DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

Heyecanlı Ve Tedirgin

Sesli Dinle

Yargılamayı ve kullandığımız dili değiştirebildiğimiz zaman belki biraz daha bir şeyleri değiştirebileceğimiz umuduna tutunabiliriz…

Heyecanlı Ve Tedirgin
29.09.2021
3.870
A+
A-

Geçen hafta çok profesyonel ve yoğun bir organizasyonun içinde olduğumdan bahsetmiştim. Pazar günü, akşam 21:45 itibariyle sona eren 5 günlük organizasyonumuzda hem çok şey öğrendim hem de yapılan organizasyonla çok gururlandım.

Risk ve stres yönetimini en yoğun haliyle yaşadığımız bir zaman dilimini atlatmanın verdiği rahatlığı yaşayacağımı düşünürken, üniversiteler açıldı ve doğal olarak şehre aileler, öğrenciler akın etti. Geçtiğimiz yıl, mart ayından günümüze kadar göremediğimiz kalabalık, her köşe başında ve koridorda insanlar. Her yer buram buram öğrenci kokuyor. Tabi öyle olunca pandemi sürecindeki standarttan sapmak, biraz olsun gerginliği de hissettirdi işin açığı. Okula öğrenci yakışıyor kampüs daha bir cıvıltılı, her şey eğlenceli ama herkes için birazda olsa tedirgin edici olduğu gerçeğini değiştirmiyor.

Hayatta insanın olduğu her yerde her durum için alan vardır. Herkesi kendimiz gibi iş disiplini olsun diye bekliyoruz fakat karşımızdaki insanın biz olmadığı gerçeğini kaçırıyoruz. O zaman okuduğum şu cümleleri hatırlıyorum ve kendimi sakinleştirip anda kalmama yardımcı oluyor; Mutlu olmak, olabilmek için…

Durumlara göre sadece oyuncular değişir ve karma yasasına göre şunu unutmamalı ki “Hayatta bazen acı çekmen gerek, kötü biri olduğun için değil. Huzuru, mutluluğu daha derinden hissedebilmen, fark edebilmen için.” Hayatta beyazın yanında siyah, mutluluğun yanında acı, gülmenin yanında ağlamanın da bir o kadar gerçek olduğunu hatırlamak önemli.

Yorgun hissettiğim ya da herhangi bir ortamda dış faktörlerden etkilendiğim ve strese girdiğim zamanlar Tuncel Kurtiz’in o meşhur dizelerini hatırlamayı da seviyorum. “Yastık değil, kafa rahat olacak. Döşek değil, vicdan rahat olacak. Ve insan; yorgana değil, huzura sarılıp uyuyacak.”

Tüm hesabımız da muhasebemizde kendimizle kendi içimizde. Düşününce insan çoğu noktada kendini değiştirmeyi beceremiyor ki ne hakla karşımızdan mükemmeli beklemeyi hak görüyoruz.

Yargılamayı ve kullandığımız dili değiştirebildiğimiz zaman belki biraz daha bir şeyleri değiştirebileceğimiz umuduna tutunabiliriz. Dil diyoruz, şaka yaptım deyip geçiyoruz çoğu zaman. Ama dışardan bir gözle bakabildiğimizde, daha duyarlı insanları dinlediğimizde, çok basit günlük kelimelerin bile nasıl farklı şeyler ifade edip, yanlış algılara sebep olabileceğini görüyoruz. O yüzden bir kelime bir harf deyip geçmemeyi öğrenirsek, yaptığımız gündelik muhabbetlerin karşıdaki insana nasıl hissettirdiğini yalnızca bir an empati yaparak, belki bazı ifadelerimizin değişmesi için bir başlangıç gibi düşünebiliriz. Bunu yapabilmek kolay değil, çünkü alışkanlıkları yıkmakta emek isteyen bir süreç. Ama hep dediğimiz gibi bir yerden başlamak lazım, bazen de sadece bir şeylere başlayan biri olabilmek.

O zaman sözlerimi bu sefer de Sabahattin Ali’nin şu sözleriyle bitirmek istiyorum, çünkü sevgi adı geçen her yerde umut vardır diye düşünüyorum. “Satın alınamayan şeyleri severim ben. Deniz gibi, gökyüzü gibi, ay ve güneş gibi, ve sevgi gibi…”

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.