DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

Dağın Öteki Yüzü Kudüs

Sesli Dinle

İnsanın, yaşamının bir aşamasının ne zaman bittiğini her zaman bilemesi gerekir. Bir yerde gerekli olan zamandan daha uzun kalmakta diretirsen, sevincini ve huzurunu yitirirsin.

Dağın Öteki Yüzü Kudüs
13.05.2021
5.131
A+
A-

PAULO COELHO, “BEŞİNCİ DAĞ”

Güneş, Beşinci Dağ’ın üzerinden ufka doğru yol alıyor. Yorgun bir serçe, bulduğu bir tırtılı yuvasındaki yavrulara götürmek için acele ediyor. Kırmızı kiremitlerle bezeli olan çatının üstünde yan yana duran iki bacaya, birbirine benzeyen iki güvercin konup havalanıyor. Sonra korna sesleri karışıyor hayat telaşının içine, sokakta top oynayan çocukların telaşı karışıyor, balkonlardan sokağa yayılan ve birbiri içine geçen yemek kokuları karışıyor. Bir zil çalıyor kapağında “Beşinci Dağ” yazan bir kitabın ilk satırlarında. Çalan bir zille başlıyor Beşinci Dağ’a yolculuğumuz.

Beşinci Dağ, İncil’de geçen şekliyle Hz İlyas’ın hayatının romanlaştırılarak anlatıldığı bir kitap. Kudüs topraklarında marangozluk yaparak hayatını idame ettiren, Hz Musa’nın aracı olduğu hak dini, İsrail halkına anlatmaya çalışan bir peygamber, İlyas. Hükümdarlarının Beşinci Dağ’ın Tanrılarına inanan Sur (Lübnan) prensesi ile evliliğinden sonra İlyas’ın ve İlyas’ın aracısı olduğu hak dinin düşmanları artmış, kimi öldürülmüş kimi de İlyas gibi çareyi gitmekte bulmuş.

Fenike topraklarında bir çocuk annesi, eşi ölmüş bir kadının evine ilahi bir emirle sığınan İlyas’ın, Akbar’da kaldığı süre boyunca yaşadıklarını; kendini, inandıklarını, içinde bulunduğu toplumun kabullenişlerini, reddedişlerini barındıran bir yol halini anlatıyor Beşinci Dağ.

Ancak kitabın konuyu ele alışı, “yaptı, etti, geldi, gittiler” şeklinde olmayıp, anlatılanlar basite indirgenmiyor. Herkesin bildiği konulardan bile yeni yollar, yeni yolculuklar çıkaracak kadar usta bir yazar sevgili Paulo Coelho. Bu yüzden kitabın her satırı, her yaşta, her okuyuşta farklı öğretiler sunuyor biz okuyuculara.

Her kitabın bir okunma zamanı var muhakkak. Bazı kitapların ise okuyanın ihtiyacına binaen karşısına çıkmasının bir tevafuk olduğunu düşünüyorum. Düşünsenize haleti ruhiyeniz darda, sizi anlayacak yahut sizi anlatacak satırlar denk düşüyor açtığınız sayfalarda. Kendinizi çıkmazda hissediyorsunuz ve size o satırlar, birbirinden güzel kapıların anahtarını sunuveriyor. Şunu yap demiyor ama “Sevgili okurum, bak sana rengârenk kapılar… İster birini seç, istersen sana kattıklarıyla sence bir kapı oluştur.” Deyiveriyor.

Misal, “Yapacak işim yok!” diyenlere, “Öyleyse bir şeyler öğren.” Diye yol gösteriyor ve “Şu sıralar insanların çoğu yaşama sırtını döndü. Canları sıkılmıyor, ağlamıyorlar, zamanın geçmesini beklemekle yetiniyorlar. Yaşamın meydan okumalarını kabullenmiyorlar, yaşam da onlara meydan okumuyor artık. Senin için de aynı tehlike söz konusu. Tepki ver, yaşamını göğüsle, ama onu reddetme.” Diye ilave ediveriyor.

Kitap; benlik boyutunda, toplum ve devlet boyutunda bir sorgulayış. Olana karşı gelmekle olanı kabullenmek arasında bir imtihan, her daim bir sınav. Bu sınavlara en çok tabi olan ise benlik boyutuyla İlyas. Tanrı’nın yeryüzündeki vekili olmak onu bu sınavlardan muaf tutmuyor. Peygamber sıfatına rağmen belki en çok o sorguluyor yaşanılanları, kefilsiz kabul zor geliyor kimi zamanda. Ancak nihayetinde imanın akla ihtiyaç duymaması, tecrübelerinin öğretisi oluyor.

Bugün baktığımızda zulmün diyarı olarak andığımız, her gün karelerce acısına, ağrısına, şehidine şahit tutulduğumuz Kudüs, MÖ 870 yılında da İlyas’ın nezdinde aynı dayatmaya maruz kalmış. Değişen isimler olmuş, suretler ise baki… Zalimin ismi İzebel değilmiş de bugün İsrail olmuş. Mazlumun ismi İsa olmuş, Musa olmuş, İlyas olarak kalmış zihinlerde; ama acısı, ağrısı, gözündeki yaş, dilindeki ah hep aynı kalmış. Tarihler değişmiş ama insanın kendinden olmayanı yok etme dürtüsü bir türlü değişmemiş.

Karanlığın yerini buruk bir aydınlığa bıraktığı şu sıralarda, ne anlatıyor Beşinci Dağ romanıyla bizlere sevgili yazar diye sorarsanız: Her gelen yeniliğe önyargı ile bakmamak gerektiğini; gelenekçiliğin günü takip etmeye engel olmadan yaşanması gerektiğini; dini, dili ne olursa olsun yapılan bir zulüm varsa sessiz kalmamak gerektiğini anlatıyor.

Adem olmaktan Âdem olmaya giden yolda, önümüze biz dahil pek çok engeller çıkabileceğini; Tanrı’nın bizler için çizmiş olduğu yaşam çizgisinde bıkkınlık ve usanç duymayanların asıl kazanan olduklarını; tecrübe denen şeyin hatalarımızın toplamı olduğunu; İbni Haldun’un deyimi ve bugün yaşanılanları gördüğümüzde, coğrafyanın kader olduğundan başka bir şey anlatmıyor.

Sevgili yazarın kaleminden damıtılan, okunduğunda insana pek çok şey katan kitaplardan bir tanesiydi ‘Beşinci Dağ’.

Simurgu ararken kendini bulan Hüdhüdlere ve kitap dostlarına tavsiye olsun.

Her zaman gitmek mi gerekir?

İnsanın, yaşamının bir aşamasının ne zaman bittiğini her zaman bilemesi gerekir. Bir yerde gerekli olan zamandan daha uzun kalmakta diretirsen, sevincini ve huzurunu yitirirsin.

YORUMLAR

  1. Songül dedi ki:

    Merak ettim kitabı. Üstelik şu dönemlerde dinlere din adına yapılan savaşlar zamanında her hangi bir dinin kuralları, yaşayış biçimi, insana düşen Şevkat, merhamet gibi duygulara en çok ihtiyacımız olduğu zamanda.