bölüm
18.02.2021
6.890
A+
A-

Bankacılıkta 15 yılımı tamamlamıştım. İki büyük ekonomik krizin yaşanmasına şahit oldum bankacıyken. Toplam 63 ilde çalıştım. Krizlerde işsiz kalma korkusunu hissettim. Diğer zamanlarda da hedef ve başarılı olma hırsı ile neredeyse soluksuz çalışmıştım. Bankacılık artık bildiğim tek yaşam şekli olmuştu. “Bir gün ayrılırsam ne yapardım?” Bilmiyordum. Tüm çevrem de bankada çalışırken kurduğum çevremden oluşuyordu haliyle. Yeni bir mesleğe geçme şansımda, kariyer basamaklarını tırmandığım için biraz zorlayıcı olabilecek durumdaydı. Zira iş başvurusun da sizi değerlendirecek her iş yeri; tecrübenizden dolayı alt pozisyonlara sizi yerleştirmek istemeyecek, üst pozisyonlarda ise kendi sektörlerinde tecrübe arayacaktı.

İşte bu endişeler içerisinde hayatımın en keyifli 2 yılını Gölgeyle geçirmiştim. İstanbul a çağırıldığım toplantılarda bile yanımdaydı. Gölge’yi İstanbul da yaşayan kardeşime bırakıp toplantılara o şekilde katılırdım. Kısacası bir gün bile ayrılmadan geçti iki senem. Artık kesin emindim, birikimim olmasa bile farklı bir iş yapacaktım. İşe giderken arkamdan gelmek isteyen Gölge’nin sesi, tüm kaygılarımdan daha ağır basar olmuştu. Henüz ne yapacağımı bile bilmiyordum oysa ki.

Her gün hayal kurduğum o yıllarda, bankamın farklı bir banka ile birleşmesi benim için çok güzel bir fırsat olmuştu. Ayrılıp tazminatımı da alabilirdim. Kredilerden elimde para kalmayacaktı belki ama borcum da olmayacaktı. Aileme de söyleyerek fikirlerini aldım ve kafam da netleştikten sonra hemen ayrıldım bankadan. 15 sene sonra onca hayat kaygısını, Gölge ile tüm gün birlikte olacak olmanın heyecanı bastırıyordu. Ufak tefek eğitimler ile idare de edebiliyordum üstelik. Gölge en büyük yardımcımdı. İnanın sabahları kapıyı açtığımda beni takım elbiseli görmediğinde yaşadığı mutluluğu gözlerinde görebiliyordum. Gündüzleri bahçede birlikte kahvaltı yapıyor, bahçe minderleri üzerinde birlikte uyukluyorduk.

İşten ayrılmadan önce yaşadığım endişe ve korkulardan eser yoktu. Korktuğum gibi olmamıştı. O kadar yıl sonra işsiz kalsam da, o güne kadar hiç tatmadığım bir huzur vardı içimde. Artık tek isteğim Gölgeden ayrılmadan yapacağım yeni işimi bulabilmekti. O anlarda İstanbul da yaşayan senarist kardeşim bir fikir attı ortaya. Belgesel tarzı bir program çekecektik Gölge ve benimle. Kariyerini bırakıp can dostu Gölge ile yollara düşen bir adamın hikayesi olacaktı. Bizim gerçek hikayemiz yani. Hafta sonları kamp yaptığımız, insanların çok bilmedikleri alternatif tatil yerlerini tanıtacaktık. Köpek çiftliklerine gidip eğitim tüyoları verecektik birlikte. Fikri duyduğum gün heyecandan uyuyamadım. Benim gibi yoğun çalışan tüm kurumsal firma personeli küçük tatil kaçamaklarını severdi. Üstelik hemen hemen hepsinin bir köpek edinme isteği de vardı. Kısacası tutardı bu iş. İsmi de hazırdı; “Burçak ve Gölgesi”.

Süreç çok hızlı ilerledi. Kardeşimin arkadaşı olan ünlü bir yönetmenin eşi aldı projeyi. Kendisi de birçok belgesel çekimi yaptığından konuya bizlerden daha çok hakimdi. Bölüm planlamaları, deneme çekimleri derken, iş sponsor görüşmelerine geldi. Programın ana yüzü olarak ben de hızlıca sponsor görüşmelerine girmiştim. Tavsiye üzerine en yakın dostumun eski iş yeri olan dönemin en büyük Factoring şirketiyle görüşmeye gittim. Çok fazla reklam verdikleri için sponsorluğa da sıcak bakacaklardı. Genel müdür ile yaptığımız görüşmede Gaziantep de 2 yıldır çalışabilecek, güvenilir ve tecrübeli bir Şube Müdürü bulamadıklarına gelmişti konu. Üstelik programın başlamasına henüz 2 ay vardı. Bu döneme kadar yüksek bir maaş ile çalışma teklifi ile karşı karşıya kalmıştım. Çok mantıksız değildi doğrusu. Daha 10 ay vardı. Hazıra da dağ dayanmıyordu malumunuz.  Üstelik senarist kardeşimin de kendi projesi bitmişti ve desteğe ihtiyacı vardı. Belli bir süreyle olacağı için yeniden kurumsal yapı da çalışma fikri korkutmamıştı beni. Gölgeyi de götürürüm sık sık dedim. Bu şartıma da tamam dendiğinde, artık yeniden bir finans şirketinde yönetici olmuştum.

