İyikilerimiz…
Her zaman aynı yöne aynı yerden bakamasak da, beraber görmeye çalıştığımız bir şeyler olması güzel…
“Bu sabah hava berrak;
Bu sabah her şey billurdan gibi.
Gök masmavi bu sabah,
Güzel şeyler düşünelim diye.
Yemyeşil oluvermiş ağaçlar,
Bulutlara hayretinden.
Işıldıyor kanat seslerinde kuşların
İlk uçtukları günün altın sevinci.
Karlı dağlardır sefere çıkmış,
Vadideki suyun şırıltısında.
Ben gülüm, ben karanfil, ben de yasemin diyor,
Renk renk kokularla çiçekler,
Sahiplerinden memnun evlerin bahçelerinde.
Boy boy insan gölgeleri kımıldar
Güneşi içmiş kaldırımlarda.
Belli adım atışlarından,
İçlerinden geçen şey.
Bütün erkekler delikanlı,
Bütün kadınlar genç kız,
Fakirinde refah,
Hastasında sağlık.
Sorulsa çocuk bahçesi derim,
Karşı bayırdaki mezarlık.
Bu sabah hava berrak,
Bu sabah her şey billurdan gibi.” Cahit Sıtkı Tarancı
Geçen hafta salı geri kalan hayatımın ilk günü diye uyandım, uzun zamandır bırakmayı beklediğim yüklerimi artık indirme zamanı gelmişti. O yüklere el verenler yine yanımdaydı şükürler olsun. Hayat her zaman güllük gülistanlık olmadı benim için, bazen gerçekten dipte olduğumu hissettiğim, zannettiğim zamanlar oldu. Ama hayat o kadar güzel göz kırptı ki bana, öyle güzel insanlarla hayatım kesişmiş ki yeniden devam etme gücünü kendimde bulup hadi bir tur daha deyip diğer raunda geçtim. Öyle zamanlarda Ataol Behramoğlu’nun şu dizeleri geliyor aklıma;
Her zaman yeniden başlamak duygusu
Doğuyor içimde
Her uyanışımda
Düşmanlarımı bağışlıyorum
Daha çok seviyorum dostlarımı
Her uyanışımda.
Hayatımdaki insanları zorla tutmaya çalışmamam gerektiğini ya da onların beni hayal kırıklığına uğrattığı zamanları üzerinden atlayarak kendime bulaştırmadan geçmeyi öğrendim artık. Öyle olunca da kalanların kıymetleri daha bir artıyor tabi ki. Hayatımızdaki herkesle bakış açımız, tarzımız, yaşantımız aynı mıdır? Kesinlikle hayır. Bazen dışarıdan bakınca zıt göründüğümüz insanlar aksine o kadar yakınlarımızdır ki sadece beraber gülmek eğlenmek değil bazen de beraber deli gibi ağlamalarımızı paylaşırız. Karşısındaki insandan onun gibi düşünüp, onun gibi olmasını bekleyen insanlara Bedri Rahmi Eyüpoğlu’nun dizeleriyle cevap vermek istiyorum;
Dostluk dediğin güzel bir kitap
Hava gibi
Su gibi
Ekmek gibi
Vazgeçilmez bir tad
Sonuna kadar dayanmak şart
Dostluk dediğin eşsiz bir kitap
Sevmediğin sayfaları varsa atla
Sayfayı kökünden yırtmak şart mı.
Tüm bu söylediklerimin üzerine zorlu süreçlerimin başından beri yanımda olan yükümü alamasalar da hafifletmek için ellerinden gelenin en iyisini yapmaya çalışan, her daim yanımda olduklarını hissettiren tüm arkadaşlarıma tüm kalbimle teşekkür etmek istiyorum. Ailemden sonra en büyük desteği ve gücü onlar verdi. O yüzden hepimize bir hatıra olması için buraya aşağıdaki fotoğrafımızı da iliştirmek istiyorum.
Bu resimlerde olmayan yine her daim varlıklarını hissettiren dostlara da buradan selam ederim. Hep böyle güzel ve bizi ileri götüren günlerimizi kutlamak dileğiyle.
Her zaman aynı yöne aynı yerden bakamasak da, beraber görmeye çalıştığımız bir şeyler olması güzel…