DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

Batık Şehir; Halfeti

Sesli Dinle

Halfeti’den ayrılmak için acele etmeyin, çünkü Halfeti’nin kendisinin hiç acelesi yok. Çünkü burası 2013 yılında “Cittaslow” yani “Sakin Şehir” ilan edilmiş.

Batık Şehir; Halfeti
03.12.2020
6.288
A+
A-

Şanlıurfa şehir merkezine yaklaşık 1.30 saat, Gaziantep şehir merkezineyse 1.20 saat mesafede bulunuyor Halfeti. Gaziantep’e karayoluyla bir miktar daha yakın olmasın rağmen, Şanlıurfa il sınırları içerisinde kalıyor. Her iki şehre de aşağı yukarı eşit mesafede olması, haftasonu gezisi için Halfeti’yi tercih edenlerin sayısını arttırıyor doğal olarak.

Halfeti gezimden bahsetmeden önce isterseniz biraz tarihinden bahsedeyim. Zira Fırat Nehri kenarında olması sebebiyle birçok kadim medeniyete ev sahipliği yapmış.

M.Ö.855 yılında Asur kralı III. Salmanassar tarafından zapt edildiği zaman Şitamrat adını taşıyormuş. Yunanlılar bunu değiştirerek Urima adını vermişler. Süryaniler ise “Kal’a Rhomeyta” ve “Hesna the Romaye” adlarını kullanmışlar. Şehir Arapların eline geçtikten sonra “Kal’at-ül Rum” adıyla anılmış. II. yüzyılda Bizanslıların eline geçince bu kez de “Romaion Koyla” adını almış.

1280 yılında Beysari komutasındaki Memluk ordusu tarafından kuşatılmış, sonuç alınamayınca şehirdeki Hıristiyan mahalleleri beş gün süreyle yağmalanmış. 1290 yılında bu kez Memluk Sultanı Eşref tarafından feth edilmiş. Ve son kez Memlükler tarafından tamir edilen şehre “Kal’at-ül Müslimin” adı verilmiş. Yavuz Sultan Selim zamanında Osmanlılara geçen şehir, zamanımızda da kullanılan “Urumgala” ve “Rumkale” adlarını alarak 1954 yılında ilçe haline getirilmiş.

2000 yılında Birecik Barajı’nın tamamlanıp işletmeye alınmasıyla bir kısmı sular altına kalmış Halfeti’nin. İlçe merkezi yaklaşık 15 km. mesafede bir yere taşınmış, buraya da Yeni Halfeti adı verilmiş. Sular altında kalan kısmına da “Eski Halfeti” adı verilmiş.

Tarihe ilgi duyan biri olarak Halfeti, gezdiğim yerler arasında ayrı bir yere sahip. İki kez gittim Halfeti’ye, her gittiğimde de aynı heyecanı hissettim. Gidenler bilir, henüz gitmeyenler de gittiğinde anlayacaktır, burası sanki başka bir dünyaymış gibi hissediyor insan.

 

 

 

Halfeti’ye yaklaşırken önce büyük bir Halfeti yazısı görüyorsunuz. Burada arabayı durdurup Halfeti’yi yüksekçe bir yerden izleyip fotoğraf çekebilirsiniz.

İlçe merkezine kısa sürede inip belediyenin belirlediği ücretsiz park yerlerine arabayı bırakabilirsiniz. Arabadan inip biraz yürüyünce marinaya varacaksınız. Burada görecek pek bir şey yok o yüzden hemen bir tekne kiralayıp Fırat Nehri boyunca sürecek bir tura katılmanızı tavsiye ederim. Tekneyle ilerlerken hemen solunuzda yükselen Rumkale’yi göreceksiniz.

Rumkale her ne kadar hemen suyun karşı kıyısında bulunsa da buraya kara yoluyla ulaşmak için tekrar Gaziantep’e dönüp, oradan da Yavuzeli ilçesine gitmeniz gerekiyor. Yani Halfeti’den Rumkale’ye karayoluyla gitmek yaklaşık 2.30 saat sürüyor.

Rumkale’yi geçip bir süre daha ilerledikten sonra Eski Halfeti’ye yani Batık Şehre ulaşıyorsunuz. Orada yarısı suyun altında evler ve sadece minaresi suyun üzerinde kalan camiyi göreceksiniz. Bu manzarayı izlerken hem hayran oluyorsunuz hem de baraj yüzünden evlerini terk etmek zorunda kalan insanların üzüntüsünü hissediyorsunuz. Tekneler genelde burada bir süre duruyor. O sırada hemen kıyıdaki çay bahçesinde çayınızı içip bu mistik manzaranın tadını çıkarabilirsiniz.

Döndükten sonra kıyı boyunca yürüyün. Bir süre sonra asma köprüye ulaşacaksınız. Burada da yine sizi güzel manzaralar karşılayacak.

Manzaraya doyduktan sonra sıra karnınızı doyurmada. Hemen asma köprünün yakınındaki restoranlarda yemek yiyebilirsiniz. Size tavsiyem bölgeye özgü, Türkiye’de sadece Fırat ve Dicle nehirlerinde yetişen, tadını çok beğendiğim “Şabut Balığı”nı denemeniz. Yağlı bir ete sahip, tadı ve görüntüsü tavuğu andıran bir balık.

Yemek sonrası asma köprüyü geçin ve yolun sonuna kadar yürüyün, burada da hemen nehrin kenarında bir cafe var. Burası artık gezinizin sonu olacak. Burada çay içip, dönüşe geçmeden önce biraz keyif yapabilirsiniz.

Halfeti’den ayrılmak için acele etmeyin, çünkü Halfeti’nin kendisinin hiç acelesi yok. Çünkü burası 2013 yılında “Cittaslow” yani “Sakin Şehir” ilan edilmiş. Bir yerin “Sakin Şehir” ilan edilebilmesi için birçok kriteri karşılaması gerekiyor. İşte Halfeti bu kriterleri karşılayan bir yer.

Bir sonraki durakta görüşmek dileğiyle…

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.