Cahillik Mutluluk mudur?
İnsan öğrendikçe daha çok eksik olduğunu fark ediyor evet ama birde durmayıp devam ettiğini gördükçe de doğru yolda olduğunu fark ediyor.
İnsan kendine dönmeye çalıştıkça, kendisiyle uğraştıkça neler neler çıkıyor baş etmesi ya da anlaması gereken. Cahillik mutluluk mudur? diye tartışılıp durulur ya belki de bilmek çoğu zaman insana ağır geldiğindendir. Geçmişe dönüp baksak ayrı problem, geleceği düşünsek başka bir kasvet. Sonrada diyorlar ki anda kal. Ah kolay olsa zihnimizi susturup sadece anın tadını çıkarabilmek. Ama sadece derdimiz kendimizi bilmekle de bitmiyor ki. Yok atalarına bak geçmişlerinde neler yaşamışlar, yok küçükken anne baban sana neler dedi seni üzüp kıracak, fark etmeden de olsa bilinçaltında yer edecek. Bunun gibi bir dolu soru ya da sorun.
Özüne.
Sözüne.
Benliğine.
İlgilenme kimseyle.
Kim ne yemiş, ne giymiş
Bundan sana ne.
Sen kendini besle.
Bilgiyle,
Sevgiyle,
Şefkatle.
Ancak o zaman ulaşırsın,
İnsan olmanın erdemine… Can Yücel
Küçükken ailemizin bize sakın şunu yapma aman sakın şuraya gitme dediği ve bizim arkadaşlarımızla gizlice gidip yaptığımız şeyler bile bazen bizim hayat boyu suçluluk duymamıza sebep olabilen şeylermiş. Diğer yandan da eğer ilerleyen yaşlarda bile ailemizin bize çizdiği sınırlarda yaşamaya çalışırken onların tasvip ettiği hatalar yaptığımızda o olayın sorumluluğunu alamıyorsa ve ailemize karşı hala kendimizi suçlu ya da sorumlu hissediyorsak kaç yaşında olursak olalım çocukluktan kurtulamamışız demektir. Ne zamanki yaptığımız yada yaşadığımız her şeyin sorumluluğunu kendimiz kabul edip yola o şekilde devam edebiliyoruz işte o zaman yetişkin bir birey olabiliyormuşuz.
Tüm bunlar ‘Zeytin Ağacı’ dizisinin yayınlamasıyla insanların artık aile dizilimi olayını merak etmesi hatta hemen kendileri için seanslar almaya başlamasına sebep oldu. Ama bu diziden öncede kendini anlamaya, bulmaya niyet etmiş insanlar zaten aile diziliminden faydalanıyordu. Mesela E. Feride Gürsoy yaklaşık yirmi senedir bu konu ile ilgili çalışmalar ve dizim yapan bilge bir insandır. Onun sadece bir ‘Online Aile Dizimi ve Atalarla Şifa Çalışması’ seminerine katılıp o naif sesiyle dört buçuk saat hiç bıkmadan sıkılmadan anlattığı bir çalışma ve anlatımını dinleseniz tüm söylediklerim daha yerli yerine oturacaktır. Normalde bu tarz eğitimlerde belli bir noktadan sonra insan ağırlaşır sıkılır, zaten kayıt gönderilecek devamını da oradan dinlerim deyip devam etmezsiniz ya işte bu asla öyle bir şey değildi. Zaman bitmesin anlatmaya soru cevaplamaya devam etsin istedim. Anlattığı bazı temel felsefeler kendi hayatımda bazı noktalardaki sıkışmışlıklara ışık oldu, aydınlandım. Ya gerçekten olabilir mi deyip şaşırarak dinlediğim çok fazla kısım vardı.
İnsan öğrendikçe daha çok eksik olduğunu fark ediyor evet ama birde durmayıp devam ettiğini gördükçe de doğru yolda olduğunu fark ediyor. İşte o nokta belki de kendimize öz şefkat göstermemiz gereken nokta. O yüzden kendimize çok yüklenmeden, hayatımızda her ters giden şeyi de geçmişe, atalara ya da kesin bende bir problem var diyerek çıkmaza sokmadan yolumuza devam edelim. Biliyoruz ki en karanlık diye düşündüğümüz yer ışığın en parlak görüneceği yer olabilir.
Zamanın eli değdi bize
Çoktan değişti her şey
Aynı değiliz ikimiz de
Zaaflarına bir gece
Hatalarına bir nilüfer
Sevgisizliğine bir kalp verdim
Artık geri ver, geri veremezsin aldıklarını
Artık geri ver, geri verilmez hiçbir yanılgı
Yokluğuma emanet et sen de benden kalanları
Her şeyi al bana beni geri ver
Bir şansım olsun
Başka yer başka zaman
Sensiz ömrüm olsun
Her şeyi al bir şansım olsun
Başka yer başka zaman
Sensiz ömrüm olsun
Sensiz ömrüm olsun…Murathan Mungan