DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

Dün, Bugün, Yarın ve Gayblar

Sesli Dinle

Gerçekliğin en kötü huyu bir gün ortaya çıkacak olmasıdır ve bugün için gelecek dediğimiz şey bir gün “bugün”, bir başka gün ise “dün” olacaktır. Bugünkü düşünce ve doğrularımızın, dostluklarımızın yarınlardaki konumu muammadır.

Dün, Bugün, Yarın ve Gayblar
07.02.2022
6.882
A+
A-

Selam olsun karar vermeden önce muhakeme eden, duyuntulara değil doğrulara duyarlı siz güzel insanlara.

ABD eski seçimleri yorumlarında çokça tebessümüme sebep olan bir diyalog vardı. Hillary Clinton ile Donald Trump arasındaki seçimde, Türkiye’ye veya İslam inancına daha yakın olduğu zannıyla “İnşallah Clinton galip gelir” diyenlere cevaben “Tabii çok doğru, Hillary Clinton İmam Hatip mezunu ya” söylemi halen güldürür beni.

Bugünlerde ise atamaların sebep olduğu bir yaygara aldı başını gitti. Ben tutkum olan olgu mantığını örneklerle anlatayım.

Vaktiyle bulunduğum ortamda “Milli” sıfatlı bir kurumumuzun etkin, yetkin isimleri dostuma teklifte bulunmuştu. Kendisine verilecek isimlerin geriye yönelik olarak verilen tarihten, teklif gününe kadarki sosyal paylaşımlarını, beğenilerini, yorumlarını silinmiş olsa dahi çıkarması isteniyordu. Amaç zıt görüşteki “hain” olarak adlandırılmış kimselerin tespit edilebilmesiydi.

Dostum teklifi reddetti. Gerekçe olarak ise iki sebep sıraladı.

Birincisi; “Gaybı sadece Allah bilir. Her insanın kalbi diğer kimseler için gaybtır” demişti. Ayrıca teknik hatalar, hatır gönül gibi sebeplerle yapılan beğeni tıklamalarını da unutmamak gerek diyerek belirtmişti.

İkincisi; İslam tarihinde yer alan Hz. Hamza’nın Uhud savaşında öldürülmesi, katili Vahşi ve aile intikamını almak arzusuyla azmettiricisi Hint Bind Utbe olayıydı.

Alemler Sultanı Peygamber Efendimizin büyük hüznüne neden olan amcası Hz. Hamza’nın katili Vahşinin daha sonra bizzat Peygamber huzurunda Müslüman oluşunu, Peygamberin ebediyete irtihali sonrası kendisini sözde peygamber ilan eden Müslime’yi öldürerek, İslam’a büyük hizmetini anlatmıştı. Yani Vahşi bir dönem karşıdaki büyük düşman, sonrasında ise saf değiştirerek büyük hizmetler yapmış bir isim.

Azmettirici Hint Bind Utbe’nin de kimi kaynaklara göre daha sonra Müslüman olduğunun iddia edildiğini belirtmişti. Peygamber Efendimizin akrabası olan Hind, İslam tarihinde önemli yeri olan Muaviye’nin annesidir.

Özgürlüğüne kavuşma ve altın ile ödeme vaatleriyle savaşa katılarak Hz. Hamza’yı öldüren Vahşi, savaş sonrası vaatler yerine getirildiğinde Mekke’de ikamet eder. Mekke’nin fethi sonrası Taif şehrine kaçar, Şam’a ya da Yemen’e gitmek için plan yapmaya başlar. Fakat İslamiyet’in hızla yayılması sebebiyle hareket kabiliyeti kalmaz, bunun üzerine Peygamber efendimizin huzuruna çıkar kendini tanıtır ve Müslüman olur. Bazı kaynakların bu anlatımı ile ben “acaba mecburiyetten mi Müslüman oldu” gibi farklı düşüncelere kapılmıştım. Bu konuda görüştüğüm bir İslam alimi büyüğüm düşüncelerimi değiştirmeme, daha hüsnü zan ile düşünmeme sebep oldu.

Darbe teşebbüsü sonrasında bir dostum eline bir vesileyle geçen önemli bilgiyi Adalet Bakanlığı’nda konuyla ilgili üst düzey yetkili bir kimseye ulaştırmıştı. Konuya duyarlı makam sahibi, bilginin ilgili Başsavcı Vekiline iletilmesi gerektiğini belirtmiş ve kendisine bu görüşme için yardımcı olacağını ifade etmişti. Dostum ise bilgiyi orada teslim edip çıkmak istiyordu. Israr üzerine ilgili Başsavcı Vekili ile görüşüldü. Görüşmede bilgiyi teslim eden kişinin konuyla ilgisiz bazı özlük bilgilerinin istenmesi üzerine dostum makamdan çıkmıştı. Nedenini sorduğumda kendimden değil, bilgi kaynağından da değil muhataplarımızdan emin değiliz dediğinde sözlerine anlam verememiştim. İlerleyen tarihlerde yapılan bir operasyonla o Başsavcı Vekilinin yetkili olduğu konuda zanlı olarak tutuklanmasıyla dostumun muhakeme yeteneğine hayran kalmıştım.

Şimdilerde yeni atanan veya yeniden atanan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın geçmiş söylemlerine yapılan atıflar, videolar medya dünyasında yerini aldı. Bir milat olan konuda kimse tarihe dikkat etmeden övüyor veya yeriyor.

Oysaki “Recep Tayyip Erdoğan öldüğünde deve keseceğim, ziyafet vereceğim, Ak Parti iktidardan düştüğünde tüm Ak Partililerden hesap sorulacak” diyerek kin ve nefretini açıkça ifade eden kimi isimler Ankara’daki makamlarında sorunsuzca mesai yapmaktalar. Usulsüzlük, kanunsuzluk için değil teşebbüs edilen ve vatandaş iradesiyle; milli ve manevi hassasiyetleri olan taraflarca verilen mücadele sayesinde bastırılan darbe teşebbüsünde kaybeden taraf olmanın verdiği nefretle söylenen bir sözdür “Erdoğan öldüğünde deve kestireceğim” sözü.

Hasılı, evet geleceği sadece Yaratan bilir, gayb ona aşikardır. Her bireyin kalbindeki düşünceleri de tam olarak sadece Yaratan bilmektedir. Bu nedenle yargılamadan önce izlemek, gözlemlemek, değerlendirmek, muhakeme etmek gerekir. Gerçekliğin en kötü huyu bir gün ortaya çıkacak olmasıdır ve bugün için gelecek dediğimiz şey bir gün “bugün”, bir başka gün ise “dün” olacaktır. Bugünkü düşünce ve doğrularımızın, dostluklarımızın yarınlardaki konumu muammadır.

Her ne kadar ideal toplumda olmaması gerekse de hem siyasetçiler hem de onları seçen irade sahibi biz toplum üyelerinin çoğunluğu ne yazık ki duruma, konuya ve değişikliklere göre söylem ve hareketlerini hızla değiştirebilen, dünleri ile mantık ve makul sebepler olmaksızın çelişebilen insanlarız.

İnancımız gereği son tahlilde; makamların, korumaların, mal ve mülkün fayda vermeyeceği, herkesin eşit olacağı o açık yargılamada her mazlum ve mağdur hakkını alacaktır. Gayblar bitecek, kimin kim olduğu veya neyi niçin yaptığı aşikar olacaktır. Hızla geçen zaman, aldığımız her nefes bizi o tarihe yaklaştırmaktadır.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.