Var Olabilmek İçin Zorundayız…
Ya birlikte yaşamayı öğreneceğiz ya da birlikte yok olacağız!
Merhaba Değerli Okuyucularımız,
2024 yılının ilk yazısı ile karşınızdayım. Uzun zamandır sosyal medya platformlarında dikkatimi çeken bir konu üzerine bir gözlem yaptım bunu sizlerle paylaşmak istiyorum.
Yıllardır bütün insanlık ile beraber en çokta bizim ülkemizde uygulanan etnik, din ve mezhepsel ayrıştırmalara kadın-erkek ayrıştırılması da eklenmiş görünüyor. İnsan varlığının devamlılığını medeniyeti insanlığı bu güne getirmiş olan bu iki varlık birbirine düşman edilmek isteniyor, geçmişte kurulan kadın koruma dernekleri gibi sivil toplum kuruluşları vardı ve hala varlar, evet var olmalılar da fakat varlıkları tamamen erkek düşmanlığı üzerine kurulmuş olmamalıdır.
Haksızlığa karşı kurulmuş olduğunu söylesek bu STK’ların öyle bir durum yok zira kadının beyanını esas alan bir kanun var yasalarımızda. Yani yolda giderken bir kadın size bir iftira da bulunsa kadın bunu ispatlamakla yükümlü değil, erkek olarak siz kendinizin suçsuz olduğunuzu ispatlamakla yükümlüsünüz. Hal vaziyet böyle olunca da erkekleri koruma adına dernekler de kurulmaya başladı evet erkekleri koruma derneği, erkekleri kimden neyden koruyacak bu dernekler?
Kadınların uğradıkları zulümler olmadı mı derseniz mutlaka oldu, erkeklerin uğradığı zulümler olmadı peki? Tabiki o da oldu.
Şimdi sizden şunu rica ediyorum;
Lütfen dünyaya ve yaşanılanlara kuş bakışı denilen tepeden bakma şekliyle bir bakın, sanki bir el insanlığı dininden başlayarak, ırkına, mezhebine kadar ayrıştırıp birbirine düşman etti ve bunda başarılı olduğunu gördü ki en son kadın ve erkeği birbirine düşman etmeye başladı. İnsanı inançlarından uzaklaştıranların kendi inançlarına ne denli bağlı olduklarını bilseniz inanamazsınız, size ait olan manevi ve ahlaki değerleri küçümsemenizi sağlayanların kendi değerlerine nasıl sıkı sıkıya sarıldıklarına da inanamazsınız, zaman içinde olanların oluş şekli değişse de sebepleri aynı elin planı ile devam ediyor.
İnsanlık bir an önce kendine gelmeli ve üzerinde oynanan bu oyna bir dur demeli, birbirini tamamlayan bu iki kıymetli kadın ve erkek varlığı her şeyden önce rıza ile gönül birliği yapıp daha güzel bir dünya inşaa etmenin yollarını bulmak zorundadır.
Ya birlikte yaşamayı öğreneceğiz ya da birlikte yok olacağız!
Saygıdeğer ahmet bey yazılarınızı büyük bir sabırsızlıkla takip ediyorum. Güzel ve güncel konulara değiniyorsunuz. Sizi tebrik ederim. Başarılar.