DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

Köklü Çınar Ağacı Misali

Yazılan gelir sağ olan başa bir ayrılık, bir yoksulluk bir de ölüm…

Köklü Çınar Ağacı Misali
21.07.2022
3.102
A+
A-

Bir an için köklü büyük bir çınar ağacı olduğunuzu düşünün,

Yüzyıllardır aynı yerdesiniz gölgenizde ne sevdalar ne acılar yaşandı. İnsanların mutluluklarına, kaygılarına, korkularına tanıklık ettiniz. Kimisi kaygılandığı korktuğu birçok durumu görmeden kimisi ise beklediği mutluluğu huzuru bulamadan göçtü gitti bu dünyadan.

Belki de bu insanların birçoğu kaygılardan ve beklentilerden uzak daha rahat ve huzurlu bir hayatı yaşayabilirdi. Peki, buna mani olan neydi acaba? Sonsuzluk isteğimi? Verdiği nefesi geri alamama ihtimali ve bu ihtimalin bir gün gerçek olacağını bilerek üstelik. Tuhaf varlıklarız gerçekten, yapmamız gereken tek şey hem kendimizin hem de tabiatın olduğu şekilde kalmasını sağlamak yeterliydi dünyanın daha yaşanılabilir bir yer olarak kalması için.

Daha önce bir yazımda da bahsetmiştim, bir araç alırken orijinal hali ile kalmış olanı tercih ederken biz insan olarak neden o orijinalliği kendimiz de koruyamıyoruz diye. Tabi insanın aklına şu da geliyor eski yazılardan örnek vererek kendimi mi tekrar ediyorum diye fakat insanlık tarihine bakınca da bütün insanlığın da kendini tekrar ettiğini görüyor ve rahatlıyorum yalnız değilim bu tekrar konusunda diyerek. Nasıl mı? Şöyle açıklayayım izin verirseniz.

Kabil’in Habil’i öldürmesine sebep olan kin, nefret, kıskançlık günümüzde de var,  demek ki teknolojinin ve konforun artmış olması insanın gelişmiş olduğu anlamına gelmiyor. Günümüzde bilimin teknolojinin gelişmiş olması ile övünen insanlık bunu kendi çıkarları ve kendi gibi olanları diğerlerinin üzerinde daha güçlü kılabilmek için kullanıyorsa, insanlığın mevcut halini sürekli ileri götürebilecek gücü ve bilgisi varken bilerek ve isteyerek düşmanlığı körükleyip acıyı ve zulmü çoğaltıp bundan zevk alıyorsa benim bunu düşünmem kadar normal bir durum yok demektir. Buradan şu sonucu da çıkarabiliriz başka bir açıdan bakarak, yukarıda orijinalliğimizi korumak konusunda ısrarcı oluyoruz da, ya orijinal halimiz bu ise! Bunun karşılığında kin, nefret ve kıskançlığın mağduru olan Habil’i nereye koyacağız? O da bu dünyadan geçti, kendisinde olmayan ama kardeşinde olan duyguların kurbanı oldu. Belki de yaşanılan binlerce yıllık insanlık tarihinin özetidir, Kabil ile Habil’in arasında geçenler. Bu pencereden bakacak olursak dünya şöyle bir yer mi acaba, iyilerin cehennemi kötülerin cenneti, umarım böyledir. Her şey aslına rücu eder denirken bunlardan mı söz ediliyordu acaba? İyiler bir tarafa, kötüler bir tarafa…

Halk eylendiğimiz üzere kalmaya özen gösterilmesi gereken dönemlerden geçiyoruz.

Eyleyenin bir fırsatı idi belki bu bize, buna sahip çıkılmazsa sahip olmak isteyenler mutlaka olacaktır. Ben yazarken yazana değil yazdırana bakın diyorum, sizde okuyana değil okutana bakın diye okuyun, bir an için bile olsa aynı pencereden bakabiliriz ait olmadığımız yere.

Dediği gibi rahmetliğin,

Yazılan gelir sağ olan başa bir ayrılık, bir yoksulluk bir de ölüm…

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.