İlk kez Gölgeden ayrılmak zorunda kalacaktım. Antep’te Gölge ile birlikte kalacağım bir ev tutmalıydım önce. Antep’i tanıyanlar, köpeğiniz ile birlikte yaşayacağınız bir ev bulmanın ne kadar zor olduğunu bilirler. Kısaca bir ay kadar ayrı kalacaktık. Olsun, Tv programı başladıktan sonra hayat çok keyifli olacaktı bizim için.

Eğitimine ve insanlığına çok güvendiğim Antalya da yaşayan arkadaşıma gönderdim Gölgeyi. İyi bakacağına emindim. Ayrıca Tv programında kullanacağımız birkaç numarayı da çalıştıracaktı bu süre zarfında. Ben de hemen yola koyulmuştum. Evi bulmak ve yeni bir iş yerine başlamanın telaşı 2 haftamı aldı. Bir ay geçtiğinde artık tüm sorunlar ortadan kalkmış, şube ilk 3 şube arasına girmiş, bataklar %50 azalmıştı. Her günüm Gölgeyi ve yapacağımız programı düşünmekle geçiyordu. Tüm işlerin arasında yapımcımız ile sık sık görüşüyor, yenilikler ekleyip çıkarıyorduk. Programdan elde edeceğim gelir de yüksek olacağından artık sonrasını da düşünür olmuştum. Bir çiftlik açacaktım. “Gölge K9” olacaktı ismi. Girişte Gölge ile fotoğrafımız olacaktı. O kadar Gölgeli hayal kurarken ondan daha fazla uzak kalmak da olmazdı.

Küçük kardeşim alıp getirdiğinde yaşadığımız buluşmayı hala unutamam. Tüm hafta sonunu gezerek geçirdik Gölgeyle. Antep te bile tanınır olmuştu geldiği iki günde. Görmeye alışık olmadıkları siyah dev çok ilgilerini çekmişti insanların. Kebap ısmarlamak isteyen, trafikte durdurup fotoğraf çektiren, çocuk parkında çocukları ile oynamasını isteyen birçok güzel insan tanıdık birlikte. Görüşmede arada götürürüm dedim ama her gün beraber gittik işe. Kapıda ya da arabada bekler, komşuları dolaşırdı kendi kendine. Getirmesem komşular, şubedekiler sorardı. En büyük sorun durdurulamaz iştahıydı hala. Malum Antep te de ikram makbuldür. Cennette gibiydi Gölge de.

Maraş ta bir müşterim duymuş Gölgeyi. Israrla görmek istedi, kıramadım. Bir sabah erkenden yola çıktık. Önce şubeye gidip raporlarımı tamamladım. O arada Gölgeyi gezdirmek istedi şubede çalışan arkadaşlarım. 5-10 dakika kadar gezdirdiler raporlar hazırlanırken. Maraş yarım saat mesafe. 10 olmadan fabrikadaydık. Çocuklarını da getirmiş müşterim. Gölgeyi görmek için tüm aile orada. Ufak bir gösteriden sonra iş ve köpek sohbeti birbirine karıştı. En son gölgeyi satmam için kasada bulunan tüm parayı teklif ettiğini hatırlıyorum. Bizim başlayacak programımız var dedim, gene yapın programı dedi. İnsan dostunu satmaz dedim, gene bir bahane buldu. Kırmadan yanından ayrılmaya çalışmak saatlerimi aldı. Nihayet dönüş yoluna geçebildik. Mesafe kısa da olsa fabrikada geçen onca saatten sonra benzinlikte bir ara vermek istedim. 10 dakika kadar kaldıktan sonra çıktığımda araç kumandama basmama rağmen Gölge kalkmamıştı. Yaklaşırken seslendim gene tepki gelmedi. Uyuyor da olabilirdi belki ama içimi anlam veremediğim bir korku kapladı biranda. Arabaya gidene kadar olan 15/20 adım geçmedi bir türlü. Yaklaştıkça kalp atışlarım hızlandı. Daha yüksek sesle seslendimse de Gölge hiç tepki vermedi.

İşte o gün kaybettim ben gölgemi. Kimileri nazar dese de, Sabah gezindiği sırada her zaman yaptığı oburlukla ağzına attığı zehirli bir et parçası almıştı gölgemi benden. Belediye jordan denen büyük fareler ile mücadele etmek için kıyıya köşeye zehirli yiyecekler bırakırmış. O gün gölgem kaybolmadı sadece, uğruna sildiğim kariyerim, Tv Programımız, Kamplarımız, hayallerimiz de kayboldu birlikte. O gün fark ettim ki tüm planlarımda varmış Gölge. Öyle ya, gölgesiz insan olur mu? Ben oldum mesela, işte o gün bugündür gölgesizim.

Uğruna yaşanacak Gölgeleriniz çıksın isterim karşınıza. Uğruna yaşanacak Gölgeleriniz çıksın ve bir daha hiç kaybolmasın.

Sevgiyle…

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.