Çölün Ortasındaki Düşler Şehri: Dubai…

Bu yazımda sizinle birlikte Mecnun gibi çöllere düşeceğiz ama aşkımızdan değil, gezi merakımızdan. Nereye mi gidiyoruz? Dubai’ye…

Dubai, Birleşik Arap Emirlikleri’ni oluşturan 7 emirlikten bir tanesi. Aynı zamanda BAE’nin en yüksek nüfuslu, Abu Dhabi’den sonra en geniş yüzölçümüne sahip emirliği. BAE’nin toplam nüfusu 2020 yılı itibariyle 10 milyon civarı, bunun yaklaşık 3.4 milyonu Dubai’de yaşıyor. İlginç olan nüfusun sadece %20’si yerel halktan yani Emiratilerden oluşuyor. Kalan %80’lik kısmı buraya çalışma amacıyla gelen diğer ülke vatandaşları oluşturuyor. Dubai bir nevi yurtdışında çalışmak isteyen diğer ülke vatandaşları için bir cennet. Buraya çalışmak için gelenlerin çoğu Hindu, sonra Pakiler ve Filipinliler geliyor. Benim gözlemim Hindular ve Pakiler çoğunlukla taksici olarak çalışıyorlar. Filipinliler ise daha çok mağazacılık ve diğer hizmet sektörlerinde tercih ediliyorlar. Her ne kadar Dubai, yurtdışında çalışmak isteyen diğer ülke vatandaşlarının tercih ettiği bir yer olsa da, burada vasıfsız işlerde çalışan kişilerin emeklerinin sömürüldüğünü belirmem gerek. Kıt kanaat geçinebilecekleri maaşlarla, günde 13-14 saat çalışmak zorunda olanları gördüm. Gerçi bu modern dünyanın bir sorunu, sadece Dubai’ye özgü değil.

Neyse biz konumuza dönelim. Dubai’ye ilk kez 2017 yılında gittim. İş amaçlıydı gidişim ama,  gezme fırsatı da buldum. 2017’den bu yana da yılda bir bazen de iki kez gidiyorum. İlk gittiğim zaman gerçekten heyecanlanmıştım çünkü Avrupa’ya defalarca gitmeme rağmen, ilk kez Türkiye’den daha doğuda olan bir ülkeye gidiyordum. Bir de Dubai’nin “lüksler şehri” olması bende aryıca bir heyecan yaratıyordu. Lüks arabalar, lüks evler, lüks hayatlar…

Öncelike şunu söyleyeyim; Dubai’ye gidebilmek için vizeye ihtiyacınız var. Ancak konsolosluğa ya da büyükelçiliğe gitmenize gerek yok. Aracı firmalar vasıtasıyla belli bir ücret ödeyerek online vize alabiliyorsunuz.

Hatırladığım kadarıyla ilk kez gittiğimde aylardan Ağustos’tu. Çok sıcak olmasını bekliyordum ama nem beklemiyordum. Sıcağını şöyle anlatayım size; Adana’nın en sıcak ve nemli gününü düşünün (eğer gittiyseniz). Düşündünüz mü? Peki, düşünürken o sıcağı hissettiniz mi? Ha işte o sıcağı ve nemi iki ile çarpın, işte öyle bir his yazın göbeğinde Dubai’de olmak. İnanılmaz sıcak ve nemli, beş dakikadan fazla klimasız ortamda duramıyorsunuz. O yüzden gitmek için tercih edilmesi gereken dönem Kasım ayından Mart ayına kadar olan dönem. Özetlemek gerekirse Dubai’de 6 ay yaz, 6 ay da cehennem yaşanıyor.

Dubai’yi gezmek için bence 3 veya 4 tam gün yeterli. Bir gününüzü çölde safariye ayırın, geri kalan 2-3 gün görülmesi gereken yerler için yeterli. Eğer alışveriş tutkunu değilseniz, Dubai’ye bir daha gelme konusunda çok istekli olmayacaksınız diye düşünüyorum. Dubai’de görülmesi gereken yerler arasında; 828 metre yüksekliği ile Dünya’daki en yüksek binalar arasında yer alan Burj Khalifa, hemen Burj Khalifa’nın altında bulunan, müzikle dans eden The Dubai Fountain (Dubai Fıskıyesi), yelken şekliyle Dubai’nin simge binalarından biri olan Burj Al Arab, yüksek ve lüks binaların manzarasını seyredebileceğiniz Dubai Marina ilk sırada geliyor. Bunların dışında gezebileceğiniz ve eğlenceli zaman geçirebileceğiniz birçok tema park ve artık bir yaşam alanına dönüşmüş alışveriş merkezleri var.  Vaktiniz kalırsa denize de girebilirsiniz. Zira hava, neredeyse 365 gün denize girebilme imkanı tanıyor.

Çöl safarisi konusuna gelirsek, benim en çok zevk aldığım aktiviteydi. Safari artı sonrasındaki eğlence faslı darken tüm gününüzü ayırmanız gerekiyor. Sizi sabahtan 4×4 araçlarla alıp önce safarinin yapılacağı çöle götürüyorlar ve yaklaşık 2 saat kadar sürecek tura çıkarıyorlar. 4×4 araçlarla kum tepelerinin üzerinden aşarken adrenaliniz tavan yapıyor. Bazen öyle manevralar yapıyor ki şoförler, aracın devrileceğini düşünüyorsunuz ama devrilmiyor. Şöförler bu konuda oldukça uzmanlaşmışlar. Sonra turun bitmesine yakın bir tepenin başında durup sand-board dedikleri (kumda bir tahta üzerinde kayma) aktiviteyi yapıyorsunuz. O tahtanın üzerinde durmak bayağı zor, o yüzden ben oturarak kaymıştım ve tepe taklak devrilmiştim. Eğlenceli duruyor ama tehlikeli de. Düştükten sonra bir süre kendime gelememiştim, o yüzden dikkatli olmanızı öneririm.

Safari sonrası sizi çölün ortasında bir vahaya götürüyorlar. Burada hem akşam yemeği yiyor hem de çeşitli eğlenceli dans ve ışık gösterilerini izleme fırsatı buluyorsunuz. Yemekler çok başarılı olmasa da dans ve ışık gösterilerini beğenmiştim. Eğlence sonrası sizi tekrar otelinize bırakıyorlar.

Pandemi sonrası gitmeyi düşünebilirsiniz. Dubai para birimi olarak Dirhem’i kullanıyor. Değeri bizim paramızın iki katı. Avrupa’ya göre bence tercih edilebilir. Biraz pahalı olsa da yine de Avrupa kadar cebinizi zorlamayacaktır.

Bir sonraki durakta görüşmek dileğiyle…